Kur’an-ı Kerim’den Öğütler: Peygamber Kıssaları 5. Sınıf Din Kültürü


Kategoriler: 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Cepokul

KUR’AN-I KERİM’DEN ÖĞÜTLER: PEYGAMBER KISSALARI

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de geçmiş toplumların, bazı peygamberlerin, bazı şahsiyetlerin gerçek hayat hikâyelerine yer vermiştir. Kur’an-ı Kerim’de yer alan bu gerçek hayat hikâyelerine kıssa denilmektedir. İnsanların geçmişten ders çıkarması için bu kıssalar büyük önem taşımaktadır. Kıssalarda peygamberlerin başına gelen bazı olaylar, geçmiş toplumların yaşadıkları sıkıntılar, çöken devletler ve yok olan milletler yer alır.

Kıssalarda, peygamberlerin hayatlarına çok fazla yer verilmiştir. Peygamberlerin yaşadığı sıkıntılar ve çözüm yolları detaylıca anlatılmıştır. Bazı peygamberler de verdikleri tevhid mücadelesinden dolayı ön plana çıkarılmıştır. Verdikleri bu mücadeleden dolayı onlara “Ülü’l-azm” denilmektedir. Bu peygamberlerden bazıları Hz. Nuh (a.s.), Hz. İbrahim (a.s.), Hz. Musa (a.s.), Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Muhammed’dir (s.a.v.).

Hz. Nuh (a.s.)

Hz. Nuh’un (a.s.) yaşadığı toplumda insanlar zamanla Allah (c.c.) inancından uzaklaşmaya başlamışlar, kimileri putlara tapmaya, kimileri haksızlık yapmaya, kimileri de çevresine zulmetmeye başlamışlardır. Yüce Allah da insanları bu kötü durumdan kurtarmak için Hz. Nuh’u (a.s.) peygamber olarak göndermiştir.

Peygamberlik görevi verildiğinde Hz. Nuh, öncelikle insanları tevhid inancına, Allah’a (c.c.) kulluk etmeye ve ahlaki değerlere sahip çıkmaya davet etmiştir. Ancak inkârcı kavim, bu daveti reddetmiş ve putlarına tapmaya devam etmiştir. Bunun üzerine Allah (c.c.) onlara azap göndereceğini bildirmiştir.

“Allah’tan başkasına ibadet ve kulluk etmeyin. Doğrusu ben sizin adınıza elem dolu bir günün azabından korkuyorum.”
(Hûd suresi, 26. ayet)

Hz. Nuh (a.s.) her ne kadar büyük çaba gösterse de insanlar putlara tapmaktan, birbirlerine zulmetmekten ve ahlaksızlık yapmaktan geri durmamışlardır. Hz. Nuh (a.s.) buna rağmen sabırlı bir şekilde insanları ikna etmeye çalışmıştır. Ancak, insanlar onu dinlemeyip çeşitli bahaneler uydurmuşlardır. Hz. Nuh (a.s.) onlara şöyle seslenmiştir:

“Eğer etrafımdaki fakir kimseleri yanımdan uzaklaştırırsan sana iman ederiz.” teklifiyle bulunmuşlardır. Ancak Hz. Nuh (a.s.) bu teklifi geri çevirir.

“Onların hesaplarını görmek ancak Rabb’ime aittir. Bir anlayabilseniz! Ben inananları kovacak değilim.”
(Şu’arâ suresi, 113-114. ayetler)

Hz. Nuh’un (a.s.) bunca çabasına rağmen kavmi iman etmeyince Allah (c.c.) Hz. Nuh’a (a.s.) bir gemi yapmasını emreder. Hz. Nuh (a.s.) gemiyi inşa ederken, kavminden ona inanmayan kimseler onunla alay ederler. Fakat Hz. Nuh (a.s.) onlara aldırış etmeden gemiyi tamamlar. Kısa süre sonra şiddetli bir yağmur başlar. Hz. Nuh (a.s.) hemen iman eden insanları gemiye alır ve hayvanlardan da birer çift olmak üzere gemiye bindirir. İnanmayanlar yükselen sular altında kalarak can verirler. Bu kişiler arasında Hz. Nuh’un (a.s.) oğlu da yer almaktadır. Gemi günlerce süren yağmurdan sonra Cudi Dağı’na oturur.

“Ey yeryüzü! Yut suyunu! Ey gök! Tut suyunu.” Ve su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cudi’ye oturdu ve “Zalimler topluluğu, Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” denildi.”
(Hûd suresi, 44. ayet)

Geminin karaya oturmasının ardından Hz. Nuh (a.s.) ve iman edenler, Allah’ın (c.c.) emriyle yeryüzüne dağılır, bereketli toprakları kendilerine yurt edinirler. Böylece yeryüzünde hayat yeniden başlamış olur. Hz. Nuh (a.s.) “insanlığın ikinci atası” olarak da bilinmektedir.

Hz. İbrahim:

Kur’an-ı Kerim’de, kendisini Allah’a (c.c.) adayan, akıllı, dürüst, güzel bir örnek ve hanif (doğruya ve hakka bağlanan, Allah’ın (c.c.) birliğine iman eden olarak tanıtılan Hz. İbrahim (a.s.) Babil halkını İslam’a davet etmekle görevlendirilmiş ve onları putlara ve yıldızlara tapmamaları konusunda uyarmıştır. Putlara tapan kimseler arasında babası Azer de olmasına rağmen doğruları korkusuzca açıklamış, insanları mantıklı düşünmeye davet etmiştir.

“Hani o, babasına ve kavmine, ‘Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?’ demişti. ‘Babalarımızı bunlara ibadet ediyor bulduk’ dediler. İbrahim, ‘Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz,’ dedi. ‘Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen bizimle eğleniyor musun?’ dediler.”
(Enbiyâ suresi, 52-55. ayetler)

İnsanlar, Hz. İbrahim’in uyarılarını dikkate almayıp alaycı tavırlarla karşılık verince Hz. İbrahim (a.s.) de beldeyi terk eder. Halk şehirden uzaklaşınca onlara bir ders vermek için putların olduğu yere gider ve en büyüğü hariç bütün putları kırar. Baltayı da en büyük putun boynuna asar. Halk büyük bir şaşkınlıkla Hz. İbrahim’e (a.s.) “Sen mi yaptın bunu ilahlarımıza ey İbrahim!” diye sorunca o da onlara şu cevabı verir:

“…Hayır! Bunu şu büyüğü yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa, onlara sorun bakalım!” (Enbiyâ suresi, 63. ayet)

Halk bundan büyük bir ders çıkarmaz ve onu ateşe atarak cezalandırmak ister. Ancak bir mucize olarak Allah’ın (c.c.) emriyle ateş onu yakmaz. Hz. İbrahim (a.s.) ve oğlu Hz. İsmail (a.s.) daha sonra Mekke’ye gider ve orada Kâbe’yi inşa ederler. Mekke’ye yerleşirler ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) soyu da Hz. İbrahim (a.s.) soyuna dayanmaktadır.


Hz. Musa (a.s.):

Bir gün Mısır’ı yöneten Firavunlardan biri gördüğü bir rüya üzerine İsrailoğullarından doğan bütün erkek çocukların öldürülmesini emreder. Hz. Musa (a.s.) bu olayın yaşandığı bir sırada dünyaya gelir. Hz. Musa’nın (a.s.) annesi Allah’tan (c.c.) aldığı mesaj doğrultusunda onu bir sandığa koyar ve Nil Nehri’ne bırakır. Firavun’un sarayına kadar giden sandık, Firavun’un ailesi tarafından bulunur ve Hz. Musa (a.s.) sarayda büyür.

Firavun’a karşı mücadele eden Hz. Musa (a.s.), İsrailoğullarını kölelikten kurtarmak ve Firavun’un zulmüne karşı çıkmak üzere görevlendirilmiştir. İsrailoğullarını Mısır’dan çıkararak özgürlüklerine kavuşturur ve onları Allah’ın (c.c.) dinine yöneltir.


Hz. İsa:

Kur’an-ı Kerim’de “Meryem oğlu İsa” ve “Mesih” isimleriyle anılan Hz. İsa (a.s.), sıkça bahsedilen peygamberlerden biridir. Annesi Hz. Meryem’dir. Allah (c.c.), Hz. İsa’yı (a.s.) mucizelerle donatarak İsrailoğullarına peygamber olarak göndermiştir. O, Allah’ın (c.c.) izniyle körleri iyileştirmiş, ölüleri diriltmiş ve daha pek çok mucize göstermiştir.

“Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için gönderildim. Ve Rabbinizden size bir mucize getirdim. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
(Âl-i İmrân suresi, 50. ayet)

Ancak Hz. İsa’nın (a.s.) uyarılarını dikkate almayan İsrailoğulları ona tuzak kurar ve onu öldürmeye çalışırlar. Fakat Allah (c.c.), Hz. İsa’yı (a.s.) göğe yükseltir ve onu düşmanlarının ellerinden kurtarır.

“Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.”
(Âl-i İmrân suresi, 54. ayet)


Liselere Giriş Sınavı (LGS)
5 Haziran 2022 Pazar

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
18 Haziran 2022 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)
19 Haziran 2022 Pazar