Kritisizm, gerçek bilginin mutlak olamayacağını savunan şüpheci filozoflarla, olabileceği görüşünü savunan dogmatik filozofları uzlaştırmaya çalışan bir görüştür. Bu görüşün temsilcisi Immanuel Kant‘tır.
Ona göre, hiçbir bilgiyi tartışmadan, eleştirmeden kabul etmek doğru değildir. Yani gerçeği bilmeye çalışmadan önce gerçeğin koşullarını, bilgi elde etmeden önce bilginin koşullarını aramak ve bunlar üzerinde eleştirel bir düşünce ile durmak gerekir.
Kant’a göre insan bilgisi, duyu organlarının bildirdiklerinin zihin tarafından birleştirilerek bilgi haline dönüştürülmesidir. Örneğin, “Elma ekşidir.” bilgisini ele alalım. Gözümle elmayı görürüm, dilimle ekşiliğini hissederim, fakat duyu organlarımla fark ettiğim bu nitelikler zihinde bilgiye dönüşür. Kant, zihinde varlığını kabul ettiği akıl kalıpları (kategoriler) ile bilginin gerçekliğini ifade eder.
Kant’a göre, a priori (deneyden gelmeyen) olan kategoriler, bilgi elemanlarıdır. Zaman ve mekan da a prioridir. Zamansız ve mekansız hiçbir şey düşünemeyiz, ama zamanı da mekanı da görmüş değiliz. 3×3 ün dokuz ettiğini a priori olarak biliriz.
Demek ki zihin, kendi formları (kategorileri) ile deneyden gelen verileri bilgiye dönüştürüyor. Nesneler ve olaylar (fenomenler) olduğu gibi değil, zihnin formlarına göre biliniyor. Zihin böyle olmasaydı, nesneler ve olaylar başka türlü bilinecekti. Öyleyse nesneler ve olaylara ait bilgiler, insan zihni bakımından görecelidir. Ancak bunlar kesin, doğru ve genel-geçer bilgilerdir.