Komünite ve Popülasyon Ekolojisi Soru Çözümleri video 11. sınıf biyoloji

Komünite ve Popülasyon Ekolojisi Soru Çözümleri video 11. sınıf biyoloji

Kategoriler: Ders Videoları
Cepokul

Komünite ve Populasyon Ekolojisi Soru Çözümleri 1 video 11. sınıf Selin Hoca

Komünite ve Populasyon Ekolojisi Soru Çözümleri 2 video 11. sınıf Selin Hoca

KOMÜNİTEDE TÜRLER ARASINDA SİMBİYOTİK İLİŞKİLER

Enerji, komünitelere üreticilerle girer. Üreticiler, inorganik maddelerden organik madde sentezleyerek komünitedeki besin ve enerji akışının ilk basamağını oluşturur. Her bir trofik düzeyde canlılar birbiriyle beslenecek bir ağ oluşturarak üreticilerden gelen bu enerjiyi bir sonraki trofik düzeye aktarır. Tüketiciler organik besinleri dışarıdan hazır alan canlılardır. Tüketicilerin bazıları besinlerini büyük parçalar şeklinde alıp sindirim kanalında parçalar. Buna holozoik beslenme denir. Holozoik beslenen canlılar tercih ettikleri besinlere göre otçul (herbivor), etçil (karnivor) ve karışık (omnivor) beslenenler şeklinde sınıflandırılır. Bazı tüketiciler ise organik atıkları, ölü bitki ve hayvan kalıntılarını parçalayarak beslenir. Bu tür tüketicilere ayrıştırıcılar denir. Komünitedeki türler arasında beslenme ilişkileri yanında ekolojik nişlerini yerine getirebilmek için çeşitli birlikte yaşam ilişkileri de görülür. Türler arasındaki bu yararlı, zararlı ya da nötr ilişkiler bütünü simbiyotik ilişkiler olarak adlandırılır. Simbiyotik ilişkiler amensalizm, mutualizm, kommensalizm ve parazitizmdir.

KOMÜNİTELERDEKİ SÜKSESYON

Çoğu komünite, komünitedeki türlerin populasyonları, ortam şartları, besin miktarları gibi sebeplerle değişikliğe uğrar. Bu değişikliğe klimaks komünite denir. Ancak komünitedeki toprak, coğrafik yapı ve diğer değişkenler bir bölgede pek çok farklı komüniteler oluşturabilir. Abiyotik faktörlerden sıcaklık, ışık, yağış miktarı ve toprak yapısındaki değişiklikler komüniteye yeni canlıların girmesine ya da komünite üyelerinin sayı ve yoğunluğunun değişmesine neden olabilir. Bu durumda komünite dengeli bile olsa her zaman değişimlere açıktır. Fırtına, yangın, kuraklık, aşırı otlama ve insan faaliyetleri doğadaki bozunum unsurlarıdır. Doğa yapısında meydana gelen bir bozunum komünitedeki tür çeşitliliğini ve komünitenin yapısını etkiler. Bozunmalar sonucunda komünite kararsız (dengesiz) bir komünite hâlini alır. Bozunmanın tipine, sıklığına ve komünite üzerindeki etkisine bağlı olarak komünite zamanla yeniden kararlı bir komüniteye (klimaks) doğru değişim gösterir. Bozulmuş alanlarda uzun zaman içinde türlerin aşamalı olarak birbirinin yerini almalarına süksesyon (sıralı değişim) denir. Değişim sırasında komünitedeki tür çeşitliliği, yoğunluğu ve baskın tür farklılaşır. Henüz üzerinde yaşamın bulunmadığı alanlarda, volkanik adalar ya da buzul taşların üzerinde toprak oluşumuyla başlayan sıralı değişim birincil süksesyon olarak adlandırılır. Ancak karasal ekosistemlerde komünitelerin yapısını değiştiren buzul hareketleri, yanardağ faaliyetleri, kasırga, sel, kuraklık, yoğun ağaç kesimi, aşırı otlatma ve yangınlar sonucunda da var olan komünite değişime uğrayabilir. Toprağın sağlam kaldığı bu sıralı değişime ikincil süksesyon denir. Belirli bir yerde bitki süksesyonundan sonra o bölgeye farklı hayvansal gruplar yerleşir. Denizli’nin Buldan ilçesi batı dağlık bölümündeki (Görsel 2.1.17) bitki örtüsünü incelenerek 1000-1100 m. yükseltiler arasında insandan, hayvandan ya da başka etkilerden kaynaklı bozunmuş alanda ikincil süksesyon gözlenmiştir. Bozunmadan itibaren klimaks komüniteye ulaşılıncaya kadar geçen sürecin çeşitli evrelerinde farklı meşe türlerinin ortama hâkim olduğu tespit edilmiştir. Bu alana zaman içinde karaçam ve kızılçam yerleştirilmiştir. Süksesyonun daha ileri aşamasında karaçam alana hâkim olmuş ve bir ışık ağacı olan kızılçamın gelişmesini engellemiştir. Karaçamın ortama hâkim olduğu bu devrede meşe ve ladin ağaçları da bulunmaktadır. Bitki tür çeşitliğinin süksesyonun ilk devresinden itibaren karaçam hâkim olana kadar zaman içinde arttığı sonrasındaysa azaldığı tespit edilmiştir. Süksesyonun ileri safhalarında kaçınılmaz olarak bir veya birkaç tür alana hâkim olmuştur. Bu hâkimiyet diğer birçok türün ortamdan uzaklaşmasında etken kabul edilmektedir. Süksesyonun tamamlanıp bölgedeki canlı türleri sabit bir durumuna gelmesi için uzun bir zamana ihtiyaç vardır. İnsanlar, üzerinde yaşadığı topraklara, vatanına karşı sorumludur. Bu sorumluluğun başında doğayı insan bozunumuna karşı korumak gelir. Bu sorumluluk, vatan sevgisinin de bir göstergesidir.


Liselere Giriş Sınavı (LGS)
15 Haziran 2025 Pazar

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
14 Haziran 2025 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)
15 Haziran 2025 Pazar