KIBRIS SORUNU
Kıbrıs, 1877 – 1878 Osmanlı — Rus Savaşında Osmanlıları destekleme karşılığında 1878’de İngiltere’ye geçici olarak bırakılmıştır. İngiltere, Birinci Dünya Savaşı’nın başında, Kıbrıs’ı bir oldu — bittiye getirerek ilhak ettiğini açıklamıştır. Kıbrıs, İngiltere’nin yönetimi altında iken adanın Yunanistan’a bağlanmasını amaçlayan ENOSİS (birleşme) çabalarını arttırmış ve 1955’te EOKA adında bir örgüt kurdurmuştur. Kıbrıs daha sonra Zürih ve Londra Antlaşmalarıyla 1960 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu antlaşmalarda Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör devletler olmuşlardır. Fakat Kıbrıslı Rumlar, adadaki Türkleri yok etmek için Aralık 1963’te saldırıya geçerek çocuk, kadın ve yaşlılar da dahil binlerce soydaşımızı öldürmüşlerdir.
Birinci Kıbrıs Barış Harekâtı
Rumlar, 1974’te Yunan hükümeti tarafından desteklenen Rum Milli Muhafız Ordusu ve EOKA örgütü ile Kıbrıs’ta darbe yaparak adayı Yunanistan’a bağlamak istemiştir. Bunun üzerine garantör devletlerden olan Türkiye, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a havadan indirme ve denizden çıkarma yapmaya başladı. 1 gün içerisinde yani 21 Temmuzdan itibaren Türk askerleri Rumlara karşı kesin üstünlük sağladı.
İkinci Kıbrıs Barış Harekâtı
İkinci Cenevre Konferansı’nın başarısızlığa uğraması üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri İkinci Barış Harekâtı’na başladı. 14 Ağustos’ta başlayan taarruz Türk birliklerinin üstünlüğüyle sonuçlandı. Kıbrıs Barış Harekâtı ile Kıbrıslı Türklerin can güvenlikleri sağlanmış, Rumların ENOSİS hayali Akdeniz’in karanlık sularına gömülmüştür. Bu savaşta; 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk’ü şehit olmuştur. Türkiye, bu harekatı ile kendi güvenliğini ve Kıbrıslı Türklerin güvenliğini tehlikeye atacak girişimlere hiçbir zaman seyirci kalmayacağını dünyaya fiilen kanıtlamış oluyordu. 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devlet’i, 15 Kasım 1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi. Kıbrıs’ta Türk ve Rumlar arasında yapılan tüm görüşmelerde, Rumların uzlaşmaz tutumları nedeniyle günümüze kadar bir sonuç alınamamıştır.
1960 – 1980 arasındaki Türk – Yunan ilişkilerini, 1974 öncesi ve 1974 sonrası diye iki kısımda ele almak gerekir.
1974 öncesindeki ilişkiler tamamen Kıbrıs meselesi etrafında dönmüş ve Batı Trakya Türkleri, Ege adalarının silahlandırılması gibi meseleler daha geri planda kalmış,
1974 sonrası Türk – Yunan ilişkilerinin meseleleri Kıbrıs’tan uzaklaşmış ve Ege Denizi üzerinde yoğunlaşmıştır. Bunlar da kıta sahanlığı, karasularının genişliği, hava kontrol sahası gibi sorunlardır.
Lozan Barış Antlaşması’na aykırı olarak Yunanistan’ın Ege adalarını silahlandırmış olması da, Türkiye’yi rahatsız etmiştir.