ŞİİR İNCELEME YÖNTEMİ
a) Şiir ve Zihniyet
Toplumların sosyal, siyasi, askeri ve adli yapılarının ve bunları içeren toplum örgütlerinin, ticari hayatın, eğitim etkinliklerinin birlikte oluşturdukları anlayış biçiminin ortaya konmasıyla zihniyet kavramı doğar. Zihniyetin şiirlere yansıması ise yaşanılan dönemde, her türlü inanç, sosyal ve siyasal olayların yorumlanıp şiire yansıtılması şeklinde gerçekleşir. Zihniyet, şairin duyguları doğrultusunda yazıldığına göre, bulunduğu dönemin her türlü sanat, ahlak, din, siyasi, ekonomik yönünü; âdetler, gelenek ve görenek kavramlarının da yer edinmesi bu incelikler içerisinde kendini rahatlıkla gösterecektir. Aşağıda verilen şiir örnekleri kendi döneminin şiir zevkini yani zihniyetlerini ortaya koymaktadır.
b) Şiirde Ahenk (Ses ve Ritim)
Şiirin Ahenk Özellikleri
Ahenk: Sözcüklerin birbiriyle ses ve anlam bakımından et kileyici bir bütün oluşturmasıdır.
İç ahenk: Konunun işlenişinden ve sözcükler arasındaki ses uyumundan kaynaklanan bir ahenktir.
Dış ahenk: Ölçü, redif ve uyak gibi şiirin dış unsurlarının oluşturduğu ahenktir.
Kafiye (Uyak) Türleri
Kafiye (Uyak): Çoğu zaman dize sonlarında olmakla beraber, kimi zaman da dizenin baş ve ortasında bulunan ses benzerliğine kafiye denir. Kafiye, sözcüğün kökünde aranır.
Redif: Kaüyelerden sonra gelen, yazılışları ve anlamları aynı olan ek ya da sözcüklere redif denir. Sözcük hâlinde redif, ek hâlinde redif, hem sözcük hem de ek hâlinde redif olarak karşımıza çıkabilir.
Kafiyeler, benzer ses sayılarına göre çeşitlilik gösterir.
c) Şiir Dili
Sanatçının dili, malzemesi sözcüklerdir. Bu anlamda duygu ve düşüncelerin, sözcüklerin anlam özellikleri göz önünde bulundurularak verilmeye çalışılır. Şiir dili, gerçek hayatın dışında izler taşır ve anlatılmak istenen her şeye daha büyülü bir hava katarak anlatmaya çalışır. Şair günlük dildeki sözcükleri özenle seçer. Onlara yepyeni anlamlar kazandırır. Kullanılan dile yeni değerler ve mecaz anlamlar yükler. Onları anlatırken hayallerden, simgelerden ve izlenimlerden yararlanır. Sözcükleri kullanırken sözcüklerin biçim, uyak, ölçü, ahenk, vurgu ve tonlama gibi özelliklerinden de yararlanır.
d) Şiirde Yapı
Düz yazılarda olduğu gibi şiirin de kendine özgü yapısı vardır. Bu yapı, ses ve anlamın kaynaşmasından ortaya çıkan birimlerin bir tema etrafında birleşmesi sonucu oluşur.
Şiirdeki birimler metinden yola çıkılarak belirlenmeli, ardından şiir yapı bakımından incelenmelidir. Şiirde biçim ve içerik öylesine kaynaşmıştır ki metin ve içeriğin birbirinden ayrı olarak incelenmesine imkân kalmamıştır. Kısacası şiirdeki içerik, o şiirin biçimiyle ifadesini bulmuş, bir bütün oluşturmuştur.
Şiiri oluşturan birimler sadece biçim ve içerik değildir. Şiirde ses ve anlam kaynaşmasından meydana gelen birimler belli bir düzen içinde bir araya gelir. Bu birimlere mısra (dize), beyit, kıt’a, dörtlük, bent adları verilir.
Dize, beyit, dörtlük gibi birimler ile ölçü, kafiye düzeni, tema ve imgeler belli bir plan çerçevesinde bir araya gelir, Bu şekilde, yani şiir birimlerinin bir tema etrafında birleşmesiyle ortaya bütün bir yapı çıkar.