KASİDE
Arapça bir sözcük olan kaside, “kastetmek, yönelmek, niyet etmek, yaklaşmak” anlamlarına gelir.
Kasideler, özellikle din ve devlet büyüklerini övmek için yazılır.
Beyit sayısı genellikle 33-99 arasında değişir; beyit sayısı az ya da fazla olan kasideler de vardır.
Gazelde olduğu gibi aa/ba/ca biçiminde kafiyelenir.
İlk beytine “matla”, son beytine “makta” adı verilir.
Kasidenin en güzel beytine “şah beyit” ya da “beytü’l kasid” denir.
Şairin mahlasının geçtiği beyte “taç” adı verilir. Bu beyit kasidenin son beyti olabileceği gibi yani makta beyti olabileceği gibi ondan önceki beyitlerden biri de olabilir.
Genellikle aruzun iki eşit parçaya bölünebilen kalıplarıyla yazılan matlasından sonraki beyitlerinde iç kafiye bulunan kasidelere “musammat kaside” adı verilir.
Kasideler, çeşitli bölümlerden oluşur:
a) Nesib veya Teşbib: Kasidelerin ilk bölümüdür. Genellikle 15—20 beyit arası uzunluktadır. Kasidenin asıl konusu övgü olduğu hâlde şair, doğrudan övgüye geçmez, kasidenin başında asıl konuyla ilgisi olmayan kış, yaz, aşk, bahar, bayram, bahar gibi konulardan söz eder. Bu bölüm, âşıkane (aşkla ilgili) duygular anlatılırsa “nesih”; afakî konular (bahar, tabiat, bayramlar…) işlenmişse “teşbib” adını alır.
b) Giriz / Girizgâh (Gürizgâh): Nesib bölümünden kasidenin asıl bölümüne geçerken söylenen beyit ya da beyitlerdir. Şair, bu bölümde methiyeye yani asıl konuya geçeceğini haber verir.
c) Methiye: Kasidenin sunulduğu kişinin övüldüğü ve asıl konunun işlendiği bölümdür. Kasidenin yazılış amacı olan bölümdür.
d) Tegazzül: Üsluba canlılık kazandırmak amacıyla şairin aşk ve eğlence duygularını dile getirdiği, “gazel” söylediği bölümdür. Her kasidede bulunmaz.
e) Fahriye: Şairin kendini ve sanatını övdüğü bölümdür. Beyit sayısı değişkendir. Şair, kendisini överken şiir yeteneğini ortaya çıkann
f) Dua: Kasideye sonradan girmiş bölümdür. Kasidenin son bölümüdür, birkaç beyitten oluşur. Kasidenin sunulduğu kişi veya varlığa dua ettiği bölümdür. Aynı zamanda Allah’a hamd ve şükredilir, Allah’ın övülen kişiye ikbal ve uzun ömür vermesi dilenir, adının daim söylenmesi istenir.
Kasideler, işlenen konuya, kafiye ve redife göre farklı şekillerde isimlendirebilir:
a) İşlenen Konuya Göre:
Kasideler, nesib-teşbib ve methiye bölümlerinde işlenen konulara göre isimler alır. Allah’ın yüceliğini ve birliğini konu alan kasideler tevhit , Allah’a yakarışta bulunan şiirler hmünacat, Hz. Muhammed ve onun dört halifesini öven kasidelere naat, ölüm konusunu işleyenlere mersiye, birini yermek için yazılanlara hicviye adı verilir.
Kasideler, nesib-teşbib bölümünde işlenen konuya göre isimlendirebilir:
— Bahariye / Rebiiye: Baharı anlatır.
— Şitaiye / Berfiye: Kış mevsimini anlatır.
— Hazâniye: Sonbahar mevsimini anlatır.
— Temmuziye: Yaz mevsimini anlatır.
— Süriye: Düğünleri anlatır.
— Rahşiye: Atlar anlatılır, övülür.
— Cülüsiye: Padişahın tahta çıkışını anlatır.
— Iydıye / Bayramiye: Bayramları anlatır.
b) Redife Göre:
Kasidelerin bazıları, redif olan kelimeleri ile adlandırılmıştır.
Fuzuli’nin “Su Kasidesi”, Ahmet Paşa’nın “Güneş Kasidesi” ve “Kerem Kasidesi” bu adlandırmaya örnektir. Aynı şekilde ”tığ, “sünbül” (sünbüliye), “gül”, “ lale”, “benefşe”, “hançer”, “sözüm” redifli kasideler de bu gruba girer.
c)Kafiye Harfine Göre:
Bazı kasideler kafiye harfine göre adlandırılır. Kaside “r” harfiyle bitiyorsa raiyye, “t” harfiyle bitiyorsa taiyye adını alır.
Edebiyatımızda ilk başarılı kaside şairi 40 civarı kaside yazan Ahmet Paşa’dır, onun “güneş , misk” ve “kerem” redifli kasideleri ünlüdür.
16. yüzyılda Bakî ve Fuzuli başarılı kasideler yazmışlardır.
Divan edebiyatında en başarılı kaside şairi 17. yüzyıl şairi Nefri’dir. Şair, divan edebiyatında “kaside üstadı” kabul edilmiştir.