Karagöz (Gölge Oyunu) Geleneksel Türk Tiyatrosu 10. Sınıf Edebiyat

Karagöz (Gölge Oyunu) Geleneksel Türk Tiyatrosu 10. Sınıf Edebiyat

Kategoriler: 10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı, Türk Dili ve Edebiyatı
Cepokul

GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU

I. KARAGÖZ (GÖLGE OYUNU)

Deriden veya mukavvadan kesilip boyanmış “tasvir“ adı verilen birtakım şekillerin (insan, hayvan, eşya, bitki vb.) beyaz bir perde üzerinde arkadan ışık verilerek hareket ettirilmesiyle gerçekleştirilen oyuna gölge oyunu adı verilir. Gölge oyununa, “hayal-i zıll”, “zıll-ı hayal” (gölge hayali) adları da verilmiştir.

Asya kaynaklı olduğu sanılan gölge oyununun Anadolu’ya nasıl geldiği ve ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Mısır Memluklularında çok yaygın olması nedeniyle Osmanlı-Memluk münasebetleri yoluyla geçtiği de sanılmaktadır.

Bir rivayete göre: Orhan Gazi zamanında bir cami inşaatı sırasında, inşaatta çalışan işçilerden Karagöz ve Hacı İvaz adında iki arkadaşın hep komik hikâyeler anlatıp, sürekli birbiri ile şakalaşmaları diğer çalışanları meşgul edip, cami inşaatını yavaşlattığı gerekçesiyle padişah tarafından öldürtülmesi sonucu, öldürttüğüne pişman olan padişahın acılarını gidermek amacıyla Şeyh Küşteri adında bir sanatkârın onlardan dinlediği komik hikâyeleri kâğıttan yaptığı şekillere arkadan ışık verip oluşturduğu gölge yoluyla anlatması sonucu ortaya çıkmıştır, bu nedenle Karagöz perdesine “Küşteri perdesi” (meydanı) denmiştir.”

Evliya Çelebi, gölge oyunu üzerine bazı bilgiler vermiş, Karagöz ve Hacivat adlarını andığı gibi oyun konuları, perde gazelleri ve oyuncular hakkında da bilgiler vermiştir.

Karagöz oyunu, Osmanlıda, özellikle 17. yüzyıldan sonra iyice yaygınlaşmıştır. 19. yüzyılda ı’hayal oyunu” diye anılmıştır. Bu oyunlarda işlenen değişik konuların kimin tarafından düzenlendiği belli değildir. Karagöz, tuluata dayandığı için oyunun sözlerini, her sanatçı oyun sırasında kendine göre düzenlemektedir. Karagöz oyunlarını yazıya geçirme çalışmaları ise 19. yüzyılda başlanmıştır.

Karagöz Oyununun Özellikleri

  • Karagöz oyununda sahne yerine arkadan aydınlatılmış beyaz bir perde vardır.
  • Oyun kişileri, deve derisinden ya da mukavvadan kesilmiş çeşitli hayvan, bitki veya eşya figürleridir. Figürler hareket ettiren, tarzlarına göre konuşturan kişi ”hayali“dir.
  • Yazılı bir metne bağlı kalınmadan oynanır. Oyunların genel hatları önceden belirlenir, fakat konunun işlenmesi “hayalî“nin ustalığıyla doğaçlama olarak sürdürülür.
  • Karagöz oyununun en önemli kişileri; Karagöz ve Hacivat’tır. Okumamış, cahil halkı temsil eden Karagöz ve aydın kişileri temsil eden Hacivat birer tiptir.
  • Oyunda Karagöz, Hacivat’ın kullandığı yabancı sözcükleri anlamaz görünüp sözcüklere yanlış anlamlar yükler ve Hacivat ile de alay eder. Böylece oyunda çatışma başlar.
  • Hacivat ve Karagöz’ün dışında Osmanlı İmparatorluğu içinde yer alan her kesimden insan tipleri de oyunlarda yer alır. Diğer tipler, perdeye yalnızca Karagöz ve Hacivat ile konuşmak için gelirler ve konuşmaları bitince perdeden ayrılırlar.
  • Karagöz oyunlarının vazgeçilmezlerinden biri de müziktir.
  • Usta—çırak ilişkisiyle gelecek kuşaklara taşınmıştır.

Karagöz Oyununda Kişiler

Karagöz oyununun iki asli kişisi Karagöz ve Hacivat’tır, diğer kişiler yardımcı kişilerdir.

Karagöz

  • Gölge oyununa ondan dolayı “Karagöz oyunu” adı da verilmektedir.
  • Oyunda tahsil görmemiş birdir, halkı temsil eder, dışa dönüktür.
  • Düşüncelerini ve duygularını dışa vurur, olduğundan farklı görünmeye çalışmaz.
  • Cesur ve gözü pek olduğu için çoğu zaman çeşitli kişilerle başı derde girer ve her badirenin sonunda Hacivat’ın yardımıyla kurtulur.
  • Hacivat ile hemen her konuda zıt fikirlere sahiptir.
  • Hacivat’ın söylediği bazı sözleri yanlış anlar.
  • Türkçeyi ağdalı veya bozarak kullanan dışarılı kişilerle alay eder.
  • Oyunlarda karısı ile her zaman başı derttedir.
  • Hiçbir zaman doğru dürüst bir iş tutmaz, Hacivat’ın aracılığıyla çeşitli işlerde çalışır.
  • Şaka, alay ve mizahı sevmektedir, bunu çoğunlukla yanlış anladığı sözlerle yapmaktadır.
  • Giyiminde kırmızı renk hâkimdir.
  • Orta oyunundaki Kavuklu tipini hatırlatır.

Hacivat

  • Karagöz’e göre mürekkep yalamış, her konuda az da olsa bilgi sahibi bir kişidir.
  • Oyunda aydın kesimi ve şehirliyi temsil eder.
  • Herkesin nabzına göre şerbet vermeyi bilir.
  • Bencil, her kalıba girebilen, arabulucu, içten pazarlıklı ve kurnazdır.
  • Konuşmasında Arap ve Fars gramer kuralları belirgindir.
  • Öğüt verir, yol gösterir, iyi konuşur, karşısındakini dikkatle dinler, görgü kurallarına uyar.
  • Afyon tiryakisidir.
  • Hacivat genellikle aracılık, komisyonculuk işleriyle uğraşır.
  • Hacivat’ın giyimine yeşil renk egemendir.
  • Şapkasına “börk“, şapkanın kenarından aşağıya doğru sarkan şeride de “taylasan” adı verilir.
  • Orta oyunundaki Pişekâr tipini hatırlatır.

Zenne

  • Karagöz oyunundaki bütün kadınların genel adıdır. Zenne denilen kadınlar değişik yaş ve sosyal sınıflardandır.
  • Güldürücü olmaktan çok gönül işlerinde görevlidirler.
  • Karagöz oyunundaki kadınlar olumsuz tiplerdir. Ahlak kurallarını çiğneyen, maddi değerlere önem veren, kurnaz, hafif meşrep kişilerdir.
  • Zenne, “kadın kılığına giren erkekler” için de kullanılır.

Çelebi

  • Oyunun en önemli kişilerindendir. Kibar bir ailenin çocuğudur.
  • Genç, nazik, incelmiş, züppe, mirasyedi bir tiptir.
  • İstanbul ağzıyla konuşur, güzel konuşmayı, şiir okumayı bilir.
  • Babadan kalan malları işletmesi için Hacivat’a verir.

Beberuhi

  • Cüce ve aptaldır. Çok çabuk ve hiç durmadan konuşur. Gürültü, bağırtı, yaygara arasında sövüp sayar. Yılışık, sulu ve densizdir. Karşısındakine eziyet etmeyi sever. Karagöz’le sürekli alay eder.

Oyunda konuya göre türlü meslek, yöre ve uluslardan kişiler, kendi şiveleriyle taklit edilir.

Karagöz oyununun diğer önemli kişileri şunlardır:

Tuzsuz Deli Bekir (Sarhoş, zorba), Efe (zorba), Matiz (sarhoş, yeniçeri zorbası), Kastamonulu (oduncu, bekçi), Bolulu (aşçı), Kayserili (pastırmacı), Rumelili (pehlivan, arabacı), Frenk ve Rum (doktor, terzi tüccar, meyhaneci), Kürt (hamal, bekçi), Arnavut (bahçıvan, korucu, bozacı), Acem (zengin, tüccar), Ak Arap (dilenci, kahve dövücüsü), Zenci Arap (lala, köle), Yahudi (bezirgân, korkak), Ermeni (kuyumcu), Bekri Mustafa (ayyaş), Laz (kayıkçı, kalaycı, aceleci, geveze), Tiryaki (laf ebesi, afyona düşkün)…

Karagöz Oyununun Bölümleri

a) Mukaddime (Giriş)

  • Oyunun başlangıç bölümüdür. Oyunun asıl konusuyla herhangi bir bağlantısı yoktur.
  • Önce sahneye sabit bir göstermelik konulur. Burada “nareke” adı verilen kamıştan yapılmış bir düdüğün çıkardığı sesle göstermelik kaldırılır. Hacivat müzik eşliğinde sahneye gelir ve bir semai okur. “Of… hay, Haak!” diyerek bir perde gazeli okur. Perdeye görüntü verilmeden önce müzik başlar. Gazelin bitiminde, bir girizgâhla, Allah’a ve padişaha karşı arz ve niyazlarını ifade ederek Karagöz’ün sahneye gelmesine vesile olacak sözler söylemeye başlar. Karagöz’ün perdeye gelmesiyle aralarında bir kavga başlar ve kavganın sonunda Hacivat’ın kaçmasıyla mukaddime bölümü sona erer, oyun başlamış olur.

b) Muhavere (Söyleşme)

  • Asıl konuyla ilgisi olmayan Karagöz ve Hacivat arasındaki konuşmalara dayanan bölümdür. Muhavere Hacivat ile Karagöz’ün kişiliklerini ortaya koyan herhangi bir konuşmadır.
  • Muhaverenin fasılla arasındaki başlıca fark, muhaverenin yalnızca söze dayanması, olaylardan sıyrılmış, soyutlandırılmış olmasıdır. Muhaverelerin büyük bir kısmının fasılla bağlantısı yoktur.
  • Muhaverede Hacivat ve Karagöz bir oyun oynar. Hacivat bir konuyla ilgili birtakım sözcükleri, terimleri söyler. Karagöz de bunlara yanlış anlamlar yükler. Oyun, önce olmayacak bir olayın gerçekleşmiş gibi anlatılmasıyla başlar, sonra bunun düş olduğunun anlaşılmasıyla sona erer. Fasıl bölümüne geçmeden, perdeden önce Hacivat sonra da Karagöz, “Sen gidersin de beni pamuk ipliğiyle mi bağlıyorlar?” diyerek ayrılır ve fasıl başlar.

c) Fasıl (Oyun)

  • Oyunun aslını oluşturan bölümdür, yani oyunun kendisidir. Bu bölümde belli bir olay vardır ve gelişmeler bu olay etrafında sürdürülür.
  • Hacivat ve Karagöz’den başka oyunun konusuna ve olaylar dizisine uygun olarak bazı tipler de bu bölümde perdeye gelir, kendi şiveleriyle konuşurlar. Bunlar kendi azınlık Türkçesiyle ve yöresel ağızlarıyla konuşurlar.
  • Karagöz oyunları genellikle adlarını bu bölümün içeriğinden alırlar. Karagöz oyunlarının klasik dağarcığı (repertuarı), 28 oyundan oluşmaktadır. 28 sayısına ulaşılmasına sebep, Ramazan ayında tamamen ibadete hasredilmesi gerektiğine inanılan Kadir Gecesi’nin muaf tutularak, ay takvimindeki 29 günün bir gün eksilmesi gösterilmektedir.

Karagöz oyunları, Kâr-ı Kadim ve Nev-icâd olmak üzere ikiye ayrılır:

Kâr-ı kadîm (eski usul, klasik): Eskiden beri bilinen ve oynatılan oyunlardır. Oyunlar arasında; Apdal Bekçi, Karagöz’ün Ağalığı, Bahçe, Bakkallık, Büyük Evlenme, Cambazlar, Câzülar, Çeşme, Ferhad ile Şirin, Hamam, Kanlı Kavak, Kanlı Nigâr, Kayık, Kırgınlar, Mal Çıkarma, Mandıra, Meyhane, Salıncak, Sünnet, Karagöz’ün Şairliği, Tahir ile Zühre, Tahmis, Ters Evlenme, Orman adlı oyunları saymak mümkündür.

Nev-îcâd (yeni oluşturulmuş, modern): Sonradan çıkarılan oyunlardır. Oyunlara bakıldığında; Aşçılık, Balık, Bakkal (Yangın), Bursalı Leyla, Cincilik, Hain Kâhya, Karagöz’ün Fotoğrafçılığı, Karagöz Dans Salonunda, Karagöz’ün Berberliği, Karagöz ve Doğa Ana, Karagöz İş Arıyor, Karagöz Delirdi, Karagöz Devr-i Alemde, Karagöz Doktor, Karagöz’ün Diş Ağrısı, Karagöz Trafikte gibi örneklerin öne çıktığı görülmektedir.

d) Bitiş

  • Perdede sadece Hacivat ile Karagöz’ün yer aldığı çok kısa bir bölümdür.
  • Bu bölümde Karagöz’le Hacivat arasında kısa bir konuşma geçer. Geçen bu konuşmada oyundan çıkarılacak sonuç da belirtilir. Ancak konuşma sonrası aralarında yine kavga çıkar. Bu kavgayla birlikte oyun da sona erer. Hacivat:
  • Yıktın perdeyi eyledin viran, Varayım sahibine haber vereyim heman…” diyerek oyunun bittiğini dile getirir ve perdeden çekilir. Karagöz de “Her ne kadar sürçi lisan ettik ise affola. Yarın akşam (…) oyununda elime geçerse bak ben onlara neler yapacağım!” diyerek kusurları için özür diler, gelecek oyunu duyurarak oyunu sonlandırır.

Karagöz Oyunu ile İlgili Kavramlar

Perdede birden fazla kişi görünmesine rağmen Karagöz oyunu aslında tek kişi tarafından sergilenen bir oyundur.

  • a) Karagözcü: Karagöz oynatan kişidir. Ayrıca “hayalî”, “hayalbaz”, “şahbaz” adları verilir. Hayali, oyunun can damarıdır. Karagöz şekillerini işler, tasvirleri oynatır hale getirir. Bir ressamdır, oyun yazarıdır. Oyuna ilaveler yapar, ekler, çıkarır, tuluat yapar. Oyuncudur, tek başına anlatıcıdır, meddahtır. Dans ustasıdır, çengileri müziğin ritmi ile hareket ettirir. Çalgı ustasıdır, tef, nareke v.s. çalar. Tam bir tiyatro sanatçısıdır. Ses değişikliği yapar, çeşitli karakterleri canlandırır.
  • b) Çırak: Hayal ustasının yardımcısıdır. Çırak, Karagöz sanatını devam ettirecek kişidir, yani geleceğin hayalî’sidir.
  • c) Sandıkkar: Çırağın yardımcısıdır. Sandıkkar, hayal sandığını hazırlamak ve korumakla görevlidir, oyun sırasında çırağa yardımcı olur.
  • d) Yardak: Karagöz oyununda şarkıları, türküleri okuyan kişidir. Tef çalar. Zırıltı denilen gürültüleri ve başka sesleri çıkarır.
  • e) Dayrezen: Def çalan kişiye Dayrezen (daire-zen), def çalan yardımcıya Sazende denir.
  • f) Tasvirler (Göstermelik): Deve derisinden kesilerek hazırlanmış renkli, perdeye konulan çeşitli şekiller ve kuklalardır. Karagöz tasvirleri deve, dana, sığır, manda derisinden yapılır. Tasvirlerin yapılacağı deri saydamlaştırmaya yatkın, sıcağa dayanıklı ve katı olmalıdır. Deri çeşitli işlemlerle hazırlanır, saydamlaştırılır, daha sonra tasvirler çizilerek kesilir. Renklendirme için eskiden kök boyalar kullanılırdı, bugün çini mürekkebi kullanılmaktadır. Tasvirlerin oynak eklemli parçaları birbirine kiriş, tel veya naylon iple bağlanır. Değneklerin geçeceği delikler yuvarlak ikinci bir deri parçası dikilerek kalınca bir yuva haline getirilir.
  • 9) Perde: Perdenin boyutları eskiden 2×2.5 m. büyüklüğündeydi. Daha sonraki yıllarda 110 cm x 80 cm olmuştur. Umumiyetle perdenin etrafı çiçekli patiskadan, ortası ayna denilen beyaz mermerşahiden yapılır. Perdenin arkasında perdenin çerçevesine ipler tutturulmuş peşt tahtası veya destgâh denilen bir raf bulunur. Buraya perdeyi veya görüntüyü aydınlatacak bir aydınlatma aracı konulur. Mum, kandil, elektrik gibi.


Liselere Giriş Sınavı (LGS)
15 Haziran 2025 Pazar

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
14 Haziran 2025 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)
15 Haziran 2025 Pazar