3. KADERLE İLİŞKİLENDİRİLEN BAZI KAVRAMLAR
Ecel: Hayatın sonu, müddet ve süre gibi anlamlara gelir. Ecel, insanın ömrünün bittiğini anlatır.
Ömür: İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen süre yani hayatıdır. İnsanların ömrü olduğu gibi milletlerin de ömrü vardır.
“Her canlı ölümü tadacaktır…” (Al-i İmran suresi, 185)
Hayır: İyi ve faydalı iş demektir. Allah katında değeri olan, onun emrettiği ve yapılmasından razı olduğu davranışlardır. İnsanların faydasına yapılan işler de hayır anlamına gelir. Dürüstlük, adalet, iyilik, yardımlaşma vb. hayır olan davranışlardır.
Şer: Kötü ve fena işlere denir. Allah’ın kesin olarak yasakladığı ve yapılmasından hoşnut olmadığı davranışlara denir. Bu davranışların yapılması yermeyi ve cezayı gerektirir. İnsanlara zarar veren davranışlar, haksızlıklar, yalanlar ve kötülükler şer olan davranışlardır.
Afet: Doğada ortaya çıkan olağanüstü yıkıcı olaylardır. Deprem, sel, erozyon vb. doğal afetlere örnektir.
Doğal afetler, Allah’ın evrene koyduğu fiziksel yasalarla ilgilidir. İnsanın yeryüzünde yaptığı bir takım tahribat da doğal afetlere neden olmaktadır. Bu yasalara yeryüzünün kaderi denebilir. İnsanların Allah’ın koyduğu ölçüyü dikkate almamasının sonuçlarını yine kendileri çekmektedirler.
Sağlık: İnsan vücudunun organlarının düzenli ve uyumlu halde çalışıyor olmasına denir.
Hastalık: Yeterli beslenmemek, temizliğe önem vermemek ve sağlık kurallarına dikkat edilmemesi sonucu vücutta ortaya çıkan birtakım problemlere denir.
İslam dini temizliğe büyük önem verir. İbadetleri temizlikten sonra yapılmasını ister. Bu da sağlıklı yaşama katkı sağlar. Sağlıklı kalmak için bedenimizin, giysilerimizin ve çevremizin temiz olmasına dikkat etmeliyiz. Hastalandığımızda tedavi olmalıyız. Çünkü Allah, her hastalığın çaresini yaratmıştır.
Rızık: Nasip, pay, nimet anlamlarına gelir. Allah’ın bütün canlılara maddi ya da manevi olarak verdiği bütün nimetlere denir. Akıl, sağlık, para, servet hepsi birer rızıktır. Allah yeryüzünde her canlının rızkını verir. Ancak rızkı elde etmek için çalışmak gerekir. Alın teriyle, çalışarak kazanılan rızık, helal rızıktır.
AYET
“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah’a ait olmasın…” (Hud suresi, 6)
Başarı ve Başarısızlık: İnsanın hedeflediği amaca ulaşmasına başarı denir. Başarısızlık da hedefe ulaşamama durumudur.
İnsanın, çalışmasının karşılığında başarıya ulaşması için Allah’ın yardımı çok önemlidir. Çalışmadan başarılı olmak ise mümkün değildir. Tembellik sonucu başarısızlığın sorumluluğunu başka şeylere yüklemek inanan insana yakışan bir davranış değildir. Kur’an’a göre gerçek başarı, Allah’ın rızasını kazanarak ahirette sonsuz mutluluğu elde etmektir.
AYET
“…Başarım ancak Allah’ın yardımı iledir. Ben sadece ona güvenip dayanıyor ve her zaman, her konuda ona yöneliyorum.” (Hud suresi, 88)
Tevekkül: Dayanmak, güvenmek, başkasını kendi yerine vekil kılmak demektir. Kişinin bir konuda gereken çalışma ve gayreti gösterdikten sonra gerisini Allah’a bırakması, ona güvenip dayanması demektir.
Yeterli emek sarf etmeden Allah’tan başarılı olmayı beklemek boşuna bir beklemedir. Çalışmayıp da “ne yapalım hayırlısı böyleymiş” şeklinde ifadelerle kişinin başarısızlığını örtmesi kendini boşuna teselli etmesinden başka bir şey değildir. İnanan bir insan yaptığı her işte Allah’a güvenir. Çünkü inanmak, güvenilir bir insan olmayı ve Allah’a güvenmeyi gerektirir. Doğru tevekkül anlayışı, insanın Allah’ın rızasını gözeterek işlerini doğru ve dürüst olarak yapması sonucunu doğurur. Böylece doğru ve dürüst biçimde yapılarak Allah’a havale edilen işlerin sonucunu da Allah boşa çıkarmayacaktır.