a) Alp Er Tunga Destanı
- Alp Er Tunga, MÖ VII. yüzyılda yaşamış bir kahraman ve çok sevilen Saka hükümdarıdır. Destanda Alp Er Tunga’nın ile İranlı Med hükümdarları arasındaki mücadeleler anlatılır.
- Alp Er Tunga hem Türkler hem de İranlılar arasında yaşatılmış, Firdevsi’nin “Şehname”sinde de yer almıştır. Alp Er Tunga, Asur kaynaklarında Maduva, Heredot’ta Madyes, İran ve İslam kaynaklarında Efrasyab adıyla geçmektedir.
- Divanü Lügati’t-Türk’te Alp Er Tunga için söylenen bir sagu yer almaktadır.
b) Şu Destanı
- Saka Türklerine ait bir destandır. Destan, Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lügati’t-Türk adlı eserinde kayıtlıdır. Saka hükümdarı Şu ile ilgili olan bu destan MÖ 330—327 yıllarındaki olayları anlatmaktadır. Bu tarihlerde Makedonyalı İskender (Zülkarneyn), İran’ı ve Türkistan’ı işgal etmişti. Destan, Türklerin İskender’le mücadelesi ve geriye çekilmelerinin öyküsüdür. Bu destan içinde, doğuya çekilmeyen yirmi iki aileden, Türkmen adıyla söz edilmektedir.
- Kaşgarlı Mahmut Divanü Lügat—it Türk’te İskender’den, Zülkarneyn olarak söz etmiştir.
c) Oğuz Kağan Destanı
- Hun Türklerine ait bir destandır.
- Destanda, Oğuz Kağan adlı bir milli kahraman ve onun çevresinde gelişen olaylar anlatılmaktadır. Oğuz Kağan’ın Hun hükümdarı Mete olduğu tahmin edilmektedir. Gerçekten de Mete’nin tarihî kişiliği ile destan kahramanı Oğuz’un kişiliği arasında büyük benzerlikler vardır.
- Destanda tarihî ve mitolojik olaylar iç içedir. Oğuz Kağan, hem kişilik hem de fizikî görünüşüyle ideal bir tip olarak ortaya çıkar.
- Destanın dört farklı şekli bilinmektedir, yazıya geçmiş şekillerinden manzum da mensur olan da vardır. VIII. yüzyılda yazıya geçirilmiş metni, İslamiyet öncesi döneme aittir. Destan XIII. yüzyılda tekrar yazıya geçmiştir. XIII. yüzyılda yazıya geçen Oğuz Kağan Destanı, tamamıyla İslamî bir kimlik kazanmıştır.
d) Atilla Destanı
- Hun Türklerine ait bir destandır. Orta Asya’dan göç edip Orta Avrupa’ya yerleşen Batı Hunlarının hükümdarı Atilla adına teşekkül etmiş bir destandır. Ancak bu destandan günümüze ulaşan herhangi bir metin yoktur.
- Atilla hakkında bilgilerin ilkini Bizans tarihçisi Priskus vermektedir. Altıncı yüzyıla kadar Atilla adına meydana getirilecek destan sözlü olarak, Gotlar tarafından yaşatılmıştır. Bu yüzyılın tarihçisi Got asıllı Jardens tarafından parça halinde yazıya geçirilmiştir. Miladi beşinci yüzyılda Avrupa’ya korkulu yıllar yaşatan Atilla, Rusya, Polonya, Macaristan, Almanya, Avusturya ve Balkanları almış; Bizans’ı haraca bağlamış, Roma önlerine kadar gelmiş ve düğün gecesi yatağında ölü bulunmuştur.
- Büyük destan parçalarının günümüze ulaşamamasının en önemli nedeni, Batı Hun Devleti’nin hızla çökmesi gösterilebilir. Ayrıca Atilla’nın muhteşem sarayı, bazı savaşları ve hayatı Cermen destanı Nibelungen’de işlenmiştir. Batı Hunları destan geleneğinin Avrupa toplumlarının anlatı türlerini önemli ölçüde etkilediği sanılmaktadır.
e) Ergenekon Destanı
- Göktürklerin en büyük destanıdır.
- Bir yenilgi sonunda Ergenekon’a kaçan Göktürklerin orada nasıl çoğaldıkları ve demir bir dağı delerek nasıl oradan çıktıkları anlatılmaktadır. Ergenekon, Türklerin yüzyıllar boyunca çift sürerek, maden işleyerek, avcılık yaparak yaşamlarını sürdükleri, çevresi yüksek, aşılmaz dağlarla çevrili kutsal bildikleri toprakların adıdır. Ergenekon Destanı’nda Türklerin bu topraklardaki 400 yıl süren macerası anlatılmaktadır.
- Destanda demir dağı eritme olayı Göktürklerin demircilikle uğraşmalarıyla ilgilidir.
- Destanın orijinal biçimi günümüze ulaşmamış ancak özeti bilinmektedir.
- Destan XIII. yüzyılda, İlhanlı (Moğol) tarihçisi Reşidüddin (ö. 1318) tarafından “Cami’üI—Tevarih” adlı Farsça eserde ilk defa tespit edilip yazılı hâle getirilmiştir. Destan, daha sonra Ebulgazi Bahadır Han (1615—1663), 0 eserden yararlanarak “Şecere-i Türk” adlı eserde kaydetmiştir.
f) Bozkurt Destanı
- MS VI. yüzyıldan VIII. yüzyıl ortalarında kadar egemen olan Göktürk devletinin soy kütüğü ve var olma hikâyesidir.
- Destan, Çin kaynaklarında kayıtlıdır. Destanın değişik üç rivayeti vardır. Yalnız bu rivayetlerin üçünde de ana hatlar aynıdır. Sadece değişen belli isimlerdir.
- Soyu sopu öldürülmüş olan Türk çocuğunun dişi bir kurt tarafından beslenip büyütülmesi ve onunla birlikte yaşayarak yeni Göktürk nesillerini meydana getirişi hikâye edilir. Destanda Türk soyunun bozkurttan türediği inancı işlenmiştir
g) Türeyiş Destanı
- Uygur Türklerine ait bir destandır. Destanın parçası Çin kaynaklarında yer alır.
- Destan, Uygurların erkek bir kurttan türeyişi üzerine kuruludur. Uygur hakanının iki kızını insanoğluyla evlendirmeyi uygun bulmayarak Tanrıya kızlarıyla evlenmesi için yakarması, Tanrının bir kurt suretinde görünerek kızlarla evlenmesi ve Uygur Türklerinin bu evlilikten çoğalması anlatılır.
h) Göç Destanı
- Uygur Türklerine ait bir destan olan Göç Destanı, Türeyiş Destanı’nın uzantısı gibidir.
- Türklerin kutsal bir taşı Çinlilere vermeleri üzerine, Tanrı tarafından cezalandırılmaları; kuraklığın başlaması sebebiyle de göç etmeleri anlatılır.
- Destanın parçası hem Çin hem de İran kaynaklarında yer alır. Destanın Çin ve İran olmak üzere iki rivayeti
vardır. İran rivayeti İlhanlı tarihçisi Cüveynî’nin (1226—1282) Farsça yazılmış “Tarih-i Cihanküşa“ adlı eserinde kayıtlıdır.