İslamiyet Öncesi Nazım Biçimleri ve Türleri AYT
İSLAMİYET ÖNCESİ NAZIM BİÇİMLERİ ve TÜRLERİ
KOŞUK
Koşuk, “şiir”, “manzume” anlamına da gelir.
Türklerin İslamiyet’i kabul etmeden önce oluşturdukları edebiyat içerisinde, aşk, yiğitlik, tabiat gibi konularda söylenen şiirlere verilen isimdir.
Koşuklarda, genellikle 7’li, 8’li hece ölçüsü kullanılmıştır.
Dörtlük, nazım birimiyle söylenmiştir.
Dörtlük sayısı 3 ile 5 arasında değişir.
Kafiye düzeni “aaab, cccb, dddb, …” biçimindedir.
Keşuklar, dinî kökenli şiirlerdir; genellikle sığır ve şölen adı verilen törenlerde söylenmiştir.
Koşuklar, genellikle kopuz eşliğinde söylenmiştir.
Koşuklar, İslamiyet’ten sonra, yerini halk edebiyatındaki koşma nazım biçimine bırakmıştır.
Koşuklar hem biçim hem içerik bakımından halk şiirindeki koşmaya benzer.
Koşuklar, konu bakımından ayrıca divan şiirindeki gazel nazım biçimine benzer.
Türlü çeçek yerildi (Türlü çiçekler açıldı)
Barçın yadım kerildi (Çimene yaygılar yayıldı)
Uçmak yeri körüldü (Cennet ili göründü)
Tumluğ yana kelgüsüz (Artık kış gelmeyecek)
Öpkem kelipogradım (Öfkem gelip fırladım)
Arslanlayu kökredim (Aslan gibi kükredim)
Alplar başın togradım (Alplar başını doğradım)
Emdi meni kim tutar (Şimdi beni kim tutan
SAGU
İslamiyet’ten önceki Türk edebiyatında ölüm konusunu işleyen şiirlerdir.
Ölen kişinin yiğitliği, cömertliği, faziletleri, iyiliği ve diğer üstün özellikleri yuğ adı verilen cenaze törenlerinde sagucular tarafından söylenmiştir.
Sagular, genellikle kopuz eşliğinde söylenmiştir.
Kafiye düzeni açısından koşuk nazım biçimi ile aynıdır, düzeni “aaab, cccb, dddb, …” biçimindedir.
Dörtlük, nazım birimiyle söylenmiştir.
Dörtlük sayısı 3 da 5 arasında değişir.
Hece ölçüsüyle söylenmiştir.
Sagularda, genellikle 7’li, 8’li hece ölçüsü kullanılmıştır.
Sagular, içerik bakımından halk şiirindeki ağıt, divan şiirindeki mersiye ile benzerlik gösterir.
Kaşgarlı Mahmut’un “Divanü Lügati’t—Türk” adlı eserindeki “Alp Er Tunga Sagusu” türün önemli bir örneğidir.
Alp Er Tunga öldü mü (Alp Er Tunga öldü mü)
Isız ajun kaldı mu (Kötü dünya kaldı mı)
Ödlek öçin aldı mu (Felek öcünü aldı mı)
Emdi yürek yırtılur (Şimdi yürek yırtılır)
Uluşup eren börleyü (Yiğitler kurtlar gibi uluyor)
Yırtıp yaka urlayu (Vakalarını yırtıp çağrışıyor)
Sıkrıp üniyurlayu (Yasçılar gibi ağlıyor)
Sıktap közi örtülür (Yaşla dolu gözleri görmüyor)