a) Divan Edebiyatı
Divan edebiyatına klasik Türk edebiyatı, saray edebiyatı, medrese edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı, havas edebiyatı, İslamî Türk edebiyat, ümmet çağı Türk edebiyatı, Osmanlı edebiyatı (Osmanlı şiiri), tarz-ı kadîm (eski tarz), Enderun edebiyatı da denmiştir. Şiir ağırlıklı bir edebiyat olan eski Türk edebiyatta, şiirler “divan” adı verilen kitaplarda toplandığı için “divan edebiyatı” olarak adlandırılmıştır. “Divan edebiyatı” adı yirminci yüzyılın başından itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Divan edebiyatı, İslam medeniyetinin etkisinde ortaya konulan ve gelişen, 13. yüzyıldan 19. yüzyılın ortalarına kadar yaklaşık 600 yıl düren Türk edebiyatı dönemidir. Divan edebiyatın en parlak dönemi 16. yüzyıldır.
Divan edebiyatında şiir ön plandadır, nesir ikinci plana atılmıştır. Daha çok bireysel konular; yani aşk, doğa, din, tasavvuf, ölüm, şarap gibi konular işlenmiştir. Aşk, divan şiirinin temel konusudur. Divan şiirinde aşk genellikle iki farklı boyutta işlenmiştir: birincisi Allah’a duyulan “mecazî/ hakikî aşk”, diğeri ise sevgiliye duyulan “beşerî/ insanî” aşktır.
Bir medeniyet dili olan divan edebiyatının dili, ortak İslam uygarlığının kullandığı yazılı kültür diline dayanır. Dil, “Osmanlı Türkçesi’dir.
Genel olarak Arapça ve Farsça kelime ve tamlamaların yoğun biçimde yer aldığı ağır, süslü ve sanatlı bir dil kullanılmıştır.
Şeyhî, Fuzulî, Bakî, Nefî, Nabî, Nedim, Şeyh Galip divan şiirinin önemli temsilcileridir.
b) Türk Halk Edebiyatı
Türk halk edebiyatı, halk kültürünün ürünüdür. O nedenle de halkın maddi, manevi yaşamına bağlıdır. Halkın duygu, düşünce ve inanışını yansıtır. Halk yaşamında “bireyci” eğilimler güçlenmediği için halk edebiyatı da buna bağlı olarak genellikle kolektif, anonim nitelik gösterir.
Halk edebiyatı “anonim halk edebiyatı , âşık edebiyatı” ve “dinî—tasavvufî edebiyat” olmak üzere üç kolda gelişmiştir.
I. Anonim Halk Edebiyatı
- İlk söyleyicileri bilinmeyen ve zamanla halkın ortak ürünü haline gelen eserler “anonim halk edebiyatı” olarak adlandırılmıştır
- Toplumsal konuların yanında aşk, ayrılık, gurbet, ölüm gibi konular da işlenmiştir.
- Türkü, mani, ninni, ağıt şiir alanındaki türlerdir.
- Tekerleme, bilmece hem şiir hem nesir şeklinde olabilen türlerdir.
- Halk hikâyesi, efsane, masal, gölge oyunu (karagöz), orta oyunu, meddah düzyazı alanındaki türlerdir.
II. Aşık Tarzı Halk Şiiri (Din Dışı Halk Edebiyatı)
- XV. yüzyıldan sonra gelişerek günümüze kadar oluşan ve “âşık” adı verilen, şiirlerini bağlama eşliğinde ezgi ile okuyan sanatçıların oluşturduğu bir edebiyattır.
- Halkın kullandığı sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
- Aşk, ayrılık, tabiat, gurbet, özlem, ölüm gibi bireysel konuların yanında toplum sorunları da işlenmiştir.
- Aşık edebiyatında usta-çırak geleneği vardır.
- Aşıklar, saz çalmayı ve şiir söylemeyi ustalarından öğrenir.
- Aşıklar; köylerden, kasabalardan, şehirlerden ve asker ocaklarından yetişmişlerdir; bazı âşıklar gezgindir, diyar diyar dolaşır.
- Aşıklar şiirlerini hazırlıksız yani doğaçlama olarak söylemişlerdir.
- Karacaoğlan, Köroğlu, Aşık Ömer, Dadaloğlu, Aşık Veysel âşık edebiyatının önemli temsilcileridir.
III. Dinî- Tasawul’î Halk Şiiri (Tekke Şiiri)
- İslamiyet’in temel ilkelerine dayanarak nefsi arıtıp ahlakı güzelleştirerek dini yaşama ve bu yolla Allah’a ulaşma düşüncesine “tasavvuf” denir.
- X. yüzyıldan sonra tekkeler çevresinde gelişen tasavvuf düşüncesi, dinî—tasavvufî bir halk edebiyatının doğmasına yol açmıştır. Hedef kitlesi halktır.
- Dinî—tasavvufî halk şiirinin ana teması, insanları doğru yolu gösterme ve onlara nefis terbiyesi yaptırmaktır.
- Dinî-tasavvufî halk şiirinde işlenen ana konular Allah aşkı, insan sevgisi, Hz. Muhammed ve Ehlibeyt sevgisi, din ve tarikat ulularına saygı ve sevgi, insanları milli birlik ve beraberlik içinde birleştirme uğraşı vb. konulardır.
- Dinî—tasavvufî halk şiirinin kurucusu ve ilk temsilcisi Ahmet Yesevi kabul edilir.
- Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş—ı Veli tekke edebiyatının önemli temsilcileridir.