İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem 8. Sınıf Din Kültürü
İnsan, doğduğu andan itibaren yardımlaşma ve dayanışmaya ihtiyaç duyan bir varlıktır. İnsan, tek başına hayatını sürdüremez. Çünkü maddi ve manevi başkalarının yardımına muhtaç bir varlık olarak yaratılmıştır. İnsan, büyüyüp kendi ayakları üzerinde durmaya başlasa da yine başkalarının yardımına ihtiyaç duyar. Atalarımızın da dediği gibi ”Yalnız taştan duvar olmaz.”
İnsan, sağlık, eğitim, barınma, yeme—içme gibi bir çok konuda başkalarıyla yardımlaşmak zorundadır. Aksi halde yaşamını sürdürebilmesi çok zor olur.
İnsan, sadece maddi konularda başkalarına ihtiyaç duymaz. İnsan duyguları olan bir varlıktır. Bu nedenle sevinçlerini ve üzüntülerini de paylaşmak ister. Sevinçler paylaştıkça artar, üzüntüler ise paylaştıkça azalır.
İnsan, acı bir olay yaşadığında sevdiklerini, eşini, dostunu yanında görmek ister. Çünkü onların manevi desteğiyle yaşadığı acı olayın üstesinden daha rahatça gelebilir. Aynı şekilde insan, sevindirici bir haber aldığında da mutluluğunu sevdiği kişilerle, dostlarıyla, akrabalarıyla paylaşmak ister. Paylaştıkça mutluluğu daha da artar.
İnsan, özellikle yaşlandığında, ve ağır bir hastalığa yakalandığında yardıma ve dayanışmaya daha da muhtaç olur. Yanında birilerinin desteğini arar durur. Tek başına bu sorunların altın kalkması neredeyse imkansız hal alır. İşte bu ve daha başka maddi ve manevi bir çok nedenden dolayı insan hep başkalarının yardımına ihtiyaç duyar.
Atalarımız da, yardımlaşma ve dayanışmanın önemini vurgulayan bir çok atasözü ve deyim söylemişlerdir:
- “Danışan dağları aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış.”
- “Bir elin nesi var iki elin sesi var.”
- “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.”
- “Bin bilsende bir bilene sor demişler.”
Dinimiz paylaşma ve yardımlaşmaya büyük önem vermiştir. Bunun en önemli göstergesi ise dinimizdeki bir çok ibadetin paylaşma ve yardımlaşmayla ilgili olmasıdır. İslam, inananların her konuda birbirleriyle yardımlaşmasını tavsiye etmiştir. Bu, konunun önemiyle alakalı Kur’an’da bir çok ayete yer verilmiştir. Peygamberimizde bu konunun önemiyle alakalı pek çok hadis söylemiştir.
Bu hadislerin en dikkat çekenlerinden biri şöyledir:
“Müminler birbirlerine merhamet etmekte, birbirlerini sevmekte ve birbirlerini korumakta bir vücudun organları gibidir. Vücudun herhangi bir organı hastalandığında bütün vücut bundan rahatsız olur. Aynı şekilde bir mümin de sıkıntı içinde bulunduğunda, diğer müminler onun sıkıntısını, derdini ve üzüntüsünü paylaşırlar ” (Buharî, Edeb, 78)
Peygamberimiz bu konuda inananları bir vücudun organlarına benzetmiştir. Nasıl bir organın rahatsız olması bütün vücudu etkiliyorsa, bir Müslümanın da yardıma ihtiyaç duyduğunda diğer Müslümanların bu durumdan rahatsız olup onun yardımına koşması gerektiğini vurgulamıştır.
İslam’a göre sadece Müslümanlara değil farklı dine inanan insanlara hatta diğer bütün canlılara yardım etmek sevaptır. Bu nedenle başta inananlar olmak üzere bütün canlılara yardım etmeye gayret etmeliyiz. Bu konuda da Peygamberimiz bir hadislerinde; “Her can sahibine yapılan iyilikte sevap var” buyurarak bizleri uyarmıştır.
Kur’an’ı Kerim, bu konunun önemi üzerinde durmuş ve bollukta da darlıkta da yardımlaşma ve dayanışma yapılması gerektiğini dile getirmiştir. İnsan, az ya da çok her zaman başkalarına maddi veya manevi olarak yardım edebilir. Bunun için zengin olmaya gerek yoktur. Herkes imkanları ölçüsünde yardımlaşma ve dayanışmada bulunabilir. Çünkü Kur’an, Mü’minlerin her durumda yardımlaşması gerektiğini söylemektedir.
“Takva sahipleri (sorumluluklarının bilincinde olanlar), bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar (infak ederler). Öfke/erini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever ” (Al-i İmrân Suresi, 134. ayet)
Yardımlaşma ve dayanışma fedakarlık isteyen bir ibadettir. Özveride bulunamayanlar başkalarına ne maddi ne de manevi yardımda bulunamazlar. Bu durumu Kur’an şu şekilde ifade eder:
“Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler ” (İnsan Suresi, 8. ayet) şeklinde dile getirilmiştir.
Kur’an yardımlaşma ve dayanışmanın önemi üzerinde durduğu gibi aynı şekilde yardımlaşma ve dayanışmaya engel olunmaması gerektiğinden de söz etmiştir. Öksüz ve yetimlerin itilip kakılarak, yoksul ve fakirlere yardım etmekten kaçınılmaması gerektiği üzerinde durmuştur. Bununla beraber az ya da çok yapılmak istenen hiçbir yardıma engel olunmaması gerektiğinden de bahsetmiştir. Bu konunun üzerine özellikle de namaz sureleri dediğimiz günlük okuduğumuz surelerden olan Maun Suresi’nde durulmuştur.
“Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur” (Maun Suresi, 2. ayet),
“Ve ‘ufacık bir yardımı (veya zekâtı) da’ engellemektedirler ” (Maun Suresi, 7. ayet)
Ensar ve Muhacir
İslam tarihinde yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneklerini Peygamberimiz döneminde görmekteyiz. Özellikle Peygamberimiz ve Mekkeli Müslümanlar Medine’ye hicret ettiklerinde Medineli Müslümanların sergilemiş olduğu yardımlaşma ve dayanışma örneği dillere destan olmuştur. Mekke’de bütün mallarını ve mülklerini bırakarak inandıkları dava uğruna hicret eden Mekkeli Muhacirler, Medine’ye geldiklerinde hiçbir şeyleri yoktu. Bu durumu çok iyi bilen Medineli Ensar ise hicret eden muhacir kardeşlerine kapılarını açmış ve sahip oldukları her şeyi onlarla paylaşmıştır. Medineli Müslümanlar sergiledikleri bu örnek davranışla, Ensar (yardım eden) lakabını alarak sonradan gelecek olan Müslümanlara müthiş bir yardımlaşma ve dayanışma örneği göstermişlerdir.
İslam’ın Yardımlaşma ve Dayanışmaya Verdiği Önemle İlgili İbadetler
- Zekât vermek
- Sadaka vermek
- İnfak etmek
- Sadaka—i Cariye yapmak
- Fitre vermek
- Fidye vermek
- Kurban kesmek
Yardımlaşma ve Dayanışmanın Önemiyle İlgili Ayet ve Hadisler
- “Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler ” (İnsan Suresi, 8. ayet)
- ”Takva sahipleri (sorumluluklarının bilincinde olanlar), bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar (infak ederler). Öfkelerini yutarlar ve insanları affederler Allah da güzel davranışta bulunanları sever. ” (Al-i İmrân Suresi, 134. ayet)
- “De ki: Harcadığınız her şey, ana-baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmış kişiler içindir. Allah yapacağınız her hayrı (iyiliği) bilir. ” (Bakara Suresi, 215. ayet)
- “Veren el alan elden üstündür ” (Hadis-i Şerif)
- “Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır ” (Hadis-i Şerif)
- “Komşusu açken tok yatan bizden değildir ” (Hadis-i Şerif)
- ”Kim bir Müslüman ’ın sıkıntısını giderirse kıyamet günü Allah ’da onun bir sıkıntısını giderir. ” (Hadis-i Şerif)
- “Yetimin başını okşa, yoksulu doyur.” (Hadis-i Şerif)
- “Zekât, İslam’ın köprüsüdür.” (Hadis-i Şerif)