İslam Medeniyetinde İlim ve Eğitim Kurumları
Beytü’l-Hikme
Müslüman alimlerin 750 yılında başlayan ve 900 yılına kadar süren tercüme faaliyetlerini, bilimsel eserler ile ilmi çalışmalar yaptıkları Beytü’l Hikme’lerde astronomi, matematik, tıp ve felsefe ile ilgili eserler Arapça ‘ya çevrilmiştir. Bu sayede İlk Çağ’a ait pek çok eser günümüze gelebilmiştir.
Kütüphaneler
Mescitlerde kurulan kütüphaneler; halifeler, vezirler yüksek devlet görevlileri ve halktan zengin kişilerin kendi kütüphaneleri ile daha da yaygınlaşmıştır. 794’te Bağdat’ta kağıt imalathanesinin kurulmasıyla birlikte kütüphaneler daha da artmıştır.
Kurtuba’da yüzbinlerce cilt kitabın olduğu kütüphanelerin yanında Müslümanların ilme verdikleri değeri Kurtuba’daki kitap çarşısı da yansıtmıştır.
Camiler
Kur’an-ın ilk emri “Oku!” idi. Hz. peygamber, Medine’deki Mescid-i Nebevi’yi bir okul haline getirmişti. Kuran-ı ve İslam esaslarını öğreterek onlara mescidin sofasında toplanan dostlar anlamında “Ashab-ı Sufle” adını verdi.
Emeviler zamanında “mektep” adı verilen ve çocukların eğitim gördüğü bağımsız eğitim kurumları kurulmuştur.
Abbasiler zamanında mektepleri; Darül, ilim, Beytü’l Hikme gibi kurumlar izlemiştir.
Eğitim faaliyetlerinin görüldüğü camilerin en tanınmışları Şam’da Emeviye, Bağdat’ta Mansur, Mısırda Ezher ve Endülüs’te Kurtuba’dır.
Medreseler
Müslüman Abbasiler Dönemi’nde ortaya çıkarak yaygınlık kazanan medreseler, Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk ‘ün 1066’da Bağdat’ta Nizamiye Medresesini kurmasıyla hız kazanmıştır. Medreselerin yaygınlaşmasında ilim insanı ve adalet görevlisi yetiştirmenin yanı sıra İslam dünyasında ortaya çıkan zararlı dini propagandalarla (Haşharilerle mücadele gibi) mücadele gereksinimi etkili olmuştur.
Medreselerde eğitim veren öğreticilere müderris, onların yardımlarına müzakereci veya muid denirdi. Farabi, Ebu Bekir Razi, Fahrüddin Razi, İbn-i Sina ve Gazali gibi dünyaca ünlü alimler de medreselerde müderrislik yapmıştır.