İslam Kültür Medeniyeti’nin Genel Özellikleri
İslam Uygarlığı;
İslamiyet’in ilk yıllarından günümüze kadar tüm Müslüman toplumların katkılarıyla oluşmuş ve bugün de gelişimini sürdürmektedir.
Temeli Kur’an ve Hadis’e dayanır. Kur’an’a ters düşmeyen her türlü yenilik ve gelişmeye açıktır.
Ulusal kültürlerin ve coğrafi faktörlerin etkisiyle bölgelere göre bazı farklılıklar göze çarpar. Bu da İslam medeniyetinin şekilci bir anlayışa sahip olmadığını, dar kalıplarla sınırlı kalmadığını göstermektedir.
Taklitçilikten uzaktır.
Gelişiminde eski Yunan, Hellenistik, Bizans, Hint ve İran kültür ve medeniyetlerinin etkileri olmuştur.
Devlet Yönetimi
Hz. Muhammed, Medine İslam Devleti’nin başkanıydı. Sadece dini değil, aynı zamanda siyasi, askeri, idari ve adli yetkileri elinde tutan kişiydi. Hz. Muhammed’in vefatından sonra Dört Halife Dönemi’nde halifeler Hz. Muhammed’in peygamberlik görevi dışındaki tüm yetkilerini yürüttüler.
Yöneticiler “Meşveret Meclisi” denilen danışma kurulunun aldığı kararlara uyarlardı. Dört Halife Dönemi’nde halifeler seçimle belirlendiğinden bu dönem İslam tarihine Cumhuriyet Dönemi olarak geçti. İslam Devleti’ne sırasıyla, Medine, Küfe, Şam ve Bağdat şehirleri başkentlik yaptı.
Emeviler Dönemi’nde halifelik saltanata dönüştürüldü ve seçim geleneğine son verildi. Bu uygulama Abbasiler ve daha sonra gelen Müslüman devletler tarafından da sürdürüldü. Hz. Ömer döneminde sınırların genişlemesiyle birlikte ülke yönetim birimlerine ayrıldı, illerin başına valiler atandı. Divan kavramı (ordu divanı) İslam kültürüne kazandırıldı. Emeviler döneminde devlet işlerinin görülmesi için bazı kurumların kurulmasının yanı sıra asayiş ve güvenliği sağlamak amacıyla “Şurta” teşkilatı, devlet ve halife düşmanlarının durumunu anlamak ve yazışmaları yerine ulaştırmak amacıyla “Berit” teşkilatı kuruldu. Abbasler döneminde siyasi divan kuruldu. Vezirlik makamı oluşturuldu. Divan-ı İnşa (yazı işleri), Divan-ı Mezalim (adalet), Divanü’l Ceyş (askerlik), Divan-ı Beytü’l Mal (gelir – gider) gibi çeşitli divanlar kuruldu.
Ordu ve Donanma
Hz. Muhammed döneminde ordu, gönüllülerden oluşmuştu. Hz. Ömer döneminde gönüllü birliklerin yanı sıra sürekli ordu ve ordugahlar kuruldu. Askeri konuların tartışıldığı Divan-ı Cünd denilen askeri danışma kurulu oluşturuldu. İlk islam donanması Hz. Osman döneminde Muaviye tarafından kuruldu. Emeviler zamanında Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika’da üç donanma vardı. Abbasilerde önemli komutanlıklara Türkler getirildi. Kara kuvvetleri komutanlığına Emir-ül Ümera, Deniz kuvvetleri komutanlığına ise Emir-ül Ma denirdi.
Maliye
İslam Devleti’nde devletin gelirleri Beyt—ül Mal denilen devlet hazinesinde toplanıyordu. Hazinenin başlıca gelir kaynakları şunlardır.
Öşür: Müslüman halktan toprak ürünlerinin onda biri oranında alınan vergidir.
Haraç: Gayrımüslimlerden alınan toprak vergisidir.
Cizye: Gayrımüslimlerin sağlıklı erkeklerinden askere gitmeme karşılığında alınan kafa vergisidir.
Zekat ve Sadaka: Zengin Müslümanlardan alınıp ihtiyaç sahiplerine dağıtılırdı.
Ganimet: Savaşlarda elde edilen ganimetlerin beşte birinin hazineye alınmasıdır.
Mali teşkilat İran ve Bizans örnek alınarak oluşturuldu. ilk İslam madeni parası Emevi halifelerinden Abdülmelik döneminde bastırıldı. Daha önceleri ise halifelerin kendi adına bastıkları paraların yanı sıra İran ve Bizans paraları da kullanılıyordu.
Yazı Dili ve Edebiyat
Sami dil grubundan olan Arapça, İslamiyet’ten önce sadece Arabistan’da kullanılan bir dildi. Fetihlerin artması, İslam Devleti’nin sınırlarının genişlemesi ve İslamiyet’e giren Arap olmayan diğer milletlerin Kur’an’ı okuyup anlayabilmesi için Arapça’yı öğrenmesi Arapça’nın yaygın bir dil haline gelmesini sağlamıştır. Bütün İslam bilginleri işe Arapça öğrenmekle başladılar. Eserlerini Arapça yazdılar ve bu dilin gelişimine ve yaygınlaşmasına çalıştılar. İslamiyet’ten önce Araplar’da yazılı bir edebiyat yoktu. Sözlü edebiyat ve gelişmiş şiir gelenekleri vardı. Hz. Muhammed’in ve İslam büyüklerinin yaşayışları yaptıkları savaşları gelecek nesillere aktarmak amacıyla yazılı edebiyat başladı. Bu çalışma İslam tarihinde “tarihçiliğin” de başlangıcı oldu.
Bilim ve Kültür
Hz. Muhammed döneminden itibaren bilim, eğitim ve kültür hizmetlerine büyük önem verilmeye başlandı ve Suffe Ashabı denilen öğretim kadrosu oluşturuldu. Abbasiler döneminde Yunanca, Farsça, Hintçe ve Süryanice dillerinden çok sayıda çeviri yapıldı. Bu çevirilerin yapıldığı Beytü’l Hikme’ler (tercüme odaları) oldukça meşhurdu. Endülüs Emevileri döneminde kurulan Kurtuba Medresesi çağın en ileri ve en büyük eğitim ve öğretim kurumu özelliğine sahipti. Güzel konuşma (Hitabet) ve güzel yazı (Hüsn-ü Hat) sanatlarına önem verildi. İslam medreselerinde pozitif ve dini bilimler birlikte okutuluyordu.
a. Pozitif Bilimler: Tıp, astronomi, kimya, matematik, tarih ve coğrafya.
b. Dini Bilimler:
- Tefsir: Kuran ayetlerini açıklayan ve yorumlayan bilim.
- Hadis: Hz. Muhammed’in sözlerini kapsayan bilim.
- Fıkıh: İslam hukuku
- Kelam: İslam felsefesi
- Akâid: islam dininin temel kuralları
- Kıraat: Kur’an-ı Kerim’in ruhuna ve anlamına göre uygun biçimde okunmasını öğreten bilim.
Sanat
İslam dininin emir ve yasaklarına göre yönlendirilen sanat ülkelerin coğrafi özellikleri ve ulusal kültürlerine göre farklı özellikler gösterir.
İslam sanatının mimari eserlerinde Roma, Bizans, Sasani ve Mısır sanatının etkilerini görmek mümkündür.
En yaygın ve özgün mimari eserleri camilerdir.
Emeviler camilere mihrap ve minareyi eklemişlerdir.
Emeviler ve Abbasiler sivil mimaride Kusayr Amra Sarayı’nda olduğu gibi insan ve hayvan resimlerini kullanmışlardır. Binaların iç süslemesinde hat sanatından ve arabeskten faydalanılmıştır.
İlk islami özgün eserler; Kurtuba Camii, Kubbet-üs Sahra Camii, Mescid—ı Aksa Cami, Ümeyye Camii, EI Kasr ve El Hamra Sarayları’dır.