Hz. Osman Dönemi’nde fetih hareketlerinin yavaşlaması, ekonomik sıkıntıların ortadan kaldırılması için Hz. Ömer zamanında halka bağlanan maaşların kesilmesi, Hz. Osman’ın yapmış olduğu tayinlerde, kendi kabilesi ve ileride Emeviler Devleti’ni kuracak olan Ümeyyeoğullarına ayrıcalık tanıdığı iddiaları halkta tepkileri artırmıştır.
Bu nedenlerle Hz. Osman’ın son dönemlerinde Kûfe ve Mısır’da bazı ayaklanmalar çıktı. Hz. Osman’ın önemli devlet görevlerine kendi ailesinden insanları getirdiğini iddia eden isyancılar, Hz. Osman’ı Kur’an okurken şehit ettiler. Bu durum Müslümanlar arasında görüş ayrılıkları yaşanmasına ve fitneye yol açmıştır.
Cemel Vakası [Deve Olayı, 656]
Hz. Ali, Hz. Osman zamanındaki olaylara sebep olduklarını düşündüğü Valileri görevlerinden alıp yerlerine yenilerini tayin etti. Ancak görevden alınan valiler, Hz. Osman’ın katillerinin bulunarak cezalandırılmamasını bahane ederek Hz. Ali’ye muhalif bir grup oluşturdu.
Hz. Ali, masum insanların zarar görmesini, İslam Devleti içinde parçalanmalar yaşanmasını önlemek düşüncesiyle suçluları cezalandırma konusunda acele etmemiş ve titiz davranmıştır. Buna karşılık Hz. Peygamber’in eşi Hz. Ayşe ve çevresindekiler, Hz. Osman’ın katillerinin bir an önce bulunup cezalandırılmasını ve Müslümanların içinde bulundukları kargaşa ortamından kurtulmasını istemişlerdir.
Bu görüş ayrılıkları nedeniyle sahabelerden bir kısmı Hz. Ayşe’nin safına geçerek bir güç oluşturdu. Hz. Ali, oluşturduğu kuvvetle Hz. Ayşe ve ordusunun peşinden Kûfe’ye gitti. Burada yapılan görüşmelerde Hz. Osman’ın katillerinin bulunması konusunda anlaşma sağlandı. Ancak Hz. Osman’ın katledilmesinden sorumlu olanlar, kendilerinin cezalandırılacağını anlamış ve beklenmedik bir anda saldırıya geçerek savaşı başlatmışlardır.
Hz. Ali ve Hz. Ayşe savaşı durdurmaya çalışmışsa da başarılı olamamışlardır. Mücadelede Hz. Ali taraftarları üstün gelmiş ve Hz. Ayşe savaştan sonra Medine’ye gönderilmiştir. Hz. Ali ise Medine’ye dönmemiş ve İslam Devleti’nin merkezini Irak’ın güneyindeki Kûfe şehrine taşımıştır. Bu iç savaş Hz. Ayşe’nin devesinin etrafında gerçekleştiğinden İslam tarihinde Cemel Vakası (Deve Olayı) olarak anılır.
Sıffin Savaşı [657]
Bu olaydan sonra Şam valisi Muaviye, Hz. Osman’ın katillerinin bulunmamasını gerekçe göstererek ayaklandı. Ayaklanmayı bastırmak ve İslam dünyasında siyasi birliği korumak isteyen Hz. Ali, Kûfe’den hareket ederek Sıffin Ovası’na geldi. Sıffin Ovası’nda yapılan savaşta Hz. Ali’nin kuvvetleri, Muaviye’nin kuvvetlerine üstünlük sağladı. Hz. Ali’nin savaşı kazanmak üzere olduğunu göre Muaviye, Amr İbnü’l As’ın teklifiyle Kur’an sayfalarını askerlerinin mızraklarının ucuna taktırarak Kur’an’ın hakemliğine razı olunmasını istedi. Hz. Ali bunun bir savaş hilesi olduğunu söylese de askerleri savaşmak istemedi. Sorunun hakemler tarafından çözülmesi kararlaştırıldı.
Hakem Olayı [657]
Halifelik sorununun çözümü için Hz. Ali ve Muaviye birer hakem seçtiler. Hakemler görüşme sonunda Hz. Ali ve Muaviye dışında birinin halife olmasına karar verdiler. Hakemlerin görüşmeleri sonrasında alınan karara uymayan Amr b. As, siyasi bir manevrayla halifeliği Muaviye’ye verince buna razı olmayan Hz. Ali, mücadeleye devam etmiştir.
Bu süreçte hakem tayin edilmesini kabul etmeyip Hz. Ali’nin ordusundan ayrılan üçüncü bir grup daha ortaya çıkmıştır. Bunlara Hariciler denir. Hakem Olayı İslam dünyasında yaşanan karışıklıkları çözmediği gibi sorunları büyütmüştür.
Hakem Olayı’ndan sonra İslam toplumu,
- Hz. Ali taraftarları
- Muaviye taraftarları
- Hz. Ali ve Muaviye’nin halifeliğine karşı olan Hariciler
şeklinde üç gruba ayrılmıştır.
Hz. Ali’nin Hariciler tarafından şehit edilmesinden sonra oğlu Hz. Hasan halife olarak kısa bir süre İslam topraklarının bir kısmını yönetti. Ancak Muaviye’nin güçlü bir ordu kurup geniş topraklara hükmetmesi pek çok Müslüman’ın onun halifeliğini kabul etmesine neden oldu. Hz. Hasan Müslümanlar arasında daha fazla kargaşa olmasını istemediğinden 661 yılında Muaviye’nin halifeliğini kabul etti. Böylece halifelik, Emevi Hanedanlığı’na geçmiş oldu.