İslam Dininin Temel Kaynakları
İslam, Allah tarafından gönderilen vahye dayalı dinlerin sonuncusudur. Bu yönüyle diğer ilahi dinlerden ayrılır. Yüce Allah insanlık tarihi boyunca birçok din göndermiştir. Bu dinlerle alakalı üçtane de kutsal kitap göndermiştir. Ancak bu dinlerin ve kutsal kitapların hepsi zamanla tahrif olmuş ve değiştirilmiştir. İslam dini ise diğer dinlerden farklı olarak aslı korunarak günümüze ulaşmış tek dindir. İslam dini bizzat Yüce Allah tarafından koruma altına alınmıştır. Çünkü kıyamete kadar mesajlar geçerli olacak ve artık başka bir din gönderilmeyecektir. Ayrıca İslam dininin kutsal kitabı Kur’an—ı Kerim nazil olmaya başladığı andan itibaren peygamberimizin vahiy katipleri tarafından yazıya geçirilmiştir. Bununla beraber birçok sahabe tarafından ezberlenmiştir.
İslam dininin temel iki ana kaynağı vardır.
Bunlar:
1. Kur’an-ı Kerim: Hz. Muhammed’e (s.a.v) Allah tarafından gönderilen son ilahi kitaptır.
2. Sünnet: Hz. Muhammed’in (s.a.v) söz, fiil ve takrirleri (onayları) dir.
1. Kur’an-ı Kerim:
İslam dininin ilk ve en önemli kaynağı Kur’an—ı Kerim’dir.
Kur’an sözlükte, “okumak, bir araya getirmek ve toplamak” gibi anlamlara gelir
Kur’an, 610 yılında, Ramazan ayının 27. Kadir gecesinde ilk defa Nur Dağı’ndaki Hira Mağara’sında indirilmeye başlamıştır.
Kur’an, bir anda değil, 23 yılda parça parça indirilmiştir. Bazen bir ayet, bazen birkaç ayet bezen de bir sure olarak belirli olaylara binaen tam 23 yılda indirilmiştir. Bu nedenle her ayet ve surenin bir indirilme nedeni vardır.
Kur’an’da İslam’ım ana konuları olan, “inanç, ibadet, ahlak, sosyal hayat ve kıssalar” yer alır.
Kur’an’da 30 cüz, 114 sure ve yaklaşık 6666 ayet vardır.
Kur’an’ı baştan sona ezberleyen kişilere hafız denir. Baştan sona okumaya ise hatim denir.
Kur’an İnsanlık İçin Bir Rehberdir
Kur’anı Kerim, insanların hem dünya da hem de ahirette mutlu olmalarını hedefler. Bu nedenle insanların bu dünyadaki davranışlarının ve yaşam şekillerinin nasıl olması gerektiğini bildirir. Kur’an, insanlara yaratıcısının kim olduğunu, ona karşı görevlerinin neler olduğunu öğretir. Yaratıcısının kendisinden yapmasını istediği ibadetlerin neler olduğunu öğretir. Kur’an insanlarda bulunması gereken güzel ahlak ilkelerini öğretir. Ölümü, öldükten sonra dirilerek hesap verileceğini hatırlatır. Hesaptan sonra sonsuza dek cennet ya da cehenneme gidileceğini hatırlatır.
Kur’an’ın Korunmasını Sağlayan Önlemler
Kur’an ayetleri indirildiği peygamberimiz tarafından vahiy katiplerine yazdırılarak korumaya alınmıştır.
Kur’an ayetleri indirildiği gibi başta peygamberimiz olmak üzere birçok sahabe tarafından ezberlenerek korumaya alınmıştır.
Kur’an’ı her ramazan ayında peygamberimiz ve Cebrail (a.s) mukabele ederek korumaya almışlardır. Yani karşılıklı okumuşlardır. Biri okumuş diğeri de dinlemiştir. Peygamberimiz ölmeden önceki son ramazan ayında ise iki defa mukabele etmişlerdir.
Yukarıdaki önlemler dışında birde Kur’an, bizzat Allah tarafından koruma altına alınmıştır. Bu durum bir ayette de şöyle dile getirilmiştir:
“0 Kur’an ’ı biz indirdik, O’nun koruyucusu da elbette biziz. ” (Hicr Suresi, 9. ayet)
Allah’a iman eden her Müslüman Kur’an’ın emir ve yasaklarını kabul etmek zorundadır. Çünkü Kur’an’ın emir ve yasaklarından birini inkar eden bir kişi dinden çıkmış olur. Kur’an Müslümanların başucu kitabı olmalıdır. Çünkü Yüce Allah Kur’an’ı rehber olarak göndermiştir.
Kur’an-ı Kerim’i Diğer İlahi Kitaplardan Ayıran Temel Özellikler
- Allah tarafından gönderilen son ilahi kitaptır.
- Bundan sonra kıyamete kadar başka bir ilahi kitap gönderilmeyecektir.
- Diğer kutsal kitaplar gibi topluca bir anda indirilmemiştir. Aksine peyderpey olarak indirilmiştir.
- Günümüze kadar orjinelliğini korumuş, hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Kıyamete kadarda böyle devam edecektir.
- Mesajları diğer kutsal kitaplar gibi bölgesel değildir. Mesajları tüm insanlığı kapsayacak şekilde evrenseldir.
- Mesajlarının geçerliliği kıyamete kadar devam edecektir.
Konuyla İlgili Önemli Ayetler
“Biz sana kitabı, ancak hakkında ayrılığa düştükleri şeyi kendilerine açıklaman ve o kitabın inanan bir kavme yol gösterici ve rahmet olması için indirdik. ” (Nahl Suresi, 64. ayet)
“Andolsun, biz Kur’an ’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık; o hâlde düşünüp öğüt alan var mıdıı: ” (Kamer Suresi, 17. ayet)
“O Kur’an’ı biz indirdik, O’nun koruyucusu da elbette biziz. ” (Hicr Suresi, 9. ayet)
2. Sünnet:
Sünnet, İslam dininin en temel ikinci kaynağıdır. Sünnet, Peygamberimizin söz, fiil ve takrirlerine yani onaylarına denir.
Sünnet ile hadis aslında hemen hemen eş anlamlıdır. Ancak sünnet hadisi de içine alan daha geniş bir kavramdır.
Hadis sözlükte, “söz, haber ve yeni şey” gibi anlamlara gelir. Hadisler yani peygamberimizin bir konuyla alakalı sözleri ve peygamberimizin bir konudaki sergilediği davranışları yani fiilleri ve peygamberimizin bir konudaki söz ve fiili olmaksızın onayları sünneti oluşturur.
Sünnet olan davranışlar, Kur’an’da yer almayan ancak peygamberimizin sürekli olarak yaptığı, mazaretsiz olarak terk etmediği ve Müslümanlara da tavsiye ettiği şeylerdir. Bu nedenle sünnet olan bir davranışı yerine getiren her Müslüman büyük sevap kazanır. Bu davranışları terk edenler ise sünnet sevabından mahrum kalırlar. Diğer bir ifadeyle sünnet, İslam’da yer alan farz ve vacip olan emir ve yasaklar dışında kalan ve uyulması tavsive edilen davranışlardır.
Örneğin, yemekten önce ellerin yıkanması Kur’an’da yer almaz. Ancak bu davranışın yapılması peygamberimiz tarafından tavsiye edilir.
Örneğin, namazın farz olduğu Kur’an’da geçer. Ancak namazın kaç rekat olduğu, nasıl kılınacağı, namazda hangi dua ve surelerin okunacağı, hangi davranışların namazı bozacağı gibi konular ise Kur’an’da geçmez. İşte bu gibi ibadetlerin detaylarıyla ilgili konular sünnetlerde anlatılır. Çünkü peygamberimiz bir hadislerinde, “Ben namazı nasıl kılıyorsam siz de öyle kılın.” buyurmuşlardır. Bu nedenle sünnetler İslam dininin en önemli ikinci kaynağıdır. Sünnetlere, özellikle de ibadetlerle ilgili olanlara mutlaka uyulması gereklidir.
Kur’an ve Sünnet ayrılmaz bir bütündür.
Yüce Allah, doğru yola ulaşmanın, kurtuluşa ermenin yolunun Kur’an ve sünnet olduğunu bildirmiştir. Sünnet Kur’an’ın tabiri caizse tamamlayıcısı niteliğindedir. Diğer bir ifadeyle Kur’an’daki emir ve yasakların pratik hayatta yansımasını sünnet temsil etmektedir. Sünnet, yaşayan Kur’an’dır. Bu nedenle Kur’an ile sünneti birbirinden bağımsız düşünmek yanlıştır. Yüce Kur’an ve sünnetin rehber olmasıyla ilgili bir ayette şöyle buyurmuştur: “Kim kendisine ”dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan sonra, Resule muhalefet ederse ve mü ’minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. O ne kötü bir yataktır!. ” (Nisa Suresi,115. ayet)
Yüce Allah Kur’an’da sünnetlerin de İslam dininin temel kaynakları arasında yer aldığı bildirmiştir.
Örnek:
“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin.” (Nisa Suresi, 59. ayet)
“Kim Peygamber’e itaat ederse Allah ’a itaat etmiş olur ” (Nisa Suresi, 80. ayet)
Sünnet olan bazı örnek davranışlar:
- Yemeğe besmele ile başlamak
- Yemekten önce elleri yıkamak
- Yemekten sonra elleri yıkamak
- Diz temizliğine önem vermek
- Sadaka vermek
- Her işe besmele ile başlamak
- Karşılaşılan kişilere selam vermek
- Hasta ziyaretinde bulunmak
- Davete icabet etmek
- Yaşlılara yardım etmek
- Hayvanları korumak
- Doğayı korumak
- Büyüklere saygı göstermek
- Küçüklere sevgi göstermek