İNSAN DA İSKELET SİSTEMİ
İnsanda, destek ve hareket elemanı olan kemik doku iskelet adını alır. Yeni doğmuş bir bebekle yaklaşık 300 kemik bulunur. Ancak yaş ilerledikçe bazı kemiklerin birbiriyle kaynaşması sonucu 206 kemik içeren iskelet sistemi oluşur.
İnsanda iskeletin görevleri :
- Vücudun çatısını oluşturma, ayakta ve dik durmayı sağlama
- Kas ve eklemlerle birlikte vücudun hareketini sağlama İç organları koruma
- Kaslara ve iç organlara tutunma yüzeyi sağlama
- Vücut için gerekli bazı mineral maddeleri depolama
- Kan hücrelerinin yapımını sağlama
İnsanda iskelet; baş, gövde ve üyeler (kollar ve bacaklar) olmak üzere üç kısımda incelenir :
1. Baş İskeleti
Baş iskeleti; kafatası ve yüz kemiklerinden oluşur.
Kafatası kemikleri: Alın, yan kafa, şakak, art kafa , temel kalbur kemiğinden oluşur.
Yüz kemikleri : Tırnaksı, elmacık, burun, sapan, boynuzcuk, üst çene, damak ve alt çene kemiklerinden oluşmuştur. Alt çene kemiği, şakak kemiğine oynar eklemle bağlı ve hareketlidir.
2. Gövde İskeleti
Omurga, kaburga kemikleri, göğüs kemiği, omuz kemeri ve kalça kemeri kemiklerinden oluşur.
Omurga, 33 omurdan yapılmış olup yan görünüşü tersine “S” harfine benzer. Omurga, boyun (7), sırt (12), bel (5) sağrı (5) ve kuyruk sokumu (4) olmak üzere beş bölüme ayrılır.
Boyun omurlarından birincisine atlas, ikincisine eksen denir. Omurlar kıkırdak yastıklarla (diskler) birbirlerine bağlanarak, omurgayı oluşturur. Üst üstte yerleşen omur delikleri de omurga kanalını oluşturur. Bu kanalda omurilik bulunur. Son iki kaburga kemiğinin ön uçları serbesttir. Bunlara yüzücü kaburgalar denir.
Omuz kemeri ; köprücük kemiği ve kürek kemiğinden meydana gelir.
Kalça kemeri ; kalça , oturga ve çatı kemiklerinden meydana gelmiştir. Kalça kemerleri sağrı bölgesiyle birleşerek leğen şeklinde bir yapı meydana getirir.
3. Üyeler (kollar ve bacaklar) İskeleti
Omuz kemeri ve kalça kemeri ile gövdeye bağlanır.
Kol kemikleri; pazı kemiği, ön kol, dirsek, bilek, tarak ve parmak kemiklerinden oluşur.
Bacak kemikleri, uyluk, diz kapağı, baldır, kaval, bilek, tarak ve parmak kemiklerinden oluşur.
KEMİK DOKU
Embriyo döneminde 8. haftadan itibaren, iskeleti oluşturan kıkırdakta mineral birikmesiyle kemik doku gelişmeye başlar. Kemikler iskeletimizin yapısında yer alan sert yapılardır. Kemikler, canlı kemik hücreleri ve cansız olan ara maddeden oluşur. Kemik hücrelerine osteosit, ara maddesine osein denir. Hücreler lakün adı verilen boşluklarda bulunur. Kemik hücreleri birbirine sitoplazmik uzantılarla bağlıdır. Bu uzantılara kanalikuli denir. Hücre ara maddesinin organik kısmı kemik hücresi tarafından salgılanan protein ve kollojen liflerden oluşur. İnorganik kısmı ise kalsiyum fosfat, magnezyum ve potasyum minerallerinden oluşur.
Kemik doku içinde, ayrıca osteoklast adı verilen hücreler de bulunur. Bunlar, kemik doku içinde kanallar açarak yıpranmış kemik doku hücrelerinin yıkımını sağlayan hücrelerdir. Osteoklastlar tarafından yıkılan kemik doku hücrelerinin yerini osteoblastlardan farklılaşan yeni kemik hücreleri alır. Sürekli devam eden bu kemik yıkımı ve yapımı, kemiğin üzerine yerleşen kuvvetlerin ayarlanmasını ve kemiğin yeniden şekillenmesini sağlar.
İleri yaşlarda inorganik madde miktarı arttığı için kemiğin kırılganlığı artar. Kemikte kalsiyum ve fosfatın birikmesini kalsitonin hormonu ve D vitamini sağlar. Kemikler vücudun dikliğini sağlar, vücuda şekil verir ve iç organları korur. Eklemleri oluşturarak kaslarla birlikte harekete yardımcı olur. Kanda kalsiyum ve fosfat miktarının düzenlenmesinde rol oynar.
Kemik dokusu süngerimsi kemik doku ve sert (sıkı) kemik dokusu olmak üzere iki grupte incelenir:
a) Süngerimsi kemik dokusu : Uzun kemiklerin ucunda, yassı ve kısa kemiklerin iç kısmında bulunur. Süngerimsi kemik dokuda havers kanal sistemi yoktur. Bu doku gözenekli yapıdadır. Gözeneklerin içini kırmızı kemik iliği doldurur. Kırmızı kemik iliğinde kan hücreleri üretilir. Uzun kemiklerin baş bölgesinde epifiz plağı denen ve kıkırdaktan oluşan kıkırdak büyüme bölgesi bulunur. Bu bölge kemiklerin belirli bir yaşa kadar boyca büyümesini sağlar. Kıkırdak büyüme bölgesi kemikleşip ortadan kalktığı zaman büyüme ve gelişme durur.
b) Sert (sıkı) kemik dokusu : Uzun kemiklerin gövdesi ile yassı ve kısa kemiklerin dış yüzeyini örten kemik zarlarının altında bulunur. Sıkı kemiği oluşturan hücreler, içinde damarların ve sinirlerin geçtiği havers kanallarının çevresinde dairesel olarak dizilir. Bu yapıya osteon denir. Havers kanalları, birbirine Volkmann kanalları ile bağlanır. Kemik hücreleri bu kanallardan besin ve oksijen sağlarken artıklarını da aynı yolla kana verirler.
Kemik Yapısı ve Çeşitleri
İnsan iskeletini oluşturan kemikler şekillerine göre dört grupta incelenir :
A) Uzun kemik B) Kısa kemik C) Yassı kemik D) Düzensiz şekilli kemik
A. Uzun kemik : Boyu eninden ve kalınlığından daha uzun eni ve kalınlığı yaklaşık eşit kemiklerdir. Kol ve bacaklarda bulunan uyluk kemiği, kaval kemiği ve pazı kemikleri uzun kemiklere örnektir. Şişkin olan uçlara kemik ucu, silindir şeklindeki kısmına kemik gövdesi denir. Kemik gövdesinin uzunlamasına kemik kanalı denilen bir boşluk vardır ve içinde sarı ilik bulunur. Sarı kemik iliği sadece uzun kemiklerde bulunur. Büyük ölçüde yağ hücrelerinden oluştuğu için sarı renkli görülür ve kan hücresi (özellikle akyuvar) üretiminde görevlidir.
Eklem kıkırdağı : Kemiğin uç noktalarında bulunur.
Periost (kemik zarı) : Kemiklerin beslenmesini, onarımını ve enine büyümesini sağlar.
Epifiz plağı : Kemiğin boyuna büyümesini (uzama) sağlar.
B. Kısa kemik : Boyu eni ve kalınlığı yaklaşık birbirine eşit kemiklerdir. El bilek kemikleri kısa kemiklerdir. Dıştan kemik zarı ile sarılmışlardır. Bu zarın altında, sıkı kemik, ortada süngerimsi kemik bulunur. Kırmızı kemik iliği içerir. Bu sayede alyuvar üretir. Ortalarında sarı ilik bulunmaz.
C. Yassı kemik : Boyu eninden ve eni kalınlığından fazla kemiklerdir. Göğüs kemiği, kaburgalar, kürek kemikleri, kafatası kemikleri ve kalça kemikleri yassı kemiklerdir. Yapıları kısa kemiklerdeki gibidir.
D. Düzensiz şekilli kemik : Değişik şekillerde olan ve genellikle diğer bir kaç kemikle bağlantı kuran kemiklerdir. Omurlar ve bazı yüz kemikleri bunlara örnektir.
Kemik Gelişimini Etkileyen Faktörler
- Hormonlar (Kalsitonin, parathormon, büyüme hormonu ve eşeysel hormonlar)
- Beslenme (Proteinler, A-C-D vitaminleri, mineraller)
- Güneş ışığı
- Genetik özellikler
KIKIRDAK DOKU
Kıkırdak dokunun hücrelerine kondrosit, ara maddesine ise kondrin denir. Vatoz balıklarının ve köpek balıklarının hem embriyo hem de ergin dönemlerinde iç iskelet kıkırdak dokudan oluşmuştur. Diğer omurgalıların embriyo döneminde iç iskeletleri kıkırdak dokudan oluşmuştur. Kıkırdak dokuda kan damarları ve sinirler yoktur, besin ve oksijen difüzyonla bağ dokudan alınır. Hücrelerde oluşan metabolizma artıkları da aynı yolla atılır. Kıkırdak dokunun yenilenme yeteneği çok düşüktür, zedelendiğinde önce bağ doku oluşur, daha sonra bağ doku kıkırdak dokusuna dönüşür.
Kıkırdak doku, hücre ara maddesi içinde bulunan liflerin yapısına ve düzenine göre, hiyalin, elastik, fibröz (lifli) kıkırdak olmak üzere üç gruba ayrılır:
a) Hiyalin kıkırdak : Hücreler arası maddesi şeffaf, mavimtırak ve homojendir. Bütün omurgalıların embriyolarındaki iskelet, hiyalin kıkırdaktan yapılmıştır. İnsanların embriyoları hiyalin kıkırdak yapılıdır, ergin döneme doğru geçtikçe hiyalin kıkırdağın yerini kemik doku alır. Ergin memelilerin kaburga uçlarında, soluk borusunda ve burundaki kıkırdak, hiyalin kıkırdaktır. Ayrıca eklem yerlerindeki kemiklerin üzerinde de bulunur.
b) Elastik kıkırdak : Hücreler arası maddesinde sarı elastik lifler bulunur. Bu lifler, kıkırdak hücrelerinin birbirinden ayrılmasına neden olur. Çok esnek bir yapısı vardır. Bükülme özelliğine sahiptir. Burun ucunda, kulak kepçesinde, kulak yolu ve östaki borusunda bulunur.
c) Fibröz (lifli) kıkırdak: Hücreleri ve ara maddesi az olan kıkırdaktır. Çok sayıda kollojen lif bulunur. Omurlar arası disklerde, göğüs ve köprücük kemiğinin oynak yerlerinde ve uzun kemiklerin eklem yerlerinde bulunur.
Eklem Yapısı ve Çeşitleri
İki kemiğin birbirine bağlandığı yere eklem denir.
Hareket derecesine göre üç tipte incelenir :
1. Oynamaz eklemler: İskeletin hareket etmeyen kısımlarında bulunur. Eklem sıvısı yoktur. Kafatası kemiklerinde bulunur.
2. Az oynar eklemler: Hareketleri sınırlı olan eklemlerdir. Eklem sıvısı yoktur.
Örneğin, omurların eklemleri, kaburgaların, göğüs kemiğiyle yaptığı eklemler.
3. Oynar eklemler: Tam hareketli eklemlerdir. Eklem kapsülünün iç yüzeyinde sinoviyal zar bulunur. Bu zarın salgıladığı eklem sıvısı eklemlerin kaygan olmasını sağlar. Omuz, kalça, dirsek, el ve ayak bileklerinde görülen eklemlerdir.