İnsanlığın İlk Dönemlerinde Ekonomi 9.Sınıf Tarih
TARİH ÖNCESİ DEVİRLER
— Eski (Yontma) Taş Devri’nde temel geçim kaynağı avcılık ve toplayıcılıktır (Tüketici toplum).
— Yeni (Cilalı) Taş Devri’nde; tarım, hayvancılık, seramikçilik ve takasa dayalı ticari faaliyetler başlamıştır (Üretici toplum).
♦ Çayönü Höyüğü (Diyarbakır) ve Cafer Höyük (Malatya) yerleşkelerinde dünyanın en eski buğday türlerinden birisi olan “Emmer evcil buğdayı” bulunmuştur. Ayrıca MÖ 8.500’lerde Urfa ve Diyarbakır çevresinde buğday tarımının başlamış olması, tahılın ana vatanının Anadolu olduğunu ortaya koymaktadır.
— Maden Devri’nde insanların madenden tarım aletleri yapması (saban, orak vb.) tarımsal üretimi artırmış; bu durum sonucunda ticari faaliyetler gelişmiştir. Bu dönemde toplumsal ve ekonomik faaliyetlerin gelişmesi sonucunda köylerin yanında kentler ortaya çıkmıştır. Kent yaşamı ise sanat ve zanaat faaliyetlerinin gelişimine ortam hazırlamıştır.
İLK ÇAĞ
— Üretimin artması ve çeşitlenmesi sonucu ticaret gelişmiştir. Takas (değiş – tokuş) yoluyla yapılan ticaret, uluslararası bir nitelik kazanınca, ticaretle para kullanma ihtiyacı doğmuş ve bu ihtiyacın sonucunda Lidyalılar tarafından ilk kez para kullanılmaya başlanmıştır. Paranın kullanılması ticareti kolaylaştırmış ve uluslararası ticareti geliştirmiştir.
— Bazı topluluklar (Yunanlılar, Asurlular) uluslararası ticaret yaparak zenginleşmişler, kendi toprakları dışında ticari üsler (koloniler) kurmuşlardır. Bu durum ticaret kadar kültür alışverişini de geliştirmiştir (Kolonizasyon faaliyetleri). İlk Çağ’da Fenike, İyon, Asur gibi medeniyetlerde kolonicilik faaliyetleri görülmüştür.
♦ Ülkeleri dışında ele geçirilen toprakları kendilerine bağlayarak, bazen de kendi vatandaşlarını o bölgeye yerleştirerek genellikle ticari faaliyetlerde kullanmak amacıyla oluşturulan idarelere “koloni” denir. Bu kolonilerin, devletin idaresinde aktif olarak kullanılmasına da “kolonicilik” denir.
♦ İlk Çağ’ın başlıca tüccar kavimleri şunlardır: Asurlular, Fenikeliler, Lidyalılar, Soğdlar, Yahudiler.
— Uluslararası ticaretin gelişmesi sonucu önemli ticaret yolları ortaya çıkmıştır. Bu yolların önemlileri şunlardır. Lidya’nın başkenti Sard’ı Asur’un başkenti Ninova’ya bağlayan Kral Yolu; Çin’i Orta Asya üzerinden Anadolu’ya bağlayan İpek Yolu; Hindistan’ı Mısır’a bağlayan Baharat Yolu ve Sibirya’dan geçen Kürk Yolu’dur.
— Tarımla geçinen toplumlarda kuraklığın, beraberinde kıtlığı getirmesi önemli bir sorundu. Bu bölgelerde “artı ürün” üretmek ve bunları depolamak son derece önemliydi. Artı ürüne sahip olan yerleşim merkezleri avantajlı duruma geçti ve bu durum onlara güç kazandırdı. Örneğin Mezopotamya’nın kurak olması sulamalı tarımı zorunlu kılmıştı. Bu yüzden bölgede sulama kanallarının yapılmasıyla üretim arttı ve ürün fazlası yani artı ürün ortaya çıktı. Böylece artı ürünü organize etmek için üretimin planlanması, ürünün depolanması ve korunması gerekli hale geldi. Ayrıca artı ürün, diğer ihtiyaçların karşılanması için değiş tokuşu geliştirdi ve çiftçilik dışında yeni meslekler ortaya çıkardı. Çiftçi, esnaf, tüccar, din adamı, savaşçı gibi yeni sınıflardan oluşan daha büyük topluluklar şehir toplumunun doğmasını sağladı.
TİCARET VE TÜCCARLAR
İlk Çağ’ın Önemli Tüccar Toplulukları
Asurlar: MÖ ll. binin başlarından MÖ 612 yılına (son başkenti Ninova’nın yıkılışına) kadar varlığını sürdürmüştür. Mezopotamya’nın doğal kaynaklardan yoksun olması Asurların politikalarında ticareti ön plana çıkarmıştır. Asurlu tüccarlar, başta Kaniş (Kültepe) olmak üzere Anadolu’nun pek çok yerinde alışveriş merkezleri (Karum) kurmuştur. Öyle ki Asurların iki yüzyıl kadar Anadolu’da sürdürdükleri ticari faaliyetler, “Koloni Devri (MÖ 1950-1750)” olarak isimlendirilir. Hâkimiyet alanlarını zamanla Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu, Suriye, Filistin ve Mısır’a kadar genişletmişlerdir.
Fenikeliler: MÖ XII. yüzyılda siyasi bir güç olarak ortaya çıkmış ve MÖ II. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüştür. Doğu Akdeniz sahil şeridinde genel olarak denizcilik ve deniz ticareti ile uğraşmışlardır. Bu denizci kavim, gemilerin inşası amacıyla gerekli keresteleri temin etmek için gelişmiş bir ormancılık faaliyeti de yürütmüştür. Doğu Akdeniz’de çok iyi bir ticaret filosu kurmuş olan Fenikeliler, Batı Akdeniz’de de ticaret kolonileri kurmayı başarmıştır. Zamanla Mısır, Kartaca, Kıbrıs, Girit ve Rodos dışında Sicilya, Sardunya ve İspanya’ya kadar uzanan birçok yerde ticaret kolonileri
kuran Fenikeliler, bu sayede dünya deniz ticaretini kontrol etmeyi başarmıştır.
Lidyalılar: MÖ VII. yüzyılda Gediz ve Küçük Menderes vadileri merkez olmak üzere Kral Giges zamanında bağımsız bir devlet hâline gelmiştir. Lidyalılar, tarihte zengin maden yatakları ve verimli toprakları ile öne çıkmıştır. Madencilik, tarım ve hayvancılığın yanında başkenti Sard; altın madeni ve kuyumculuk sanatı ile tanınmıştır. Lidyalılar, ilk kez madeni parayı (sikke) kullanmışlardır. Lidyalılar, bu icatla dünya ticaretinde yeni bir atılımı başlatmışlardır.
Soğdlar: İslam öncesi Orta Asya’da, merkezi Semerkant olmak üzere birçok şehir devletleri kurmuşlardır. V. yüzyılın ortasında Eftalitlerin (Ak Hunlar) ve 558 yılında Kök Türklerin hâkimiyetine giren Soğd bölgesi, özellikle Kök Türk zamanında Orta Asya’nın ekonomik, siyasi ve kültürel merkezi oldu. Soğdlu tüccarlar Kök Türk koruması altındaki Çin’den İtalya’ya kadar uzanan İpek Yolu üzerindeki ticareti kontrol etmiştir. İslam öncesinde olduğu gibi İslami dönemde de Soğdlar, İpek Yolu üzerinde etkin rol oynamayı sürdürmüştür. Zaman içinde Uygurlarla yoğun bir etkileşim içine girmişlerdir. Uygur alfabesinin oluşmasında ve Uygurların Maniheizm dinini benimsemelerinde Soğdlu tüccarların önemli bir etkisi vardır.
İlk Çağ’ın Önemli Ticaret Yerleri
Agora: Şehir devletlerinde ticari faaliyetlerin yapıldığı yer olup kent meydanı, çarşı, pazar yeri anlamına gelmektedir.
Han: Kervanların konakladığı, malların depolandığı, atölyelerin bulunduğu ve ticaretin yapıldığı yerlerdi.
Arasta: Aynı esnaf grubuna ait dükkânlardan oluşan pazar yerleridir.
Bedesten: Farklı ürünlerin satıldığı kapalı çarşılardır.
Ribat: İslamiyet’in ilk dönemlerinde daha çok korunma, savunma ve askeri amaçlı inşa edilen karakollardır. Sınır bölgelerinde yoğunlaşan bu yapılar, yüksek duvarlarla çevrili olup avlu ve gözcü kulelerinden oluşurdu. XI. yüzyıldan sonra sınırların genişlemesiyle birlikte iç bölgelerde kalan ribatlar, işlev değiştirerek ticari konaklama amacıyla kullanıldı. Böylelikle daha çok kervansaray olarak işlev görmeye başladılar.
Kervansaray: Kervanların güvenliği ve konaklaması için ana yol kenarında inşa edilen yapılardır. Sosyal işlevlere de sahip olan kervansaraylar, ticaretin güvenliğini ve canlılığını sağlamışlardır.