İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİNDE BİLİM, KÜLTÜR, SANAT
A. TARİH ÖNCESİ DEVİRLER
— Eski (Yontma) Taş Devri’nde tekerlek icat edilmiş ve mağara duvarlarına resimler yapılmıştır (İlk sanatsal faaliyet). Araç-gereçlerin yapımında zamanla obsidyen ve kemikler de kullanılmaya başlanmıştır. Obsidyen olarak adlandırılan doğal volkanik cam, bu araç-gereçler için ideal ham madde olup insanlar bunlardan bıçak, iğne ve olta gibi aletler yapmışlardır. Dönemin özgün buluntuları çakmak taşından yapılmış, mikrolit adı verilen küçük araç gereçlerdir. Bu dönemle ilgili en önemli buluntular; menhir ve dolmen adı verilen mezarlardır.
— Yeni (Cilalı) Taş Devri’nde taş, kemik ve ağaç yanında topraktan kaplar (seramik) yapılmış; saban, çömlekçi çarkı ve dokuma tezgahı kullanılmaya başlanmıştır.
— İnsanların ilk keşfettikleri ve kullandıkları maden bakırdır (doğada bol bulunduğu ve kolay işlendiği için). Zaman içinde bakır ve kalayın karışımı sonucu daha dayanıklı tunç elde edilmiştir. Madenin insan yaşamına girmesiyle tarımda bereketi simgeleyen madeni heykelcikler yapılmaya başlanmıştır. İnsanoğlu tarafından demirin keşfedilmesi ve demirden aletler yapılmaya başlaması kadim uygarlığın gelişmesinde en önemli dönüm noktalarından biridir.
— Yazının icadından önceki bu döneme hâkim olan sözlü kültür örnekleri mitler, destanlar, kuruluş ve yaratılış efsaneleridir.
— Demir Devri’nin sonlarına doğru Sümerler tarafından yazı bulunmuştur. Yazının bulunmasıyla beraber Tarihî Çağların ilki olan İlk Çağ başlamıştır.
♦ Her toplumun yazıyı kullanması aynı döneme rastlamamıştır. Yazıyı kullanmaya başlayan toplumlar İlk Çağ’a girerken yazıyı kullanmayanlar Tarih Öncesi dönemi yaşamaya devam etmiştir.
♦ Anadolu’da ilk yazılı belgeler, Kayseri Kültepe’de bulunmuştur.
B. İLK ÇAĞ
— İhtiyaçlar, toplumları bilimsel çalışmalara yönlendirmiştir. Örneğin, Mısırlılar vergilerin hesaplanması için matematiği, Nil’in taşma zamanını belirlemek için astronomiyi, sel nedeniyle bozulan arazi sınırlarını ölçmek için geometriyi, mumya yapabilmek için tıbbı ve eczacılığı geliştirmişlerdir.
— Sümerler, tapınaklara (ziggurat) teslim edilen ürünleri kaydetme ihtiyacından dolayı ilk kez yazıyı (çivi yazısı) kullanmışlar; böylelikle Tarihî Çağları başlatmışlardır (MÖ 3500). Yazı her yerde aynı anda kullanılmadığı için toplumların Tarihî Çağlara geçmeleri farklı zamanlarda gerçekleşmiştir.
♦ İlk Çağ’da Mezopotamya’daki dinî inanışlara göre her şey tanrıların malı idi. Tanrılar için çalışan insanlar, ürettiklerini mabetlerde (ziggurat) birleştirirdi. Herkes elde ettiği ürünü, tanrının evine yani mabede teslim etmek zorundaydı. Rahipler, vatandaşların teslim ettiği ürünü tabletlere resmederdi. Bunun sonucunda Sümerler, mabet ekonomisinin zorunluluğu ile sembol yazısını (piktograf) icat etti. Başlangıçta insanların kayıt tutmalarına yardımcı olmak için kullanılan bu yazı, sembol şeklindeki işaretlerden oluşmuştur. Piktografik yazıda avuç içine sığabilecek bir kil tablet üzerine kareler çizilir ve anlatılmak istenenler sembollerle verilirdi. Yazı yaygınlaştıkça semboller giderek küçülmüş ve işaret kümeleri hâline gelmiştir. Sümerlerden sonra çivi yazısı Akad, Babil, Asur, Hitit ve Urartu gibi medeniyetler tarafından geliştirilmiştir.
— Alfabeyi ilk kez Fenikeliler kullanmıştır. Bu alfabe daha sonra İyonlar, Yunanlılar ve Romalılar tarafından geliştirilerek günümüze kadar ulaşmıştır. Bu durum, günümüz uygarlığının oluşmasında toplumlar arası kültür alışverişinin önemli bir rol oynadığını gösterir (Toplumlar arası kültür alışverişi şu yollarla gerçekleşir: Yazı, savaşlar, göçler ve ticaret)
♦ Hiyeroglif yazısı kullanan Mısırlılar yazı aracı olarak papirüs ve fırça gibi araçlar kullanmıştır. Böylece yazının taşınabilirliği kolaylaşmıştır. Mısır yazısı Fenike alfabesinin gelişmesine de model olmuştur. Bu alfabeden Sami, sonrasında da Latin alfabesi geliştirilmiştir.
— İlk kez Bergama’da hayvan derisinden üretilen parşömenler birleştirilerek kitap hâline getirilmiştir. Çin medeniyeti ise parşömenden daha ucuza mal olan tekstilden yapılan kâğıdı üretmiştir. Talas Savaşı’ndan sonra Müslümanlar, Çinlilerden öğrendikleri kâğıt üretimini yaygınlaştırmıştır.
— Tanrıların gökyüzünde olduğu inancı insanları gökyüzünü incelemeye yöneltmiş; bu da astronomi bilimini geliştirmiştir. Astronomi biliminin gelişmesi sonucunda Sümerler tarafından Ay esaslı takvim, Mısırlılar tarafından ise Güneş esaslı takvim oluşturulmuştur. Bu takvimler geliştirilerek günümüze kadar gelmiştir.
— İyonya’da, Hipokrat, Heredot, Homeros, Pisagor ve Tales gibi önemli bilim insanları yetişmiştir. İyonya’nın sahip olduğu zenginlik ve hür düşünce ortamı bilimin gelişmesine ortam hazırlamıştır.
♦ Bilim ve uygarlığın gelişmesinde ihtiyaçlar kadar ekonomik zenginlik, özgür düşünce ortamı ve rekabet de etkilidir.
— Mısırlılar, güneş takvimini kullanmışlar, yılı 365 gün olarak hesaplamışlar ve günümüzde kullanılan takvimin temellerini atmışlardır. Ayrıca bir günü 24 saate bölmüşlerdir. Hint medeniyetinde matematikçiler sıfırı ilk defa kullanmıştır. Fakat sıfırı sayı olarak kabul etmemişlerdir. Sayı sistemindeki bu erken tarihli gelişme, aritmetiğin gelişim hızını etkilemiştir.
— Çinliler tarafından bulunan matbaa, barut, pusula gibi teknik buluşlar, Türkler tarafından Orta Çağ’da öğrenilmiş; Talas Savaşı’ndan sonra ise Müslümanlar tarafından geliştirilmiştir. Bu buluşlar, Haçlı Seferleri sonucu Avrupalılar tarafından öğrenilmiştir.
— Savunma ihtiyacından dolayı askeri, dini ihtiyaçlardan dolayı tapınak ve mezar mimarisi (piramitler ve labirentler) gelişmiştir. Mimarinin gelişmesi, geometri bilgisinin daha da gelişmesine sebep olmuştur.