İnanç Özgürlüğü
Herkes serbestçe inanma, inandığını uygulama, öğrenme—öğretme ve yayma özgürlüğüne sahiptir. Bir insanı zorla bir dine sokmaya çalışmak, onu ikiyüzlü yani münafık yapar. Bu da gerçek inanç sayılmaz. Bu şekildeki inancı İslam kabul etmez. Zira herkes kendi özgür iradesiyle inanırsa gerçek mümin olur. Zaten akıl ve irade sahibi bir insana bir inancı zorla kabul ettirmeye çalışmak da mantıksız bir davranış olur. Ayrıca zorla bir inancı benimsetmeye çalışmak, insanın özgür iradesini kullanmaya engel olduğu için dünya hayatının imtihan yeri olması gerçeğiyle de çelişir.
AYET
“Sen öğüt ver, hatırlat. Çünkü sen ancak öğüt verici, hatırlatıcısın. Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.” (Gâşiye suresi, 21-22)
İslam’ın bu özgürlükçü anlayışı sayesinde tarih boyunca Müslüman ülkelerdeki Müslüman olmayanlar dinlerini özgürce yaşamışlardır. Birleşmiş Milletler(18. madde) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (9. madde) dinin eğitim-öğretimi, açıklanması din ve vicdan özgürlüğünün unsurlarından biri olarak yer almıştır. Kısacası inanç özgürlüğü; serbestçe inanma, inancını uygulama, öğrenme—öğretme ve yayma hakkına sahip olması demektir.
Anayasaya göre hak ve özgürlüklerimizin bazıları;
- Kişi hürriyeti ve güvenliği
- Özel hayatın gizliliği
- Konut dokunulmazlığı
- Haberleşme hürriyeti
- Yerleşme ve seyahat hürriyeti
- Din ve vicdan hürriyeti
- Düşünce ve kanaat hürriyeti
- Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
- Bilim ve sanat hürriyeti
- Basın hürriyeti