İskender İmparatorluğu
- İskender tahta geçtiğinde ülkede Yunan yönetim sistemi geçerliydi. İskender her ne kadar Helen birliğinin başında bulunsa da birliğe bağlı her şehir kendi içinde bir devlet statüsündeydi.
- Büyük İskender Asya Seferi sonunda kurduğu imparatorluğun yönetiminde Perslerden etkilenmiştir. Perslerin satraplık idaresine benzer bir sistem kurmuştur.
- Büyük İskender’in uyguladığı yönetim sistemi, Roma İmparatorluğu için de model olmuştur. Roma, satraplık idaresini geliştirerek eyalet sistemini uygulamıştır.
Roma İmparatorluğu
- Roma’da kraldan sonra en etkin kurum senatoydu. Senato soylulardan oluşan bir danışma kuruluydu.
- Roma toplumu patriciler, plepler ve köleler olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştı.
Batı Roma İmparatorluğu’nun 476’da yıkılmasından sonra Avrupa’nın sosyo-ekonomik, siyasal ve kurumsal yapısında büyük değişiklikler yaşanmıştır. Roma İmparatorluğu’nun eski gücünü kaybettiği ve özellikle de bireyleri korumakta yetersiz kaldığı dönemde Avrupa’da feodal siyasi yapılar ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Batı Roma İmparatorluğu’nun bıraktığı boşluğu Katolik Kilisesi ve feodal (derebeylik) sistem doldurmuştur.
Sasani İmparatorluğu
- Sasanilerde Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi yönetime aristokratlar hakimdi.
- Sasanilerdeki danışma meclisi, Roma’daki konsüllerle benzerlik gösterse de Sasanilerin soya bağlı hanedan üyelerinin mecliste etkin olması farklılık gösteriyordu.
- Sasani İmparatorluğu’ndaki siyasi meşruiyet ve idari yapı, dinî bir karakter taşımaktaydı. Çin İmparatorluğu
- Çin İmparatorluğu’nda yönetim, imparatora karşı yükümlülükleri olan toprak sahiplerinin elindeydi.
- Çin toplumu, toprak sahipleri ve avam halk olarak iki temel sınıfa bölünmüştür.
- Avam tabakasının büyük çoğunluğu köylü, toprak sahipleri ise soylu ailelerdir.
Moğol İmparatorluğu
- Moğol İmparatorluğu’nda kurultay adında bir danışma meclisi vardı.
- Kurultaydaki görevliler soylu oluşlarına göre değil liyakat esasına göre seçilirdi.
Feodalizm
- Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra meydana gelen otorite boşluğunda ortaya çıkmış, toprak egemenliğine dayalı, Avrupa’nın siyasal ve sosyal yapısına egemen olmuş federal bir yönetim düzenidir.
- Batı Roma’nın yıkılma sürecinde Avrupa’da büyük göçler ve kargaşalar yaşanmış, otorite boşluğu ortaya çıkmıştır. Halk yaşanan kıtlıklar ve savaş korkusu yüzünden büyük toprak sahibi lordlara sığınmıştır.
- Feodalite rejiminin temeli ülkenin birçok yönetim birimine ayrılması esasına dayanmıştır. Buna göre kral ülkeyi büyük kontluklara, bunları da daha küçük yönetim birimlerine ayırır, bu yönetim birimlerine de birtakım ayrıcalıklarla soyluları atardı.
- Feodalitede halk ile yöneticiler arasında karşılıklı bir anlaşma yapılırdı. Halk, bağlılık yemini ederek derebeyinin himayesine girer, derebeyi de halkın güvenliğini sağlayacağına söz verirdi.
- Bu anlaşmadan sonra soylular, köylülerin toprakları işlemesine izin verirlerdi. Halkın himayesine girdiği kişilere süzeren, himaye edilenlere de vassal denirdi.
- Lordlar, kendisine sığınanları ve topraklarını korumak için sadık bir silahlı güce ihtiyaç duymuştur. Bu ihtiyaç Orta Çağ’ın şövalye adı verilen profesyonel savaşçılarını ortaya çıkarmıştır.
- Kral; lord ve vassallarından malikane sayısı oranında asker ve vergi toplardı.
- Feodal düzende hiç kimse tam egemen değildi. Bu durum kral, lordlar ve vassallar arasında mücadelelere ortam hazırlamış, Orta Çağ Avrupası’nda uzun süren siyasal istikrarsızlıklara ve savaşlara yol açmıştır.
Bilgi: Feodal sistem, merkezî iktidarın yok olduğu, karışıklıkların ve güvensizliklerin yerleştiği, ticaretin neredeyse durduğu, kent yaşamının
önemini yitirdiği bir ortamda ortaya çıkmıştır. Bu nedenle feodalizm evrensel değil, Batı toplumlarına özgü olarak kabul edilmektedir.