<>

İlk ve Orta Çağlarda Kültür ve Medeniyet Tarih Ayt

06.08.2022

KÜLTÜR VE MEDENİYET

Devlet Yönetimi

Devlet, boyların bir araya gelmesi sonucu oluşmuştur. Boylar içişlerinde serbest, dış işlerinde merkeze bağlıydı. Han, Hakan, Kağan gibi unvanlar kullanan hükümdarlar, yönetimde mutlak yetkili olmasına rağmen yine de töre denilen kuralların dışına çıkamazdı. Türklerde hükümdarın tanrı tarafından görevlendirildiğine inanılırdı (Kut inancı). Hanedan kutsal sayılır ve ülke hanedanın ortak malı kabul edilirdi. Ayrıca ”Kurultay” adı verilen mecliste devlet işleri görüşülür ve karara bağlanırdı. Kurultayın aldığı kararlar hakanı bağlamazdı bu durum kurultayın bir danışma meclisi niteliğinde olduğunun göstergesidir. Türklerde hakanın eşi “Hatun”un görüşlerine de değer verilirdi. Hatun elçileri kabul eder ve hakan devlet merkezinde olmadığı zaman ülkeyi yönetirdi. Ülke, yönetimde kolaylık açısından daha çok doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılırdı. Hakan soyundan olanlar (Yabgu) buralara yönetici olarak gönderilirdi. Yabgular bulundukları bölgelerde bağımsız hareket ederler, dış işlerinde hakana bağlı kalırlardı.

Hukuk

Türklerde toplum ilişkileri ve devlet idaresi töreye göre düzenlenmiştir. Töre, yazılı olmayan hukuk kurallarıdır. Hakan dahil tüm toplum bu kurallara uymak zorundadır. Törenin değişmeyen hükümleri adalet, eşitlik ve iyiliktir. Adam öldürme, vatana ihanet, ordudan kaçma, zina ve hırsızlık gibi suçların cezası idamdır. Göçebe yaşam tarzından dolayı hapis cezaları on günü geçmezdi. Kağanın başında bulunduğu yüksek mahkeme siyasi davalara bakardı.

Ordu

Eski Türklerde ordu – millet anlayışı olduğu için paralı askerlik sistemine yer verilmemiştir. Eli silah tutan herkes asker sayılırdı. Askerliğe farklı bir meslek gözü ile bakılmazdı. Süvari kuvvetler ordunun en önemli bölümünü oluştururdu. Ancak az da olsa yaya kuvvetlerine de orduda yer verilmiştir. Hilal, Turan ve Vurkaç olarak bilinen savaş taktikleri ile harp alanında düşmana karşı üstünlük sağlamaya çalışılırdı. Ok, yay, kılıç, kalkan vb. silahlar savaş aletleri olarak kullanılırdı. Demirden yapılan bu silahlar Eski Türklerin başka toplumlara karşı üstünlük sağlamalarını kolaylaştırmıştır.

Sosyal ve Ekonomik Hayat

Hayvancılık ile geçinen Türkler yarı göçebe (yazlık- kışlık) bir yaşam tarzını benimsemişlerdir. Hem yarı göçebe yaşam hem de tarımla uğraşmaları Türklerde özel mülkiyet anlayışının gelişmesini önlemiş ve sosyal sınıfların oluşmasını engellemiştir. Uygurlar döneminde yarı göçebe yaşam tarzı terk edilerek yerleşik hayata geçildi. Yerleşik yaşamın izleri olan mimari eserler ve şehirciliğe ait izler Uygur kalıntıları olarak günümüze kadar ulaşmıştır.

Bilim ve Sanat

Göçebe kültürün bir sonucu olarak Türk sanatında hayvan figürleri fazla yer almıştır (Sanatta Hayvan Üslubu). Çadır sanatı, deri giysiler, at koşumları ve dokumacılık gelişmiştir. Türkler astronomi bilimiyle de uğraşmışlar ve On İki Hayvanlı Türk Takvimi’ni hazırlamışlardır.

Din

Türklerin milli dini Göktanrı inancı idi. Bu inanca göre Tanrı yaratan, yaşatan ve can alandır. Tanrı insanları cezalandıran ve mükâfatlandıran ulu bir varlıktır. Tanrı tektir ve eşi benzeri yoktur. Göktanrı inancında ölüler için yapılan törenlere “yuğ”; ölülerin eşyaları ile birlikte bırakıldığı mezarlara “kurgan” ve ölülerin mezarının yanı başına dikilen taşlara “balbal” denirdi. Uygurlar kendinden önceki Türk devletlerinden farklı olarak Mani inancını benimsemişlerdir. Bu inancı benimsemeleri sonucu tarımla uğraşmış ve savaşçı özelliklerini kaybetmişlerdir. Hazarlar Museviliği; Avrupa’ya göç eden Türkler ise Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir.

Yazı, Dil ve Edebiyat

Eski Türklerde sözlü edebiyatın en önemli türü destanlardı. Hunların Oğuz Kağan, Köktürklerin Türeyiş ve Ergenekon, Uygurların Göç ve Yaradılış, Kırgızların Manas destanları sözlü edebiyat ürünlerine örnek gösterilebilir. Eski Türklerde Köktürklere kadar sözlü edebiyat ürünlerine rastlanmaktadır. Ancak ikinci Köktürk Devleti döneminde 38 harfli ilk Türk alfabesi oluşturularak yazılı Türk edebiyatının temelleri atılmıştır.

Bu alfabe ile;

  •  727’de Tonyukuk,
  • 732’de Kültiğin,
  • 735’te Bilge Kağan abideleri yazılmıştır.
  • Uygurlar döneminde oluşturulan 18 harfli alfabe ikinci milli Türk alfabesidir.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

İlk ve Orta Çağlarda Kültür ve Medeniyet Tarih Ayt Konu Anlatımı