İlk ve Orta Çağda Türklerde Hukuk Tyt-Ayt Tarih
Türklerde Hukuk
585 yılında Kök Türk Devleti’nin başında bulunan İşbara Kağan içeriden ve dışarıdan vurulan darbeler yüzünden bunalmış ve Çin İmparatorluğu’ndan yardım istemişti. Onun bu dileğine olumlu cevap veren Çinliler buna karşılık İşbara Kağan’dan “Çin âdetlerini benimsemelerini” talep ettiler. O da: “Bizim âdet ve geleneklerimiz çok eski çağlardan beri devam edegelmiştir. Bundan dolayı onları değiştirmeye benim gücüm yetmez. Bizim topraklarımızda idare edilenlerle yönetenler arasında kurulmuş olan düzeni yaralamaya ben cesaret edemem.” diyerek her şeye rağmen törelerinden (hukuk kurallarından) vazgeçemeyeceğini söylüyordu.
- Türklerde devletin uzun süre varlığını devam ettirmesi için töreye uyulması gerektiği inancı hâkimdi. “İl gider, töre kalır.“ sözünden de anlaşıldığı gibi töreye çok büyük önem verilir ve hatta töre devletten bile önde tutulurdu.
Orhun Yazıtlarında Töre ile İlişkin Bazı Vurgular
Bumin Kağan, İstemi Kağan tahtta oturmuş, Türk milletinin ülkesini, töresini idare etmiş, düzenlemiş İlsizleşmiş, kağansızlaşmış, köle olmuş halkı, Türk töresini bırakmış milleti.
Bu zamanda kendim oturup bunca önemli töreyi dört taraftaki halka yaydım.
Töre gereğince amcam tahta oturdu.
O (İlteriş) atalarının töresine göre budunu teşkilatlandırdı.
Türk Oğuz Beyleri, milleti işit: Üstte gök basmasa altta yer delinmese, Türk milleti ilini töreni kim bozabilecekti.
Türk töresi “iyilik, eşitlik, adalet, insanlık” esasları üzerine işlerlik kazanmış, bu dört temel esas törenin değişmez hükümleri olarak kabul görmüştür.
Türklerde “töre” olarak bilinen hukuk kuralları,
- yazılı olmayan gelenek ve görenekler,
- tahta çıkan hükümdarın ilk icraat olarak yürürlüğe koyduğu hukuk kuralları,
- zamanın ve şartların gereksinimine göre hukuk kurallarına ilişkin kurultay kararları ile şekillenen düzenlemeler,
İlk Türk Devletlerinde Uygulanan Cezalar
- Dövme ve yaralama suçlarının cezası hayvanla ödenen tazminattan ibaretti.
- At veya madenden yapılmış şeylerin çalınması karşılığında suçlu çaldığı eşyanın sayı ve değerinin on mislini öderdi.
- Ordudan kaçma, vatana ihanet, adam öldürme ve barış zamanında başkasına kılıç çekmenin cezası idamdı.
- Hayvan kaçıran hırsızın mallarına el konulur, aile fertlerinin hürriyetleri kısıtlanırdı.
- Ciddi bir tehlike olmadan ok ve yay kullanmak yasaktı.
- Bir kişi karşısındakinin bir yerini kırarsa ceza olarak atını verirdi.
Türk devletlerinde siyasi sorunlarla ilgili başkanlığını Kağan’ın yaptığı yüksek mahkeme olan “Yargu” ile adi suçlara (hırsızlık vb.) bakan ve başkanlığını yargucu denilen hakimlerin yaptığı yargan denilen yerel mahkemeler görülmüştür.