Türklerde Bozkır Kültürü
- İnsan topluluklarının yaşadıkları coğrafyanın özellikleri ve imkânları, üzerinde yaşayan toplulukların birçok yönünü şekillendirmiştir.
- 2350 m. yükseklikte Baykal Gölü ve çevresinde görülen Türk toplulukları ilk dönemlerden itibaren geniş bozkırlarda, etrafı surlarla çevrili olmayan ve her an saldırıya açık, karasal iklimin etkilerinin görüldüğü Orta Asya’da egemenlik sürmüşlerdir.
Orta Asya’nın imkânları ve sürdürülen bozkır yaşamı Türk topluluklarının,
- mücadeleci, teşkilatlı ve örgütlü yapıları ile hareket ve sürat kabiliyetlerinin gelişmesi,
- bağımsız yaşama duygusunun güçlenmesi,
- yaylak — kışlak yaşamı sürdürmeleri,
- ekonomilerinin hayvancılığa dayalı olması,
- at ile diğer topluluklara üstünlük kurabilmeleri,
- toprağa dayalı aristokrat (soylu) zümrelerin görülmemesi
durumları yaygın olarak beliren özellikleri olmuştur.
Bozkır hayatıyla ilgili olarak ünlü Türkolog Radlof “Göçebeliği bozkırlarda başıboş bir yaşam tarzı olduğunu sanmayalım… Göçebeler hayvanlarının yemlerini düşünmek ve sürülerine zarar vermeyecek alanlara göçmek zorundadırlar… Her besicinin, hayvanları için uygun yeri seçmesi gerekir… Kışın, barınabilmek için ormanlık yahut rüzgarlardan korunaklı derin vadi seçmek gerekir. Aynı zamanda buranın ağaç ve meralarının bol, karı az olan bir yer olması şarttır. Yazın ise bunun aksine sulak ve aynı zamanda açık bir yer olması tercih edilir. Bunun için göllerin,
ırmakların kenarlarında haşarattan korunmuş yerler elverişlidir.” ifadelerine yer vermiştir.
Bugün tüm dünya dillerinde yoğurt olarak bilinen günlük tüketimimizin vazgeçilmezi olan bu temel gıdanın ilk mucidi Türklerdir.