İlk Türk İslam Devletleri 9.Sınıf Tarih
Tolunoğulları (868 – 905)
- Türklerin İslamiyet’i kabulünün ardından Abbasiler hoşgörü politikasının etkisiyle Türklere devlet yönetiminde görev vermişlerdir.
- Abbasiler bünyesinde görev alan Türklerden biri olan ve Mısır’a vali olarak gönderilen Tolunoğlu Ahmet, 868’de Abbasi Devletinde yaşanan saltanat kavgalarından yararlanarak bağımsızlığını ilan etmiş ve Fustat (Kahire) merkezli olarak kendi devletini kurmuştur.
Uyarı: Tolunoğulları Mısır’da kurulan ilk Türk İslam devletidir. Tolunoğulları Devletinin kurulmasıyla Abbasilerin siyasi birliği parçalanmıştır. - Bağımsızlığını ilan eden Tolunoğlu Ahmet yaptığı mücadele sonrasında Suriye, Filistin, Lübnan ve Bingazi topraklarını fethetmiş, Baharat Yolunu ele geçirmiş ayrıca Nil Nehri’nin akışını düzenleyerek tarımsal üretimi de artırmıştır.
Tolunoğlu Devletinin Mısır’a Katkıları
- Tolunoğlu Devleti, Mısır hakimiyeti sonrasında su kanalları, bendler, han, hamam, cami, hastane, medrese açarak Mısır’ı imar ve bayındır hale getirmiştir. Böylece Mısır’a altın çağını yaşatmıştır.
- Ayrıca bu dönemde adalet ve hoşgörüye dayalı bir yönetim anlayışı benimsenmiştir.
Bunun göstergeleri
1. Maristan adını verdikleri hastanelerde din ayrımı yapmadan hastaların tedavisini yapmışlar ve tedavi sonunda ilaçları ücretsiz bir şekilde dağıtmışlardır.
Uyarı: Dünyada ilk defa akıl ve ruh sağlığı hastanesi bu dönemde açılmıştır.
2. Tolunoğulları sınırları bünyesindeki halkın dini inançlarına müdahale etmemişler ve farklı dinlere ait tapınakların kurulmasına müsaade etmişlerdir.
3. Açtıkları medreselerden gayrimüslimlerin de yararlanmasına imkan tanımışlardır.
Uyarı: Sağlık ve eğitim alanlarında ayrım yapmadan insanların ücretsiz bir şekilde yararlanmaları Tolunoğlu Devletinde sosyal devlet anlayışının olduğunu gösterir.
Tolunoğlu Devletinin Yıkılışı
- Tolunoğlu Ahmed’in ölümüyle devletin başına oğlu Humaraveyh geçmiştir. Ancak bu dönemde iç karışıklık ve taht kavgaları sonrasında devlet zayıflamış bu durumdan yararlanan Abbasilerin 905 yılında Mısır’a girmesiyle Tolunoğulları devleti yıkılmıştır.
Uyarı: Tolunoğulları Devletinin kurucularının Türk, halkının ise farklı uluslardan meydana gelmesi ülkede birlik ve beraberlik duygusunu zayıflatmış devletin yıkılışı hızlanmıştır.
- Tolunoğulları’ndan Mısır’da kalan en önemli eser Tolunoğlu Ahmet Camisidir.
İhşidler (Akşidler) (935 – 969)
- Abbasi Devletinin merkezi otoritesinin zayıflaması sonrasında Mısır’da görev yapan Türk komutanlardan Muhammed bin Toğaç bu durumdan yararlanarak bağımsızlığını ilan etmiş ve Fustat merkezli olarak devletini kurmuştur. (935)
- Akşidler Mısır’da kurulan ikinci Türk-İslam devletidir.
Uyarı: Abbasi halifesinin Muhammed bin Toğaç’a İhşid (Akşid) unvanını verdiği için devletin ismi buradan gelmektedir. (Ak ve şit kelimelerinin birleşmesinden oluşmuş beyaz güneş anlamına gelmektedir.)
- Akşidler her anlamda Tolunoğulları Devletini örnek almış ve aynı özellikleri göstermiştir.
- Yaptıkları mücadele sonrasında Suriye, Filistin ve Lübnan topraklarını fethetmiş ayrıca Müslümanların kutsal şehirleri olan Mekke ve Medine’nin yönetimini üstlenmişlerdir.
Uyarı: Kutsal şehirleri (Hicaz bölgesini) kısa süreli de olsa elinde tutan ilk Türk- İslam devleti Akşidlerdir.
İhşidler Devleti’nin Yıkılışı
- Muhammed bin Toğaç’ın ölümüyle yerine geçen Unûçur çocuk yaşta olduğu için devleti Kâfur yönetmiş iç karışıklıkların çıkmasıyla bu durumdan yararlanan Fatımiler Akşitleri 969 yılında yıkmıştır.
Uyarı: Akşid Devletinin yıkılışında Fatimiler ile Abbasiler arasında tampon bölge olması, kurucuları ve halkının farklı uluslardan meydana gelmesi etkili olmuştur. Ayrıca Abbasiler’in Tolunoğulları’nın aksine Akşitler’e destek vermesi, Fatımiler ile arasında tampon bölge olmasına bağlanabilir.
Karahanlılar (840 – 1212)
- Uygur Devleti’nin yıkılması sonrasında Yağma, Çiğil, Karluk gibi Türk boylarının birleşmesiyle Batı Türkistan’da Bilge Kül Kadir Han tarafından kurulan Karahanlılar, bünyesindeki Karluk Türklerinin etkisiyle Satuk Buğra Han Döneminde İslamiyet’i kabul etmişlerdir.
- Böylece Karahanlılar Orta Asya’da İslamiyet’i kabul eden ilk Türk-İslam devleti olma özelliğine sahip olmuşlardır.
Uyarı: İslamiyeti kabul ettikten sonra Satuk Buğra Han’ın ismi Abdülkerim olmuş tur.
Uyarı: Karahanlı Devleti’nin merkezi yönetiminin başında Yuğruş adı verilen vezirler vardır.
- Karahanlılar, İlk Türk-İslam devleti olmasından dolayı Türk ve İslam kültürünün temelini atmışlar ayrıca ilk Türk-İslam eserlerini de vermişlerdir.
Bunlar;
1. Kutadgu Bilig → Yusuf Has Hacib
2. Divan-ı Lügat-ı Türk → Kaşgarlı Mahmut
3. Atabet-ül Hakayık → Edip Ahmet Yükneki
4. Divan-ı Hikmet → Hoca Ahmet Yesevi
Uyarı: Karahanlılar ilk Türk-İslam eserleri dışında Satuk Buğra Han Destanını da ortaya koymuşlardır.
- Karahanlılar, İslamiyet’i kabul etmelerine rağ men İslamiyet’i Araplaşma şeklinde algılamamış gerek kurucuları gerekse kurulduğu coğrafyadaki halkın Türk olmasından dolayı milli kimliklerini korumuşlardır.
Karahanlıların eski geleneklerini koruduklarının göstergeleri olarak;
1. Orta Asya Türk devletlerinin veraset sistemini devam ettirmeleri (Kut İnancı – Boylar Federasyonu – İkili teşkilatı)
2. Hükümdarlarının Han, Kağan, Hakan unvanlarını kullanmaları
3. Uygur alfabesini kullanmaları
4. Askeri anlamda Asya Hun Devleti hükümdarı Mete Han’ın kurduğu onluk sistemi kullanmaları
5. Orta Asya’daki Türk devletleri gibi Toy şenlikleri yapmaları
6. Resmi dil olarak Türkçeyi kullanmaları sayılabilir.
Karahanlıların İslamiyet’le birlikte değişen yönleri ise;
1. Cihad düşüncesiyle hareket ederek İslamiyet’i yaymak için mücadele etmeleri
2. Şer-i hukuk sistemini uygulayarak kadı ataması yapmaları
Uyarı: Karahanlıların İslamla birlikte hukuki yapıları değişmiştir. Bu yüzden bu hukuk kurallarının laik olduğu söylenemez.
3. Başa geçen hakanların halifenin onayını almaları (menşur) sayılabilir.
Uyarı: Karahanlı hakanlarının amaçları halifenin dünyevi saygınlığından yararlanarak halk üzerindeki etkinliklerini artırmaktır.
Bunların dışında Karahanlılar;
1. Gaznelilerle işbirliği yaparak Samanoğulları’nın varlığına son vermişlerdir.
2. İpek Yolu için mücadele etmişler ticareti geliştirmek amacıyla Ribat adı verilen kervansaraylar kurmuşlardır. (Türklerde kervansaray kuran ilk Türk devletidir.)
3. Devletin memur ihtiyacını karşılamak, bilimsel ve kültürel faaliyetleri canlandırmak amacıyla medrese açmışlardır. (Türklerde medrese açan ilk Türk devletidir.)
4. Yoksul öğrencileri topluma kazandırmak amacıyla burslu eğitim uygulamasını başlatmışlardır. (Türklerde burs uygulamasını başlatan ilk Türk devletidir.)
5. Devlet bünyesinde bimarhane adı verilen hastaneleri kurmuşlardır.
6. Türk tarihinde düzenli işleyen ilk posta teşkilatını kurmuşlardır.
Uyarı: Karahanlılarda burs sistemi uygulaması ve halkın sağlık ihtiyaçlarının dikkate alınması sosyal devlet anlayışının göstergesidir.
Karahanlı Devletinin Yıkılışı
- En parlak dönemini Yusuf Kadir Han zamanında yaşayan Karahanlılar, Yusuf Kadir Han’ın ölümü sonrasında iç karışıklıktan dolayı 1042 yılında doğu ve batı olarak ikiye ayrılmıştır.
- Devletin doğusunu 1211 yılında Karahitaylılar yıkmış batısını ise 1212 yılında Harzemşahların yıkmasıyla Karahanlılar tarih sahnesinden silinmiştir.
Gazneliler (963 – 1187)
- Gazneliler, Karahanlıların saldırıları sonrası Samanoğlu Devletinin zayıflamasıyla bu devlet bünyesinde komutanlık ve valilik yapan Horasan emiri Alp Tekin’in önderliğinde Afganistan’ın Gazne kentinde kurulmuştur.
Önemli Not: Diğer Türk devletlerinin aksine bu devletin ismini kurulduğu kentten alması, Türk olmayan bölge halkının devlete bağlılığını artırma isteğidir.
- Gazneliler Sebük Tigin Döneminde tam bağımsız olmuş ve devlete en parlak dönemini Gazneli Mahmut yaşatmıştır.
Gazneli Mahmut Dönemi
- Samanoğullarıyla yapılan mücadele sonrasında Buhara, Horasan, Herat, Belh, Kabil kentlerini alan Gazneli Mahmut daha sonra Şii Büveyhoğlu baskısı karşısında mücadele edemeyen Abbasi halifesinin yardım çağrısı üzerine sefere çıkarak Şii Büveyhoğlu Devleti’ni mağlup etmiştir. Bu hizmet karşılığında halife tarafından Gazneli Mahmut’a sultan unvanı verilmiştir.
Uyarı: Gazneli Mahmut Türk tarihinde Sultan ve Padişah unvanını kullanan ilk Türk hükümdarıdır. Şii Büveyhoğlu mücadelesi sonrasında Türklerin İslam dünyasındaki saygınlıkları artmıştır. Bu dönemden itibaren Türkler de İslam dünyasının lideri olma ve bu devletleri koruma politikası geliştirmiştir.
- Bu dönemde yaşanan en önemli gelişme ise Gazneli Mahmut’un Hindistan seferidir.
Hindistan Seferleri
Seferlerin Amaçları
1. Yapılan mücadele sonrasında ülke sınırlarını genişletmek (Siyasi amaç)
2. İslamiyet’i yeni alanlara yaymak (Dini amaç)
Uyarı: Bu iki durum Hint seferlerinin gaza ve cihat amacıyla yapıldığını kanıtlar.
3. Hindistan’ın zenginliklerini ele geçirmek (Ekonomik amaç)
Uyarı: Dönemin en önemli ticaret yollarından biri olan Baharat Yolu’na hakim olma düşüncesi vardır.
- Gazneli Mahmut bu hedefleri doğrultusunda Hindistan’a 17 sefer düzenlemiştir.
Seferin Sonuçları
1. İslamiyet geniş alanlara yayılmıştır.
2. Baharat Yolu denetim altına alınarak devletin gelirleri artırılmış ayrıca ele geçirilen ganimetlerle Gazne kentine saraylar (Örneğin Leşger-i Bazar Sarayı) parklar, bahçeler, zafer abideleri, camiler yaptırılarak Gazne şehri o devrin en güzel ve bakımlı şehri haline getirilmiştir.
3. Geniş Hindistan coğrafyasına hakim olunarak ülke sınırları genişletilmiştir.
Buna bağlı olarak;
- Ülkenin gelir ve giderleri artmış,
- Ülke nüfusu artmış,
- Ülke, bünyesinde birden fazla ulus barındıran bir imparatorluk haline gelmiştir.
Gazneliler imparatorluk karakteri taşıyan İlk Türk-İslam devletidir.
- Gaznelilerde çok uluslu yapıdan dolayı ülkede gerek kültür gerekse siyasi birliği sağlamak zorlaşmıştır. Örneğin bilim dili Arapça, saray dili Türkçe, edebiyat dili ise Farsçadır.
Gazneliler Devletinin Yıkılışı
- Gazneli Mahmut’un ölümü sonrasında yerine geçen oğlu Mesut ülkeyi iyi yönetememiştir.
- 1040 Dandanakan Savaşı’yla Büyük Selçuklu Devleti’ne yenilerek yıkılış sürecine giren devleti Hindistan’ın yerlileri olan Gurlular yıkmıştır.
Uyarı: Gaznelilerin yıkılışının en büyük nedeni devletin kurucularının Türk, halkının ise farklı uluslardan meydana gelmesidir.
Gaznelilerde Bilim ve Kültür
- Gazneliler bilime ve edebiyata önem vermişlerdir. Sarayda bilim adamlarına rahat çalışma ortamı sağlamışlardır.
- Çok yönlü çalışmalar yapan Biruni ve İranlı şair Firdevsi bu dönemin önemli bilim adamı ve edebiyatçılarıdır.
Önemli Not: Firdevsi’nin Şahname adlı eseri Fars dili etkisindeki ilk Türkçe eserdir.
Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)
- Selçuklu Devleti’nin kökeni Oğuzların üç ok kolunun Kınık boyuna dayanmaktadır.
- Uygur Devleti’nin kurulmasıyla bu devlet bünyesinde yaşayan Oğuzlar, bu devletin yıkılmasından sonra değişik coğrafyalarda birçok devlet kurmuşlardır.
- Bu devletlerden bir tanesi Aral Gölü ve çevresinde kurulan Oğuz Yabgu Devleti’dir.
- İlk dönemlerde bu devlet bünyesinde Subaşı (Ordu komutanı) görevi yapan Selçuk bey ilerleyen dönemlerde Oğuz Yabgu Devleti’nin yöneticisiyle arası açılınca kendisine bağlı Oğuzları yanına alarak bu devletin topraklarını terk etmiştir.
Samanoğlu-Selçuklu İlişkisi
- Oğuz Yabgu Devleti’nden ayrılarak Cend şehrine gelen ve burada İslamiyeti kabul eden Selçuk Bey, Samanoğlu topraklarında yaşamaları kar şılığında askeri yapısının güçlü olmasından dolayı Samanoğlu Devleti’ni Karahanlılar ve Gaznelilerin saldırıları karşısında korumuştur.
- Selçuk Bey’in ölümü sonrasında boyun idaresine kardeşi Arslan Yabgu geçmiş ancak Hindistan Seferi sırasında devletine saldırı ihtimaline karşı güvenliğini sağlamak isteyen Gazneli Mahmut’un hile ile Aslan Yabgu’yu yakalatarak hapsetmesi üzerine Selçukluların başına Tuğrul ve Çağrı Beyler geçmiştir.
TUĞRUL ve ÇAĞRI BEYLER DÖNEMİ (1025-1063)
Bu dönemde temel amaç tam bağımsız bir devlet haline gelmek ayrıca göçebe Türkmenlere yurt bulmaktır.
Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu
- Devletin kuruluşu için en uygun yer olarak ticaret yolları üzerinde bulunan ve toprakları verimli olan Horasan bölgesiydi. Tuğrul Bey’in bu amacını gerçekleştirmek için Cend şehrinden güneye doğru inmeye başlaması Horasan’a hakim olan Gaznelilerle ilk mücadelelerin başlamasında etkili olmuştur.
- Bu mücadelede Horasan’ı kaybetmek istemeyen Gaznelilerin Selçukluları bu bölgeden uzaklaştırmak amacıyla harekete geçmesiyle taraflar arasında Nesa (1035) ve Serahs (1038) Savaşları yapılmıştır.
- Mücadeleyi kazanan Tuğrul Bey, bu gelişmeler üzerine Nişabur’a gelerek kendi adına hutbe okutmuş, böylece bağımsızlığını ilan etmiştir.
Dandanakan Savaşı (1040)
Savaşın Nedenleri
Savaşın Gelişimi
Savaşın Sonuçları
Göçebe Türkmenlere Yurt Bulma Düşüncesi
Samanoğlu Devleti bünyesinde Karahanlılar ve Gaznelilerin baskısının artması üzerine Tuğrul Bey kardeşi Çağrı Bey’i yurt bulması için keşif amaçlı sefere göndermiştir. 1016-1021 tarihleri arasında Vaspuragan Seferini yapan Çağrı Bey Anadolu’ya gelerek bu coğrafyanın Türklerin yaşamına uygun olduğuna dair abisine raporlar vermiştir.
Büyük Selçuklu Devleti’nin Göçebe Türkmenlere Yurt Bulmak İstemesinin Nedenleri;
1. Göçebe olarak yaşayan Türkmenlerin yerleşik yaşamda tarımla uğraşan kişilere zarar vermelerini önlemek
2. Göçebeleri yerleşik yaşama geçirerek tarımsal üretim yapmalarını sağlamak bunlar üzerinden vergi alarak devletin gelirlerini artırmaktır.
Pasinler Savaşı (1048)
Savaşın Nedenleri: Yapılan keşif seferi sonrasında Anadolu’ya yapılan Türk akınlarının artması ve Anadolu’nun hakimi olan Bizans’ın bu durumdan rahatsız olması
Savaşın Gelişimi: Bizans, Türk akınlarını durdurmak ve gelen Türkleri Anadolu’dan atmak amacıyla kendi askerleri dışında Ermeni ve Gürcülerden de aldığı destekle Selçuklu ordusu üzerine yürümüş Pasinler Ovası’nda yapılan savaşta Büyük Selçuklu Devleti galip gelmiştir.
Savaşın Sonuçları
1. Bizansla Selçuklu Devleti arasında yapılan ilk savaştır ve yapılan savaşı Büyük Selçuklu Devleti kazanmıştır.
2. Esir alınan Gürcü komutan Liparit’le yapılan antlaşmada Bizansa İstanbul’daki caminin onarılmasını bu camide hutbenin Abbasi Halifesi ve Tuğrul Bey adına okutulması kabul ettirilmiştir.
3. Doğu Anadolu toprakları Selçuklu Devleti’nin kontrolüne girmiş böylece Anadolu’nun fethine zemin hazırlanmıştı.
Bağdat Seferi (1055)
- Emeviler Döneminde yaşanan Kerbela Savaşı sonrasında Müslümanlar şii ve sünni olarak iki mezhebe ayrılmıştır.
- Bu dönemde sünnilerin temsilcisi olarak Bağdat’ta bulunan Abbasi halifesi, şiilerin temsilcisi olarak da İran’da bulunan Şii Büveyhoğlu Devleti vardı.
Uyarı: Bu dönemde Müslümanlar arasında siyasi birlik yoktur. Mezhep farklılığı birlik ve beraberliğin zayıflamasına ve çatışmalara zemin hazırlamıştır.
- Şii Büveyhoğlu Devleti’nin zayıf durumda olan Abbasi Devleti’ni sürekli baskı altında tutması ve bu baskılara direnemeyen halifenin Tuğrul Bey’den yardım istemesi üzerine Bağdat’a gelen Tuğrul Bey birinci seferde Büveyhoğlu Devleti’ni yenilgiye uğratmıştır.
- Tuğrul Bey’in geri dönmesinden yararlanan Bü veyhoğlu Devleti’nin tekrar Bağdat’ı işgal etmesi üzerine ikinci defa Bağdat’a gelen Tuğrul Bey Büveyhoğlu tehlikesini tamamen ortadan kaldırmıştır.
- Bu mücadele sonrasında halife Kaim bi-Emrillah Tuğrul Bey’e altın kılıç kuşatarak “Doğunun ve Batının Sultanı” unvanını vermiştir.
UYARI: Halife tarafından Tuğrul Bey’e Sultan unvanının verilmesiyle;
1. Selçuklu Devleti’nin İslam dünyasında önemi artmıştır.
2. İslamiyet’teki siyasi güç Selçuklu Devleti’ne geçmiştir. Tuğrul Bey halifenin dini yetkilerine karışmamıştır. Böylece siyasi otorite ile dini otorite birbirinden ayrılmış laik bir tutum benimsenmiştir.
ALPARSLAN DÖNEMİ (1064-1071)
- Tuğrul ve Çağrı Bey’in ölümü üzerine Tuğrul Bey’in erkek çocuğu olmadığı için devletin başına Çağrı Bey’in oğlu Alparslan geçmiştir.
- Alparslan ilk olarak tahta hak iddia eden hanedan mensuplarının isyanını bastırarak otoritesini güçlendirmiştir.
- Ayrıca vezirliğe ükenin iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde önemli rol oynayacak olan Nizamülmülk getirilerek fetih siyasetine kalınan yerden devam edilmiştir.
Ermeni Seferi
Devletin fetih siyaseti Batı yönlü olduğu için ilk olarak önemli bir noktada yer alan ve Kafkasyanın kapısı olarak kabul edilen Ani ve Kars kaleleri alınarak Ermeni krallığına (Vaspuragan Krallığı) son verilmiştir.
Uyarı:
- Ani Hristiyanlar tarafından kutsal kabul edilen bir yerdir. Bu bölge alındığı için halife Alparslan’a fetihlerin babası anlamı na gelen Ebü’l Fetih unvanını vermiştir.
- Ani Kalesi, Anadolu’da fethedilen ilk topraktır.
Gürcistan Seferi: Ermeni Krallığının ortadan kaldırılmasıyla Kafkasya’da hakimiyetini daha da güçlendirmek isteyen Alparslan sefere çıkmış Gürcü krallığını Selçuklu Devletine bağlamıştır.
Mısır Seferi: Şii kökenli Fatımi Devleti’nin dini ve siyasi karışıklıklar çıkararak sünni İslam dünyasını zayıflatması üzerine Fatımi tehlikesini ortadan kaldırmak isteyen Alparslan Şam’a geldi. Ancak Bizans’ın Türkler üzerine yöneldiği haberlerini alınca Mısır seferini yarıda bıraktı.
Malazgirt Savaşı (1071)
Savaşın Nedenleri
1. Büyük Selçuklu Devleti’nin Anadolu’nun kapılarına dayanması
2. Bizans’ın Türklerin akınlarını durdurmak ve Türkleri Anadolu’dan atmak istemesi
Savaşın Gelişimi
- Fatimiler üzerine sefere çıkan Alparslan Şam’a ulaştığında Bizans’ın doğu seferine çıktığını öğrenmiş ve kan dökülmemesi için Bizans İmparatoru Romen Diyojen’e bir elçi göndermiştir. Bizans’ın Selçuklu elçisinin barış önerisini kabul etmemesi üzerine savaş kaçınılmaz hale gelmiştir.
- Bizans’ın büyük bir ordu ile Selçuklu Devleti üzerine yürümesiyle iki ordu Malazgirt Ovası’nda karşı karşıya gelmiş yapılan savaşta Bizans ordusunda görev alan Uz ve Peçenek Türklerinin de Selçuklu safına geçmesiyle Selçuklu Devleti büyük bir zafer kazanmıştır.
Savaşın Sonuçları
1. Bizans İmparatoru Romen Diyojen esir alınmıştır. İmparatorla yapılan antlaşmada önemli kazançlar sağlanmasına rağmen imparatorun İstanbul’da öldürülmesiyle antlaşma yürürlüğe girmemiştir.
2. Bizans’ın İslam dünyası üzerindeki baskısı sona ermiştir.
3. Büyük Selçuklu Devleti’nin İslam dünyasındaki önemi artmıştır.
4. Bizans Türkleri tek başına Anadolu’dan atamayacağını anlamış ve Avrupalı Hristiyanlardan yardım istemiştir. Bu gelişme Haçlı Seferlerine zemin hazırlanmıştır.
5. Anadolunun kapıları Türklere açılmıştır. Yağma ve talan amaçlı yapılan akınların niteliği değişmiş artık Anadolu’ya yerleşme amacıyla akınlar yapılmaya başlanmıştır.
6. Selçuklu hükümdarı Alparslan “Fethedilen yer fethedenindir.” anlayışını ortaya atarak komutanlara fethettikleri toprakların idaresini vereceğini bildirmiştir.
Fethedilen yer fethedenindir anlayışın faydaları:
- Anadolu’nun fethi hızlanmıştır.
- Fetihler sonunda fethedilen yerlere Türklerin yerleştirilmesiyle Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması hızlanmıştır.
- Anadolu’da ilk beylikler kurulmuş ve Anadolu Türk tarihi başlamıştır. (Saltuklar-MengüceklerDanişmentliler-Artuklular-Çaka)
- Kurulan beylikler sınır güvenliğini sağlamışlar ayrıca oluşturdukları yapılarla Anadoluyu bayındır hale getirmişlerdir.
Fethedilen yer fethedenindir anlayışının zararları:
- Başlangıçta merkeze bağlı olarak varlıklarını sürdüren beyliklerin merkezi otoritenin zayıflamasıyla bağımsızlıklarını ilan etmeleri Anadolu’da feodal nitelikli beylikler kurulmasına ve devletin bütünlüğünün bozulmasına neden olmuştur.
Uyarı: Anadolu’da beylik kuran komutanların çocukları hükümdar tarafından esir alınmış, ayrıca komutanların para basmaları yasaklanmıştır. Amaç merkezi otoriteyi güçlü tutmaktır.
- Alparslan çıktığı Maveraünnehir Seferi’nde, Behram Kalesi’ni kuşatmış ancak esir alınan bir kale kumandanı Yusuf Mirza tarafından Şehid edilmiştir.
MELİKŞAH DÖNEMİ (1072-1092)
- Devletin en geniş sınırlara ulaştığı ve en parlak zamanını yaşadığı dönemdir.
- Bu dönemde ülke sınırları Orta Asya’dan İstanbul Boğazı’na, Umman Denizinden Aral Gölü’nün kuzeyine kadar genişlemiştir.
- Vezir Nizamül Mülk’ün girişimiyle Nizamiye Medreseleri imparatorluk genelinde yaygınlaştırılmıştır.
- Sultan Melikşah adına Ömer Hayyam tarafından güneş yılı esaslı Celali Takvimi hazırlanmıştır.
- Ancak bu dönemde Batıni tehlikesi ortaya çıkmıştır.
Batıniler
- Hasan Sabbah önderliğinde kurulan ve Kur’an ayetlerinin görünen manalarının yanı sıra gizli (Batıni) anlamlarının da olduğunu ileri süren şii kökenli bir örgüttür.
- Hasan Sabbah, şii kökenli kurmuş olduğu Batıni tarikatı aracılığıyla birçok fedai yetiştirmiş ve ülkenin dört bir yanında devlet adamlarına yönelik düzenlediği suikastlerle devleti yıpratmıştır.
- Düzenlenen suikastler sonrasında Nizamül Mülk gibi kişilerin hayatlarını kaybetmesi ve yerlerine gelen kişilerin onların boşluğunu dolduramaması devletin ömrünü kısaltmıştır.
Selçuklu Devleti’nin Yıkılışı
- Melikşah’ın ölümü sonrasında karısı Terken Hatun’un dört yaşındaki oğlu Mahmut’u veliaht tayin ettirmesi ve desteklerini almak için devlet hazinesini askerlere dağıtması taht kavgalarının çıkmasına ve huzursuzluğa neden olmuştur.
- 1091 ve 1118 yılları arasında Mahmut, Berkyaruk, Mehmet Tapar, Sencer arasında yaşanan taht mücadelesini Sultan Sencer’in kazanmasıyla fetret devri sona ermiştir.
SULTAN SENCER DÖNEMİ (1118-1157)
- Bu dönemde devletin karşısına iki sorun çıkmıştır. Birisi batıdan Anadolu ve Suriye’ye saldırmakta olan Haçlı tehlikesi diğeri ise doğudan gelen Moğol Karahitaylı saldırısıdır.
- Öncelikle doğudan gelen saldırıya yönelen Sencer’in Karahitaylılarla yaptığı 1141 Katvan Savaşı’nı kaybetmesiyle Seyhun Nehri’ne kadar olan topraklar elden çıkmıştır.
- Böylece devlet Katvan Savaşı sonrasında iyice zayıflamış ve yıkılış sürecine girmiştir.
Oğuz İsyanı
- Büyük Selçuklu Devleti Oğuz kökenli bir devlet olmasına rağmen devlet yönetiminde İran kökenlilere yer vermesi diğer taraftan göçebe Türkmenleri dışlayarak, vergi tahsili sırasında haksızlıkların yapılması, Türkmenlerin devlete olan güvenlerinin ve bağlılıklarının azalmasına neden olmuştur.
- Oğuzların isyan ederek Sultan Sencer’i esir alması, devletin en güzel şehirlerini yağmalamalarıyla Büyük Selçuklu Devleti tarih sahnesinden silinmiştir. (1157)
Büyük Selçuklu Devleti’nin Yıkılış Nedenleri
1. Ülke topraklarının çok geniş olması ve birden fazla ulusu barındıran bir imparatorluk olunması
2. Geleneksel veraset sisteminden dolayı çıkan taht kavgaları
3. Ülkenin hanedan üyelerinin ortak malı sayılmasından dolayı hanedan üyelerine çok geniş yetkiler verilmesi, bu durumdan yararlanan hanedan üyelerinin bağımsız devletler kurması (Anadolu, Suriye, Irak, Horasan, Kirman Selçuklu devletleri)
4. Şehzadeleri eğiten Atabeylerin, merkezi otoritenin zayıflamasıyla kendi devletlerini kurmaları (Zengiler (Musul), Börililer (Şam), İldenizoğulları (Azerbaycan), Salgurlular (İran) Beg Teginoğulları (Erbil)
5. Haçlı Savaşlarının vermiş olduğu sarsıntı
6. Batınilerin zararlı faaliyetleri
7. Türkmenlerin küstürülmesi
8. Eski güçlerine ulaşmak isteyen Abbasilerin zararlı faaliyetleri