İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET
YÖNETİM
Büyük Selçuklularda “ülke hanedan üyelerinin ortak malıdır” anlayışı benimsenmiştir. Eski Türk devletlerinde uygulanan bu sistem, ilk Müslüman Türk devletleri ve Büyük Selçuklularda da uygulandığı için hanedan üyeleri arasında sık sık taht kavgaları yaşanmıştır. İlk Müslüman Türk devletlerinde hutbe okutmak ve para bastırmak hükümdarlık alameti sayılırdı. Başlıca görevleri halkın refahını ve mutluluğunu sağlamak, adaletle hükmetmek, orduyu yönetmek, savaşa ve barışa karar vermek olan hükümdarlar “sultan” unvanını kullanırlardı. Devlet işleri ”Büyük Divan” (Divan—ı Sultan) tarafından yönetilirdi. Bu divanın başkanlığı hükümdar veya vezir tarafından yapılırdı. Büyük Selçuklularda ülke eyaletlere bölünerek yönetilirdi. Bu eyaletler iç işlerinde serbest, dış işlerinde merkeze bağlı bir şekilde idare edilirdi. Eyaletlerin başına eğer hanedana mensup ise melik; eğer hanedan mensup değilse Şıhne adı verilen yöneticiler atanırdı. Meliklerin yönetim tecrübesi kazanmaları için yanlarına Atabeyler gönderilirdi.
ORDU
Büyük Selçuklularda ordu üç bölümden oluşurdu:
Hassa Ordusu: Hazineden maaş alan ve hükümdarın güvenliğinden sorumlu saray askerleridir. Hassa askerileri milletlerine bakılmadan saraya alınır ve orada uzun bir askeri eğitimden sonra yetiştirilirlerdi.
İkta Askerleri: İkta arazilerinin gelirleriyle geçinen atlı kuvvetlerdir Ordunun en kalabalık sınıfını oluşturan ikta askerleri, barış döneminde bulundukları bölgenin güvenliğinden de sorumlu tutulurlardı.
Yardımcı Kuvvetler: Bir savaş döneminde toplanan paralı askerler, Türkmen beyliklerinin kuvvetleri, gönüllüler ve bağlı devletlerin askerlerinden oluşurdu.
SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT
Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleri, toplumsal yaşamlarında değişikliğe neden olmuştur. Ancak hayvancılıkla uğraşan Türkler göçebe yaşamlarını büyük oranda sürdürmüşlerdir. Bununla birlikte ziraat ve ticaretle uğraşan az sayıdaki Türkler ise yerleşik hayata geçerek köylere ve şehirlere yerleşmişlerdir. Karahanlılar, Gazneliler ve Büyük Selçuklular ticaret yolları üzerinde kurulduklarından hanlar ve kervansaraylar yapmışlardır. İlk Müslüman Türklerin ekonomik uğraş alanlarından biri de altın, gümüş ve demir işlemeciliğidir. Halı ve kilim dokumacılığı konusunda da ileri giden ilk Müslüman Türkler, yaşam tarzlarını dokumalarına sanat olarak işlemişlerdir.
TOPRAK SİSTEMİ
Selçuklularda toprak dörde ayrılırdı;
1. Has Topraklar: Hükümdar ve ailesine ayrılan topraklardır.
2. İkta Toprakları: Vergi gelirleri hizmet karşılığı olarak komutanlara ve askerlere ayrılan topraklardır. İkta sahipleri bu topraklardan gelen vergilerin bir kısmı ile geçinir, geriye kalan kısmıyla asker yetiştirirlerdi.
İkta sistemi ile;
- Merkezden uzak bölgelerde devlet otoritesi sağlanmıştır.
- Göçebe Türkmenler yerleşik yaşama özendirilmiştir.
- Tarımsal üretim artırılmıştır.
- Devlet hazinesinden para harcanmadan güçlü bir ordu oluşturulmuştur.
3. Mülk Arazi: Hükümdar tarafından şahıslara mülk olarak verilen topraklardır. Mülk sahibi isterse toprağını satabilir veya miras bırakabilirdi.
4. Vakıf Arazisi: Sosyal hizmetleri karşılayan hayır kurumlarına gelirleri ayrılan topraklardır.
YAZI — DİL VE EDEBİYAT
Karahanlılar, Uygurların Hakaniye Türkçesini resmi devlet dili haline getirerek sarayda, orduda ve halk arasında kullanırdı. Türkçenin zenginleşmesini sağlayan ilk yazılı Türk – İslam eserleri Yusuf Has Hacib’in yazdığı Kutadgu Bilig ve Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı Divan-ı Lügat’it Türk’tür. Gazneliler ve Büyük Selçuklularda ise resmi dil Arapçaydı. Halkın bir kısmının, ordunun ve sarayın dili Türkçeydi. Bilim dili olarak Arapça, edebi dil olarak Farsça kullanılırdı. Memluklarda ise resmi dil, ordu ve saray dili Türkçe, bilim dili Arapçaydı.
BİLİM VE SANAT
Türk — İslam devletlerinde hükümdarlar bilim ve sanat adamlarını korumuş, eğitim — öğretimin gelişmesi için destekleyici ve öğretici faaliyetler içerisine girmişlerdir. Karahanlılar zamanında kurulan Semerkant Medresesi, Büyük Selçuklular tarafından Bağdat’ta kurulan Nizamiye Medreseleri devrin en önemli bilim ve kültür merkezleriydi. Bu medreselerde tefsir, fıkıh, kelam gibi dini derslerin yanında matematik, tıp, astronomi gibi fen ve sosyal dersler de okutulurdu. İslamiyet’i kabul eden Türkler; minyatür, hattatlık, oymacılık, kakmacılık, nakkaşlık gibi sanat dallarıyla uğraşmışlardı.