İki Savaş Arası Döneminde Türkiye ve Dünya Tyt Ayt Yks
Orta Doğu ve Manda Yönetimleri
Orta Doğu I. Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı Devleti’nin kontrolündeydi. I. Dünya Savaşı sırasında İtilaflar, Filistin, Lübnan, Suriye, Irak, Arap Yarımadası ve Yemen’i işgal ettiler.
1916’da İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Sykes-Pioot Antlaşması imzalandı. Buna göre İngiltere ile Fransa Orta Doğu’ya yerleşme kararı aldılar.
16 Nisan 1920’de toplanan San Remo Konferansı’nda İngiltere ile Fransa Orta Doğu’da manda yönetimleri kurma kararı aldılar. Buna göre İngiltere’nin manda kuracağı yerler; Filistin, Irak ve Ürdün, Fransa’nın manda kuracağı yerler ise; Suriye ve Lübnan olarak belirlendi.
İngiltere 1930’da Irak’tan, 1946’da Ürdün’den, 1948’de ise Filistin’den çekildi. Fransa 1930’da Suriye’den ve 1936’da Lübnan’dan çekildi.
Uzak Doğu ve Meiji Restorasyonu
1850’li yıllara kadar Japonya’da Feodal bir yapılanma vardır. 1867’de İmparator olan Mutsihito Feodal yapıya son vererek adada siyasi birliği sağladı. Tokyo’yu başkent yaptı.
Kendisine Meiji de denilen Mutsihito Japonya’yı Batı ülkeleri seviyesine çıkarmak istiyordu. Bir dizi modernleşme çalışmaları başlattı. Bu aydınlanma sürecine Meiji Restorasyonu denilmiştir.
Bu süreçte Japonya’da
– Anayasa
– Ordu
– Takvim
– Giyim, kuşam
– Bankacılık
alanlarında Batılılaşma çalışmaları yapıldı. Fakat alfabeye dokunulmadı. Her geçen gün güçlenen Japonlar 1894’te Kore için Çin ile savaştılar ve galip geldiler. Fakat Rusya’nın baskıları yüzünden Kore’den çekilmek zorunda kaldılar. 1904’te Çadık Rusya’sı ile Japonya arasında savaş çıktı. Japonya kazandı ve Kore’yi ilhak etti. 20. yüzyılın başlarında uzak doğunun parlayan güneşi Japonya’ydı.
Dünya Ekonomik Bunalımı ve Kara Perşembe
- Bunalımın nedenleri;
- ABD’nin verdiği kredileri ve borçları geri alamaması.
- ABD bankacılık sektörünün zayıf olması.
- Başkan Hoover’in tecrübesiz olması.
- İngiliz paundunun yükselmesi.
- Almanya’da hiper enflasyonun yaşanması.
- Amerikan tröstlerinin (holdinglerinin) teknolojiye ayak uyduramaması.
- Borsadaki anlık değişimler.
24 Ekim 1929 Perşembe günü New York borsası çöktü. Amerika’da ve Dünya’da 50 milyon kişi aynı gün işsiz kaldı. Birçok şirket ve banka battı. Para değersizleşti. Mal değişimi üzerine kurulu kliring sistemi ortaya çıktı. Kapitalist-liberal ülkeler büyük zarar gördü. Sosyalist-komünist ülkeler dışa kapalı olduklarından fazla zarar görmediler.
Amerika’daki bu çöküş başkanlık yarışına da yansıdı. Başkan adayı Franklin Roosevelt New Deal (Yeni Düzen) adlı ekonomi politikasını ortaya attı. Amerikan halkına mevduat güvencesi ve Amerikan merkez bankası sözlerini verdi. Bu sözler başkan seçilmesinde etkili oldu.
Bunalımın Türkiye’ye Etkileri
Türkiye bunalıma kadar karma ekonomi uygulayan bir devletti. Bunalımla birlikte SSCB’nin izlediği devletçi ekonomiyi benimsedi. Bu doğrultuda beş yıllık kalkınma planı çıkararak toparlanmaya çalıştı. Gümrük tarifesi kanunu çıkartarak ithalatı kısıtladı. Milli Tasarruf ve İktisat Cemiyeti kurularak yerli malı özendirildi. 1930’da Merkez Bankası kuruldu. 1931’de Türk Parasını Koruma Kanunu çıkarıldı. Kriz Türkiye’yi de olumsuz etkiledi.
İki Savaş Arasında Barışı Koruma Çabaları
1920’de Milletler Cemiyeti’nin kurulması
1922 Washington Deniz Silahsızlanma Konferansı. Bu konferans ile Japonya’nın deniz kuvvetlerine bazı sınırlamalar getirildi.
1925 Locarno Antlaşması’nın imzalanması. İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, Polonya ve Çekoslovakya arasında saldırmazlık anlaşması imzalandı. Almanya Milletler Cemiyeti’ne üye yapıldı.
1928 Cenevre Silahsızlanma Konferansı. Türkiye Cumhuriyeti’nin katıldığı ilk uluslararası konferanstır.
1928 Briand-Kellogg Paktı. Bu pakt önce ABD ile Fransa arasında imzalandı. Ardından Türkiye dahil birçok ülke bu pakta katıldı. Bu paktta savunma amacı taşımayan tüm savaşlar cinayet kabul edildi. Sorunların barışçı yollarla çözülmesine karar verildi.
1929 Litvinov Protokolü. Savaş karşıtı olan bu protokolü SSCB ve ona yakın devletler imzaladılar. Türkiye’de bu protokolü imzaladı.
Totoliter Rejimler
Totoliter rejim demokrasinin ve insan haklarının bir kenara itildiği diktatoryal bir yönetim anlayışıdır.
İtalya
1922’de Duçe lakaplı Benito Mussolini’nin başkanı olduğu Faşist Parti iktidar oldu. Bu parti yandaşlarına Kara Gömlekliler denilmiştir. Faşist Parti’nin iktidara gelişinde Napoli’den Roma’ya düzenlenen işçi yürüyüşü etkili olmuştur.
Mussolini İtalyan halkını etkilemek ve bütünleştirmek amacıyla “Bizim Deniz” ”Mare Nostrum” politikasını ortaya attı. Buna göre Akdeniz İtalya’nın bir iç denizi olacaktı. Bu politika Mussolini’yi 1943’e kadar iktidarda tutabildi.
Almanya
1933’te Adolf Hitler’in başkanlığındaki Nazi Partisi iktidara geldi. 1934’te Alman Cumhurbaşkanı ölünce Hitler kendini Führer yani tek önder ilan etti. Diğer partileri kapattı. Tamamen yönetime egemen oldu.
Alman toplumunu bütünleştirmek ve arkasında toplayabilmek için üç hedef belirledi.
Bunlar
- Ağır şartlar taşıyan Versay Anlaşması’ndan kurtulmak
- Tek Millet Tek Devlet politikasını uygulamak
- Lebensraum yani Hayat Sahası politikasını uygulamak
Bu politikalar doğrultusunda Hitler 1945’e kadar Alman halkının arkasından sürükleyebilmiştir.
Japonya
1926’da imparator olan Hirohito 1931’de Çin’in egemenliğindeki Mançurya’yı işgal etti. Hirohito militarist bir yönetim oluşturdu. Yani asker kökenli devlet adamları ile ülkeyi yönetti. Japonya “Asya Asyalılarındır” politikası izlemiştir. Hirohito 1989’a dek tam 63 yıl Japonya’yı yöneterek tarihe geçmiştir.
İki Savaş Arasında Yaşanan Gelişmeler
- Radyo icat edildi.
- Trafik ışıkları kullanıldı.
- Elektrikli ev aletleri yapıldı.
- Dondurulmuş gıda tüketimi başladı.
- Verem aşısı penisilin, ünsilin bulundu.
- C vitamini bulundu.
- Televizyon ve sinema önem kazandı.
- Çizgi filmler başladı.
- Gökdelen inşa edildi.
- Organ nakli gerçekleştirildi.
- Skorsky helikopteri yapıldı.
- Füze-raket denemeleri yapıldı.