İki Kutuplu Dünya ve Türkiye
Doğu Bloku ve Doğu Blokunun Teşkilatları
- SSCB Avrupa’daki durumunu sağlamlaştırmak için, işgal altında tuttuğu ülkelerde komünist rejimler kurdu. Böylece uydu devletler oluşturarak Doğu Bloku’nun oluşmasına zemin hazırladı.
- SSCB’nin Avrupa’da egemenlik kurmaya başlaması, ABD’yi tedbir almaya sevk etti. Amerika bu nedenle 1947 Martında Truman Doktrini’ni ve 1947 Haziranında da Marshall Planı’nı uygulamaya koydu.
- Amerika’nın bu yeni tutumu SSCB’yi telaşlandırdı. SSCB, uydu ülkelerle Moskova arasındaki bağları daha da güçlendirmek ve aynı zamanda uluslararası ideolojik faaliyetleri bir merkezden idare etmek için yeni tedbirlere başvurmaya karar verdi. Bu amaçla 1947 Eylül ayında Sovyet Rusya, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya, Fransa ve İtalya komünist partilerinin liderleri Polonya’da toplandı. Yayınladıkları bildiride 5 Ekimde Cominform‘un (Komünist Enformasyon Bürosu) kurulduğunu ilan ettiler.
- Ancak bağımsız hareket etmek isteyen Yugoslavya Cominformdan çıkarıldı.
- 25 Ocak 1949’da komünist ülkeler arasında ekonomik iş birliği ve dayanışmayı hızlandırmak ve aralarında eş güdüm sağlamak amacıyla COMECON kuruldu. Bu teşkilatın kurucu üye olarak SSCB, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya ve Çekoslovakya gibi ülkeler yer almaktaydı. Kuruluşa daha sonra Arnavutluk, Demokratik Almanya, Moğolistan ve Küba da katıldı.
- 1949’da kurulan NATO’nun askeri etkinliklerini artırması üzerine Doğu Bloku ülkeleri arasında kolektif savunma ve iş birliği amacıyla 14 Mayıs 1955’te Varşova Paktı kuruldu.
- Sovyet Rusya’nın işgal altında tuttuğu Berlin’den çekilmemesi ve Berlini ablukaya alıp Batılı devletleri buradan çıkarmaya çalışması Berlin Bukranı’na neden oldu. Batıda Federal Almanya kurulurken, Doğuda Demokratik Almanya kuruldu. Daha sonra Sovyet Rusya, Berlin Duvarı’nı inşa etti.
Batı Bloku ve Batı Blokunun Teşkilatları
ABD, 1946’dan sonra SSCB’nin yayılmasına karşı Doğu Bloku’nu kuşatmaya yönelik bir “çevreleme politikası” izlemeye başladı. Bu doğrultuda Truman Doktrini’ni ve Marshall Planı’nı uygulamaya koydu, paktlar kurdu, askeri anlaşmalar imzalayarak güvenlik çemberini genişletti.
Truman Doktrini
ABD’nin Batı dünyasının liderliğini açık bir şekilde üstlenmek için yaptığı ilk girişim, Truman Doktrini’nin ilanı olmuştur. ABD Başkanı Truman’a göre, SSCB’nin Yunanistan’dan sonra Türkiye’de de etkin olması, ABD ve Batı Avrupa için hayati önem taşıyan Orta Doğu’nun SSCB’nin kontrolüne girmesi demekti. Amerikan Senatosu, Truman’ın istekleri doğrultusunda 1947’den itibaren Yunanistan ve Türkiye’ye askeri ve mali yardımda bulunmaya başladı.
Önemli: Truman Doktrini, yeryüzünün iki bloka ayrıldığını ve SSCB – ABD mücadelesinin başladığını ilan etmiştir.
Marshall Planı
ABD, ekonomik sıkıntılarına yardımcı olmak için Batı Avrupa’ya ekonomik yardım yapmış, fakat bu yardım verimli kullanılmamıştı. Marshall Planı’na göre Avrupa ülkeleri her şeyden önce kendi aralarında bir ekonomik iş birliğine girişmeliydi. İş birliği sonunda ekonomik açık ortaya çıktığında ABD, bu açığın kapatılması için yardım etmeliydi. Avrupa’da Marshall yardımları sonucunda üç yıllık bir süre içinde tarım ve sanayi üretimi savaş öncesine oranla büyük bir artış gösterdi.
NATO’nun Kuruluşu
Marshall Planı ve Truman Doktrini, SSCB’nin Orta Doğu ve Avrupa’daki yayılma faaliyetlerine karşı ABD’nin almış olduğu ilk tedbirlerdir. Ancak Batı Avrupa devletlerinin gücü SSCB’ye karşı gerekli dengeyi kurmaktan yoksundu. Sonunda SSCB’nin tehditlerine karşılık 4 Nisan 1949’da
12 Batılı ülke (İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya, İzlanda, Danimarka, Lüksemburg, Norveç, Portekiz ile ABD ve Kanada) arasında kısa adı ile NATO (North Atlantic Treaty Organization) olan Kuzey Atlantik ittifakı kuruldu.
Önemli: NATO’nun kurulmasıyla Sovyet yayılmasına karşı önemli bir set kurulmuş, Doğu Bloku’na karşı denge sağlanmıştır.
Avrupa Konseyi’nin Kuruluşu
İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya, İrlanda, Danimarka, Lüksemburg, Norveç ve İsveç Mayıs 1949’da Londra’da Avrupa Konseyi’ni kurmuştur. Konseyin çalışma alanları, insan hakları, medya, hukuki iş birliği, sosyal dayanışma, sağlık, eğitim, kültür, spor, gençlik vb. olarak belirlenmiştir. Türkiye konseye 8 Ağustos 1949’da üye olmuştur.
Önemli: Avrupa Konseyi’nin kurulması fikri, II. Dünya Savaşı’ndan maddi ve manevi büyük kayıplarla çıkan Avrupa’da bir daha aynı acıların yaşanmasını önlemek amacıyla ortaya atılmış, gerginlik ve çatışmanın yerini güven ve iş birliğinin alması hedeflenmiştir.
Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)
XX. yüzyılın ilk yarısında iki büyük savaşın acısını yaşayan Avrupa, bir daha bu tür çatışmaların yaşanmaması için çözüm arayışına girmiştir. Çözüm olarak da Avrupa devletleri arasındaki düşmanlığı ortadan kaldıracak bir bütünleşmenin gerçekleştirilmesi düşüncesi benimsenmiştir. Birliğin asıl temeli 9 Mayıs 1950’de Fransız Dış işleri Bakanı Schuman’ın bildirisiyle atılmıştır.
Bu girişimin sonucunda Fransa, Federal Almanya, Belçika, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda’nın katılımıyla Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kurulmuştur (18 Nisan 1951). Bu başarılı girişim, Avrupa’da daha geniş kapsamlı bir ekonomik birleşmenin gerçekleştirilmesine yönelik yeni görüşlerin doğmasına yol açmış ve 1957’de Roma Antlaşması ile Avrupa Ekonomik Topluluğu kurulmuştur.
Doğu ve Batı Arasındaki Türkiye
Soğuk Savaş Dönemi’nde Türk Dış Politikası
ABD, Soğuk Savaş Dönemi’nde SSCB yayılmacılığına karşı Türkiye’yi yayında görmek istiyordu. Türkiye ise SSCB’nın baskılarına karşı ABD ve Batılı devletlerle iş birliği yaparak kendi güvenlik alanını genişletmeye yönelik siyaset izlemeye başlamıştır. Bu doğrultuda Türkiye, Avrupa Konseyi’ne ve NATO’ya girmiş, Balkan ve Bağdat paktlarının kurulmasında etkili rol oynamıştır.
Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne Girişi
- II. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı Avrupa’nın Sovyetler Birliği tehdidi altında kalması üzerine İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Danimarka, İrlanda, İtalya, Norveç, İsveç 5 Mayıs 1949’da Londra’da antlaşma imzalayarak Avrupa Konseyi’ni kurmuşlardi.
- Batı ile siyasi, ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi ve güvenliğini arttırma adına Türkiye ittifaklar sistemine yönelik önemli bir adım atarak askeri niteliği olmayan bu teşkilata 8 Ağustos 1949’da üye olmuştur.
Türkiye’nin Nato’ya Girişi
- Bu dönemde Türkiye’nin diş politikada en önemli hedeflerinden biri de NATO’ya üyelikti. Türkiye, kurulduğu andan itibaren NATO’ya dahil olmaya çalışmıştı.
- 25 Haziran 1950’de başlayan Kore Savaşı, Türkiye’nin Batı Bloku içinde yer alması için bir fırsat olmuştur. Türkiye, Kore Savaşı’nın başlaması üzerine Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın davetine olumlu cevap vererek 4.500 kişilik bir kuvvetle BM gücünde yer almıştır. Böylece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez yurt dışına asker yollanmış, Türkiye, bu girişimi ile Amerika’yı etkileyerek NATO konusunda bu devletin desteğini almak istemiştir.
- Türkiye’nin Kore Savaşı’nda gösterdiği başarı, Sovyetler Birliği’nin Avrupa’ya saldırma ihtimaline karşı SSCB’ye yakın bir bölgede üs gerekliliği, Türkiye’ye ilgiyi artırmıştı.
- 15 Eylül 1951’de Ottowa’da toplanan NATO Bakanlar Konseyi, Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte kabul edilmesine karar vermiş, TBMM, 18 Şubat 1952 tarihinde Kuzey Atlantik Antlaşması ve Protokolü’nü kabul etmiştir. Türkiye’nin NATO’ya girişi ile Türkiye – ABD ilişkileri daha da gelişerek Türk toprakları NATO güvencesi altına alınmıştır.
Balkan Paktı’nın Kurulması
- NATO’nun yanında Balkanlarda aktif politika izlemenin gerektiğine inanan Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan arasında Ankara’da 28 Şubat 1953’te Dostluk ve İş Birliği Antlaşması imzalanarak Balkan Paktı kurulmuştur. Bu belgeyle üç devlet aralarında ekonomik ve kültürel iş birliği yapacaklar, sorunlarını barışçı yollarla çözecekler, ortak savunma konusunda iş birliğini sürdüreceklerdi.
- Ancak Stalin’in ölümünden sonra 1954’ten itibaren Yugoslavya’nın SSCB ile tekrar yakınlaşması ve Türk-Yunan ilişkilerinin Kıbrıs meselesinden dolayı bozulması Balkan Paktı’nı olumsuz etkiledi. Böylece Türk-Yunan dostluğu sonucunda doğan Balkan Paktı, Türk-Yunan uyuşmazlıklarının artması sonucunda önemini kaybetti.
Bağdat Paktının Kurulması
- Orta Doğu’da savunma ve güvenlik amaçlı kurulan Bağdat Paktı’nın temeli Türkiye ile Irak arasında atılmış (24 Şubat 1955), daha sonra Pakta İngiltere, İran ve Pakistan da katılmıştır. Arap Birliği’ni kurmak isteyen Arap ülkeleri ve bu ülkeleri yanına çekmek isteyen SSCB Bağdat Paktı’na tepki göstermiştir.
- 1958 Temmuz’unda Irak’ta krallık rejiminin yıkılması sonucu yeni yönetim Bağdat Paktı’ndan çekildiğini resmen açıkladı. Irak’ın ayrılmasından sonra paktın merkezi Ankara oldu ve adı 18 Ağustos 1959’da Merkezi Antlaşma Örgütü (Central Treaty Organization – CENTO) olarak değiştirildi. Bu şekliyle yirmi yıl devam eden örgüt, Pakistan ve İran’ın ayrılmasıyla hukuken olmasa bile fiilen sona ermiş oldu.
Kore Savaşı
- Çin’de Eylül 1949’da Mao’nun yönetimi ele geçirmesi ile Çin’de yönetim değişikliği oldu. Komünistler yönetime geldi ve Çin Halk Cumhuriyeti kuruldu.
- II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin Güney Kore ve Japonya’da asker bulundurarak üstünlük sağlaması, SSCB’yi tedirgin etmişti. SSCB bu duruma Çin’de komünist yönetim kuruluncaya kadar ses çıkartmadı. SSCB, Çin’de komünist yönetimin iş başına gelmesiyle ABD’yi Uzak Doğu’dan uzaklaştırmaya karar verdi.
- Moskova’nın talimatı ile Kuzey Kore birlikleri, 25 Haziran 1950’de Güney Kore topraklarına girdi. 27 Haziran’da BM Güvenlik Konseyi, barışı korumak için BM üyelerini Güney Kore’ye yardım etmeye çağıran bir karar tasarısını kabul etti. Bu karar sonrasında ABD’nin başını çektiği bir Birleşmiş Milletler Kuvveti oluşturuldu.
- Çin’in de katılmasıyla savaş, bir BM – Çin savaşı hâline geldi. Güney Kore’yi işgale başlayan Çin, BM kuvvetlerinin karşı saldırıları sonucunda 38. enlemin kuzeyine çekilmek zorunda kaldı.
- Savaş 1953 yılında sona erdiyse de iki tarafta birbirine kesin üstünlük sağlayamadı. Savaş sonunda SSCB, ABD’yi Kore’den çıkaramayacağını anladı.
Süveyş Krizi: Bu kriz, Mısır lideri Nasır’ın Süveyş Kanalı’nı millileştirdiğini açıklaması Üzerine çıkmıştır. Mısır’a karşı İsrail, İngiltere ve Fransa gizli ittifak yapmışlar ve 1955 yılında taraflar arasında savaş başlamıştır. Süveyş Krizi; SSCB ve ABD’nin baskısı üzerine İngiltere ve Fransa’nın geri adım atmasıyla sona ermiştir.