III. Ahmet Dönemi Islahatları (Lale Devri) Tarih 11.Sınıf
III. AHMET DÖNEMİ ISLAHATLARI
XVIII. yy. ıslahatlarıyla genel Avrupa’nın üstünlüğü kabul edilerek, Avrupalılaşmak, Avrupa’nın bilim ve tekniğini Osmanlı’ya taşıyarak devleti eski gücüne kavuşturmak amaçlanmıştır.
Lale Devri Islahatları (1718—1730)
Pasarofça Antlaşması ile başlayıp Patrona Halil İsyanı ile biten döneme Osmanlı tarihinde Lale Devri denir. Bu kavramı ilk kullanan kişi şair Yahya Kemal Beyatlı’dır. Devrin padişahı III. Ahmet, Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır. Yine bu dönemde şair Nedim ile minyatür ustası Levni ün kazanmıştır.
Bu dönemde
- Matbaa: Sait Efendi ve İbrahim Müteferrika’nın girişimleri ile Osmanlı’da İlk sivil Türk matbaası kurulmuştur. Gayrımüslimler II. Bayezid Dönemi’nden itibaren matbaa kullanmışlardır. Bu matbaada basılan ilk eser Arapça-Türkçe bir sözlük olan Van Kulu Lügati’dir. Bu Iügati Vani Mehmet Efendi yazmıştır. Osmanlı Devleti’nin matbaaya geç geçmesinin iki nedeni vardı. Hattat ve müstensihlerin iş imkanlarını kaybetmeleri endişesi. Hattatlar eserleri kaleme alan müstensihler ise o eserleri çoğaltan kişilerdi. Bu doğrultuda şeyhülislam Yenişehirli Abdullah Efendi dini eser basımı yasak olmak kaydıyla matbaaya cevaz yani onay vermiştir.
- Dünyada modern ilk baskı aracının, Gutenberg (1399 – 1468) tarafından yapıldığı kabul edilir.
- Bunun yanında matbaacılıkla ilgili ilk çalışmaların Çin’de yapıldığı herkesin ortak kanaatidir. Çinlilerden Uygurlara, Uygurlardan Moğollara, Müslüman dünyasından Batı dünyasına kültür taşımacılığı yaşanmıştır.
- Matbaa II. Bayezid Dönemi’nde Osmanlı ülkesine girdi. İlk Osmanlı matbaasını Musevi Osmanlı yurttaşları David ve Samuel Nahmes kardeşler 1494’te kurdular. Bu matbaada baskısı yapılan ilk eser ‘Musa’nın Beş Kitabı’dır.’
- Daha sonra Selânik, Edirne ve Halep’te de, yine Musevi Osmanlı yurttaşları tarafından kurulan matbaalar çalışmaya başladı. Daha sonra 1567’de Ermeni ve 1627’de de Rum yurttaşları, ilk matbaalarını açtılar.
- İlk Türk matbaasının açılmasına dek gayrimüslim yurttaşlar veya yabancılarca açılan matbaa sayısı 37’dir.
- Bu gecikmenin temelinde geçimlerini kitap yazma ile sağlayan hattatların ve basılan eserleri el yazısı ile çoğaltma işini yapan müstensihlerin sosyal açıdan korunması gerekliliğidir.
- İlk sivil Türk matbaası 1827’de İstanbul’da açılmıştır. Matbaayı Macar asıllı İbrahim Müteferrika ile 28. Mehmet Çelebi’nin oğlu Osmanlı’ya modayı getiren adam olarak bilinen Said Efendi dönemin şeyhülislamı Yenişehirli Abdullah Efendi’den dini eser basmama kaydıyla cevaz yani onay alarak açmışlardır. Bu matbaada basılan ilk eser Vani Mehmed Efendi’nin Van Kulu Lügati’dir. Bunun haricinde ilk 20 senesinde yaklaşık 15 kitap basılabilmiştir. Bu matbaa 1747’de kapatılmıştır.
- Geçici Elçilikler: Avrupa’daki gelişmeleri takip etmek için önemli şehirlere sürekli olmayan elçilikler açıldı.
Tulumbacılar: İstanbul yangınları meşhurdur. Mimarinin temel taşı ahşap yani ağaç olduğundan yangınların çıkması ve yayılması da hızlı oluyordu. Lale Devri’nde Yeniçerilerden oluşan Tulumbacı Ocağı adı verilen itfaiye örgütü kurulmuştur. Buna rağmen yangınların devam ettiği soruna ciddi çözüm bulunamadığı görülmüştür. Örneğin 1756’da III. Osman Dönemi’nde çıkan Cibali Yangını İstanbul tarihinin en büyük yangınlarından biridir. 70 Hamam, 580 değirmen ve fırın, 10 Han, 200 Cami ve Mescid, 1000 dükkân, 800 mesken yanmıştır. Çarpık kentleşme, müdahaleyi zorlaştırmıştır. Bu sorun günümüzde dahi çözümlenememiştir.
Fabrikalar: Üsküdar’da 1720’de açılan ipekli kumaş imalathanesinde çeşitli işlevler için 25 adet tezgah varken 1724 senesinde 29 tezgah daha eklenerek fabrika genişletilmiştir. Bursa’da, Diyarbakır’da, Şam’da çeşitli renk, kalite ve desende kumaşlar dokunmakta idi. İstanbul’da top dökümhaneleri (Hasköy), barut fabrikası (Bakırköy), tüfek fabrikası (Levent), cam ve porselen imalatı (İncirköy), bu dönemdeki sanayi işletmelerinden bazılarıdır.
Çiçek Aşısı: Uygurlar Dönemi’nden beri çiçek hastalığıyla ilgili bir çok tedavi yöntemi geliştirmeye çalışılmıştır. Hindistan, Mısır ve İran’da bu konuda önemli adımlar atılmıştı. İlk aşı denemeleri Lale Devri’nde yapıldı. Bunun kanıtı o dönemde eşinin elçilik görevinden dolayı İstanbul ve Edirne’de bulunan İngiliz Lady Montagu’nün yazdığı hatıraları ve mektuplarıdır.
Mimari: Lale Devri’nde Avrupa’nın Barok tarzından etkilenilerek eserler yapılmaya başlanmıştır. Bunun ilk örneği Topkapı Sarayı’nın girişinde yer alan III. Ahmet Çeşmesi’dir. Batı mimarisinin etkisinde yapılan ilk dini eser temeli I. Mahmut Dönemi’nde atılan III. Osman Dönemi’nde açılan Nur-u Osmaniye Camii’dir.
Osmanlı’da batılılaşmanın ve batı hayat görüşünün benimsendiği bu dönem Patrona Halil isyanı ile son buldu. Devlet adamlarının lüks ve israfı, Avrupa hayat tarzında yaşamaları, din adamları, yeniçeri ve ulemanın rahatsız olması, devlet adamlarının halktan kopukluğu ve Damat İbrahim Paşa’nın İran seferine çıkmayışı isyanın nedenlerini oluşturur; isyanla birlikte III. Ahmet tahttan indirildi, Damat İbrahim Paşa ise öldürüldü. (1730)