İbn-i Haldun 1332 1406 yılları arasında yaşamış bir İslam bilginidir. Tarih ve sosyoloji bilimlerinin gelişmesine büyük katkı yapmıştır. İslam tarihçilerinin çalışma yöntemlerini eleştirerek olaylar ve olguların sebep sonuç ilişkisi içinde incelenmesi gerektiğini ifade etmiştir.
İbn-i Haldun: “İster kişi olsun isterse kişinin davranış ve fiillerinde olsun, kainattaki bütün hadiselerin mutlaka kendinden önce gelen birtakım sebepleri vardır. Geçerli olan geleneğe göre bu hadiseler, bu sebepler sayesinde meydana gelir.” demiştir.
Olayların kendilerine has özelliklerinin olduğunu ve adeta bir zincirin halkaları gibi daha sonra meydana gelen olayları etkilediğini, olgularla genel ilkelere ulaşılabileceğini belirterek tarihin sadece rivayetlerden ibaret olmayacağını vurgulamıştır.
İbn-i Haldun geçmişteki olayların bilinmesinin geleceği aydınlatacağını düşünmüştür.
İbn-i Haldun, eserinde olgu ve olaylar arasındaki ilişkileri açıklayarak bazı genel yasalara ulaşır. Ona göre tarihsel olayların kaynağı insan doğasıdır. Doğadaki olgular arasındaki sebepsel bağlantının benzeri, toplumsal olgular arasında da görülür.
İbn-i Haldun’a göre doğadaki olaylar gibi toplumsal olgular da, birtakım genel yasalardan oluşur. Örneğin devletin ve insanın ömrü arasında bir benzerlik vardır. İnsan gibi devlet de çocukluk, gençlik, olgunluk ve ihtiyarlık devreleri geçirir.