I. Dünya Savaşı Öncesinde Osmanlı Devleti’nde Dış Politika
Osmanlı Devleti Balkan Savaşları sonunda, Makedonya, Yanya, Selanik, Girit, Kavala ve Dedeağaç ve Ege Adalarının büyük bir kısmını kaybetti. Osmanlı’nın Ege Denizindeki hakimiyet sahası daralırken diğer taraftan Balkanlardaki varlığı sona erdi. Burada Avrupalı devletlerin (Almanya hariç) Balkan devletlerini desteklemesi böyle bir durumun yaşanmasında son derece etkili olmuştur.
1878 Berlin Antlaşması ile İngiltere, Fransa’nın 1798’de Mısır’ı işgal ettiği zamandan beri uygulamaya koymuş olduğu ”Osmanlı toprak bütünlüğünü koruma politikası” ndan vazgeçti. 1878 Berlin Antlaşması’nda Avrupalı devletlerin 1856 Paris Antlaşması’nda yer alan Osmanlı toprak güvenliğinin Avrupalı devletlerin garantisinde olduğu maddesini hiçe saymaları ve Osmanlı Devleti’nin büyük toprak kayıplarına uğraması Osmanlı Devleti’nde yeni ittifak arayışlarına ve politika değişikliğine neden oldu.
Bu dönemde Alman İmparatoru II. Wilhem’in bütün Müslümanların dostu olduğunu açıkça ilan etmesi, Almanya’nın hiçbir Müslüman toprağında sömürgesinin olmaması ve Ermeni Meselesinde Osmanlı Devleti’ni destekleyen tek Avrupa devleti olması Osmanlı—Alman yakınlaşmasına neden olmuştur.
Diğer taraftan İngiltere, Fransa ve Rusya arasında 1907 yılında Üçlü İtilaf’ın (Anlaşma) kurulması, 1908 yılında İngiltere ile Rusya arasında gerçekleştirilen Reval Görüşmelerinin Osmanlı topraklarının iki devlet arasında paylaşıldığı görüşmeler olarak algılanması Osmanlı Devleti’ni daha da Almanya’ya yaklaştırmıştır. Balkan Savaşları sonrası Osmanlı ordusundaki sıkıntıların giderilmesi için Alman askeri uzmanlardan destek alınmıştır. Bu dönemde Osmanlı ülkesindeki demiryolu ihaleleri Almanlara verilmiştir.