1. KUR’AN’DA ÖRNEK İNSAN VE ÖZELLİKLERİ
İnsan, akıl ve irade sahibi olmasının yanında ahlaki değerleri söz ve davranışlarına yansıttığında Kur’an’ın anlattığı mükemmel insan seviyesine çıkar. İnsan başıboş ve amaçsız yaratılmamıştır. Yüce Allah’ın gönderdiği kutsal kitap ve yol gösterici peygamberler insanlara rehberlik yapmıştır. Peygamberler davranışlarıyla da insanlara örnek olmuşlardır.
AYET
“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.” (Tin suresi, 4)
“İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!” (Kıyame suresi, 36)
Peygamberimizin sahip olduğu yüce ahlak, ümmeti için en güzel örnek olmuştur. Allah’ın, sahip olmamızı istediği Örnek davranışları Hz. Peygamber bizzat yaşayarak bize göstermiştir. Kur’an’da, insanda bulunması gereken evrensel ahlaki ilkeler açıklanır. Bunlar; dürüstlük, güvenilirlik, samimi ve ilkeli olmak, sağlam karakterli olmak, doğru sözlülük, verdiği sözde durmak, sorumluluk sahibi olmak vb. ilkelerdir.
Örnek insanlar,
Güven verirler, kimseyi aldatmazlar;
Doğruluktan ayrılmazlar; haksızlık yapmazlar;
Haksızlığa da rıza göstermezler.
Kimseyi hor görmez, kimseyle alay etmezler:
AYET
“Onlar ki, sözü dinlerler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah’ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve onlar sağduyu sahipleridir.” (Zümer suresi, 11)
2. Hz. Muhammed Bizim İçin Bir Örnektir
Peygamberler Allah’ın emirlerini insanlara tebliğ etmekle görevlidirler. Bununla birlikte bu emirlere bizzat kendileri uyarak nasıl uygulanacağını yaşamlarında gösterirler. Allah’ın gönderdiği dini bizzat yaşayarak uygulayan örnek insanlardır. Dinin anlaşılmasında onların rol model oluşu çok önemlidir.
Hz. Muhammed’in, Allah sevgisi, ibadete düşkünlüğü, yüce ahlakı, şefkat ve merhameti bizler için en güzel örnek olmuştur. Hz. Peygamber de “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” diyerek gönderiliş amacını açıklamıştır. Unutmayalım ki onun ahlakı Kur’an ahlakıdır.
2.1. Hz. Muhammed’in Güvenilirliği
Hz. Muhammed asla yalan söylemeyen, emanetlere riayet eden ve son derece güvenilir bir insandı, O, gençliğinde bile cahiliye döneminin kötü alışkanlıklarından uzak durmuştur. O, güzel ahlakı ve erdemli davranışlarıyla yaşadığı toplumdan her zaman takdir görmüştür. İnsanlar şehir dışına giderken Hz. Muhammed’e en değerli eşyalarını güvenle emanet ederlerdi. Hz. Muhammed, gençliğinde sahip olduğu bu güven nedeniyle Erdemliler Birliğine (Hilfu’I-Fudul) katılmış ve Mekke’de zayıf ve kimsesizlerin haklarını savunmak için mücadele etmiştir. Herkese güven veren bir insan olarak Hz. Muhammed’e gençliğinde Muhammedü’l—Emin (Güvenilir Muhammed) lakabı verilmiştir. Hz. Muhammed güvenilir bir insan olmayı Müslümanlara nasihatte bulunmuştur. Güvenli olmakla imanlı olmak arasında önemli bir bağ olduğunu ve dinimizin güvenilir olmaya ne kadar önem verdiğini vurgulamıştır.
“Kişinin kalbinde iman ve küfür bir arada bulunmaz. Doğruluk ile yalancılık, güvenilirlik ile hainlik de bir arada olmaz.” (Hadis-i Şerit)
2.2. Hz. Muhammed’in Merhametli Oluşu
Merhamet: Acımak, lütufta bulunmak, yufka yürekli olmak, iyilik yapmak, koruyup kollamak, ilgi ve şefkat göstermek anlamlarına gelir.
Rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed, merhamette de zirvede olan bir insandı. O, küçüklere şefkat gösterir, güçsüz yetim ve kimsesizleri himaye ederdi. Yaşlılara saygı gösterir, hastaları ziyaret eder; dost, akraba ve misafirlerine çok önem verirdi. Asla kendini başkalarından üs “n görmez, kibirlenmez, hiç kimseyi küçümsemezdi. Peygamberimiz ailesinin mutluluğuna da çok önem verir, eş ve çocuklarına daima sevgi ve şefkatle davranırdı.
O, sadece inananlar için değil, kendisine kötülük yapan Mekkeli müşrikler için, “Rabbim, kavmimi bağışla çünkü onlar bilmiyorlar.” diye dua ederek merhamet örneği göstermiştir. Savaşlarda kadın ve çocuklara dokunulmasını yasaklamış, ağaçların, tarım arazilerinin zarar görmesine engel olmuştur.
2.3. Hz. Muhammed’in Adaletli Oluşu
Adalet: Hak edene hak ettiğini vermek, vicdanlı ve doğru davranmak, zulmetmemek, eşitliğe riayet etmek anlamlarına gelir. Dini bir terim olarak adalet, hak yol üzere dosdoğru olmak, dinin emir ve yasaklarına uymak, herkese hak ettiğini vermek demektir.
Adaletli olmak Allah’ın emridir. Allah, şahitlik yaparken, yargıda, borçlanmalarda, alışverişte ve aile bireylerine karşı adil olunmasını emretmiştir.
“Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (Nisa suresi, 58)
AYET
“Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın)…” (Nisa suresi, 135)
Toplumda dayanışma, barış ve huzur ancak adaletin sağlanmasıyla mümkün olur. Adaletin olmadığı yerde zulüm olur. Zulümlerin olduğu yerde ise huzursuzluk ve haksızlıklar yaygınlaşır. Hz. Peygamber adaletli davranmasıyla topluma huzur, mutluluk ve güven ortamı getirmiştir. Kendi istemeden birisinin hakkına girmişse mutlaka ondan helallik ister, gönlünü alırdı.
2.4. Hz. Muhammed’in Kolaylaştırıcılığı
İslam kolaylık dinidir. Kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Hz. Peygamber, İslam’ın kolaylık dini olduğunu uygulamalarında göstererek insanların dinin emirlerini daha kolay benimsemelere yardımcı olmuştur. Yüce Allah dinin temel kaynağı Kur’an-ı Kerim’i de kolay ve anlaşılır kılarak insanların daha iyi anlamasını sağlamıştır.
AYET
“…Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. ..” (Bakara suresi, 185)
“Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez.. .” (Bakara suresi, 286)
Peygamberimiz iki işten birini tercih etmek durumunda kaldığında günah olmamak şartıyla daima kolay olanını tercih ederdi. Peygamberimiz dini sevdirmek, yaşamın bir parçası haline getirmek için dinimizin kolaylık dini olduğunu her zaman göstermiştir.
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin.”(Hadis-i Şerif)
2.5. Hz. Muhammed’in Hoşgörüsü
Hoşgörü: Başkalarına karşı anlayış göstermek, müsamaha ve farklı düşünce ve inançlara karşı saygılı olmaktır.
Hoşgörülü olmak, Yüce Allah’ın emirlerindendir. Hoşgörü sadece Müslümanlara karşı değil başka inançlara sahip insanlara karşı da olmalıdır. Hz. Muhammed, gösterdiği hoşgörü sayesinde birçok insanın gönlünü kazanarak Müslüman olmalarına vesile olmuştur. Davranışı kaba olan görgüsüz insanların davranışlarına bile tahammül etmiş ve onlara karşı hoşgörüsüz davranmamıştır.
AYET
“…Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et.” (Hicr Suresi, 85)
2.6. Hz. Muhammed’in Sabrı ve Kararlılığı
Sabır: Zorluklara ve sıkıntılara dayanma ve tahammül etme dernektir. Sabır, inandığı hak yolda kararlılıkla yürüme ve güçlüklere karşı dayanma gücüdür.
Hz. Muhammed sıkıntı ve çilelerle geçen hayatı boyunca zorluklara karşı sabretmiş, inandığı yolda asla usanma göstermeden kararlılıkla peygamberlik vazifesini yerine getirmiştir. Mekkeliler ona her türlü zulmü yapmış ama bunların hiçbirisi onu yolundan döndürmemiştir. Bu dünyanın imtihan yeri olduğunun, çekilen her sıkıntının bir mükâfatı olduğunun bilincinde yaşamıştır. Peygamberimiz, sabrıyla olduğu gibi kararlılığıyla da Müslümanlar için güzel bir örnek olmuştur. O, peygamberliğin ilk yıllarından vefatına kadar hiç yılmadan kararlı bir şekilde peygamberlik görevini yerine getirmiştir.
“Ant olsun ki sizi biraz korku ve açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma ile imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele!” (Bakara suresi, 155)
3. Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi
Hz. Muhammed’in Müslümanların gönüllerinde müstesna bir yeri vardır. Bu sevgi kültürlerine de her alanda yansımıştır. Hz. Muhammed’e tabi olmak, onu sevmek aynı zamanda Allah’ın emri olduğu için arkadaşları, kendi canlarından daha fazla kıymet vermiş ve onu çok sevmişlerdir. O her seslenişinde ona ”Canım sana feda olsun, buyur ey Allah’ın Resulü!” diye cevap vermişlerdir.
Milletimiz de binlerce yıldır büyük bir sevgi ve saygıyla Hz. Muhammed’e bağlanmış, onun getirdiği değerlere sahip çıkmış ve bu uğurda büyük mücadeleler vermiştir. Topkapı Sarayı’nda yer alan Mukaddes Emanetler Bölümünde onun emanetleri özenle korunmaktadır. Tasavvuf anlayışında şiirlerde peygamber sevgisi gül sembolü ile ifade edilmiştir. Onun adı her anıldığında salavat getirilmektedir. Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli gibi tasavvuf büyükleri onun sevgisini şiirlerinde anlatmıştır.
4. Kültürümüzde Ehl-i Beyt Sevgisi
Ehl-i beyt: Ev halkı anlamına gelir. Hz. Peygamberin ev halkı bireylerine ehli beyt denmektir. Hz. Muhammed’in eşleri, damadı Hz. Ali ve kızı Hz. Fatıma ile torunları Hasan ve Hüseyin ehli beytin en önemli bireyleri sayılmaktadır.
Alevi—Bektaşilikte Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimleri beş parmaktan oluşan el ile sembolleştirilmiş ve Ali Pençesi adıyla levha haline getirilmiştir. Hz. Peygamber bu beş ismi çok sevmiş ve bu sevgisini her fırsatta dile getirmiştir.
Kültürümüzde Muhammed isminden sonra en çok Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin isimlerinin çocuklara verilmesi milletimizin ehl—i beyte olan sevgi ve saygısının göstergesidir. Hz. Ali’nin kılıcı Zülfikar ise adalet ve kahramanlığın simgesi olmuştur.
Yusuf Has Hacip, “Kutadgu Bilig” adlı eserinde, ehl—i beyte nasıl davranılması gerektiği konusunda eserlerinde birçok bilgi vermiş ve Türkistan’da halkı bu konuda eğitmek için çalışmıştır. Ehl-i beyt sevgisi milletimiz için birleştirici bir unsur olmuştur.