HALİDE EDİP ADIVAR (1884—1964)
Milli edebiyat döneminin en önemli romancılarından ve hikâyecilerindendir.
Türk romanı o zamana kadar Fransız romanı yolunda yürürken Halide Edip, İngiliz romanları yolunda
eserler yazarak Türk romanına yeni bir hava katmıştır.
Romanlarını konu bakımından üç gruba ayırabiliriz:
a) Bireysel / Ruh çözümlemesi Romanları:
Yazar, ilk önce aşk konusu üzerinde durmuş, bireysel tutkuları, özellikle kadın psikolojisini işlemiştir: Seviye Talip, Handan, Mev’ud Hüküm, Kalp Ağrısı… Bu romanlarının kahramanları genellikle Batılı bir anlayışla idealize edilmiş, güçlü ve kültürlü kadınlardır.
b) Milliyetçi / Toplumcu Romanlar: Yazar, Kurtuluş savaşı yıllarında “sanat için sanat” anlayışından uzaklaşarak toplum için sanat anlayışını benimsemiştir. Kurtuluş Savaşı’nı iki romanında işlemiştir: Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye. “Ateşten Gömlek” adlı romanı Türk edebiyatında “Kurtuluş Savaşı”nı işleyen ilk romandır. Yeni Turan romanında ise Türkçülük düşüncesini işlemiştir.
c) Töre Romanları: Sanat yaşamının son döneminde toplum yaşamını ele alarak töre romanları yazmış, dönemindeki gelenek ve görenekler üzerinde durmuştur: Sinekli Bakkal, Tatarcık, Sonsuz Panayır, Sevda Sokağı Komedyası… Töre romanlarında gerçekçi bir tutumla tasvirler yapmıştır.
Dil ve anlatımı pek önemsemez, basit dil yanlışlarına düşer. Birçok cümlesi dil bilgisi açısından sakat, bozuk; üslubu dolambaçlıdır. Yazarken “sözcük seçimine önem vermediğini” ve “yazdıklarını sonradan pek az okuduğunu, pek de az düzelttiğini” söyler.
Halide Edip’in en büyük başarısı karakter yaratmadaki gücüdür.
Romanlarının başkişilerini daha çok “kadınlar” arasından seçmiştir. Çevresindeki erkekleri çok çabuk ve güçlü bir biçimde etkileri altına alan bu kadınlar kimi zaman normalin üstünde bir kişilik gösterirler.
Edebiyat araştırmacılarına göre eserlerindeki kadın kahramanlarına kendi ruhunu vermiş, dolayısıyla kendi kendisini anlatmıştır. Vurun Kahpeye romanındaki öğretmen Aliye, Yeni Turan romanındaki öğretmen Kaya Hanım, Ateşten Gömlek romanındaki Kuvayımilliye’ye katılmak için Anadolu’ya geçip hemşirelik yapan Ayşe, Tatarcık romanındaki Lale, Sinekli Bakkal romanındaki Rabia toplumda yer almasını istediği genç kadın veya kızlardır.
Sinekli Bakkal’ın devamı sayılabilecek Tatarcık romanında Cumhuriyet döneminin gençlerini, eski-yeni, aydın-halk, gelenek-modernizm çatışmalarını farklı roman kişileri çerçevesinde ele alır.
Sonsuz Panayır romanında II. Dünya Savaşı yıllarının İstanbul’unu ele alır.
Maske ve Ruh adlı tiyatro eserinde madde ile ruhu Nasrettin Hoca ve Shakespeare (Gazeteci Shake) tiplemeleriyle karşılaştırır.
Eserleri
– Roman: Seviye Talip, Raik’in Annesi, Handan, Yeni Turan, Son Eseri, Mev’ud Hüküm, Ateşten Gömlek, Kalp Ağrısı, Vurun Kahpeye, Zeyno’nun Oğlu, Sinekli Bakkal, Yol Palas Cinayeti, Tatarcık, Sonsuz Panayır, Döner Ayna, Akile Hanım Sokağı, Hayat Parçaları, Kerim Ustanın Oğlu, Cıbıl Kız, Sevda Sokağı Komedyası, Çaresaz, Kızıl Hançerler
– Hikâye: Harap Mabedler, Dağa Çıkan Kurt, İzmir’den Bursa’ya (Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve Mehmet Asım Us ile birlikte), Kubbede Kalan Hoş Seda, Harap Mabedler ve Kubbede Kalan Holş Seda eserlerinde mensur şiirler de yer alır.)
– Anı: Türk’ün Ateşle İmtihanı, Mor Salkımlı Ev
– Tiyatro: Kenan Çobanları, Maske ve Ruh
– İnceleme: İngiliz Edebiyatı Tarihi