Gözün Yapısı, Tabakaları ve Kusurları 11.Sınıf Biyoloji
GÖZ
Işığı algılama (görme) organıdır. Gözlerimizde vücudumuzdaki bütün reseptörlerin yaklaşık % 70’i bulunur. İnsan gözü kızıl ötesi ve mor ötesi ışıkları algılayamaz. Göz dıştan içe doğru sert tabaka, damar tabaka ve ağ tabaka olmak üzere üç tabakadan oluşur.
Gözün Tabakaları (Kısımları)
1. Sert tabaka (göz akı,saydam tabaka,kornea) :
Gözün en dış kısmıdır. Gözü sarıp iç tabakaları korur. Göze gelen ışığın ilk kez kırıldığı kısımdır. Göz yuvarlaklığını korur. Gözün görme açısını artırır. Bu tabakada sinirler bulunmasına rağmen kan ve lenf damarları bulunmaz. Bu yüzden kornea nakillerinde doku uyuşmazlığı fazla oranda gözlenmez.
2. Damar tabaka (koroid) :
Bu tabaka sert tabakanın altında bulunur ve gözü besleyen kan damarları içerir. Gözün ön kısmında renkli görülen irisi oluşturur. İris düz kas yapılıdır ve göze giren ışığı, kasılıp gevşeme yolu ile ayarlar. Karanlık ortamda göz bebeği büyür ve göze daha fazla ışık girmeye başlar. Aydınlık ortamda ise göz bebeği küçülür ve daha az ışık geçirmeye başlar. Göz bebeğinin bu refleksi orta beyinden çıkan otonom sinirlerle kontrol edilir.
Göz bebeği, göz merceği, mercek kasları ve camsı sıvı damar tabakada bulunur. Sağlıklı bir gözde uzak veya yakındaki cisimlerin görüntüsü daima retina üzerine düşer. Göz merceğinin kalınlığını azaltıp artırmasıyla net görüntü sağlanır. Bu olaya göz uyumu denir.
Yakındaki bir cisme bakarken; kirpiksi cismin kasları kasılır, mercek bağlan gevşer, mercek kalınlaşır (şişkinleşir). Uzaktaki bir cisme bakarken ise bu olayların tersi gerçekleşir. Saydam tabaka ile iris arasında kalan boşluğa ön oda, mercekle iris arasında kalan boşluğa arka oda denir. Mercekle retina arasındaki boşluğu dolduran sıvıya camsı sıvı denir. Camsı sıvı gözün şeklinin korunmasında rol oynar.
3. Ağ tabaka (retina) :
Gözün en iç tabakasıdır. Retina ışığın alınmasında ve bunları elektriksel sinyallere çevirmede önemli rol oynar. Bundan dolayı küçük beyin diye adlandırılır. Retina, cisimlerin şeklini algılayan, çubuk reseptörlerini ve renklere duyarlı koni reseptörlerini içerir. Koni reseptörleri; kırmızı, yeşil ve mavi renklere duyarlıdır, çubuk reseptörleri renkleri algılamaz, sadece siyah beyazı algılar. Koniler daha çok sarı benekte, çubuklar daha çok sarı benek dışında yoğunlaşmıştır. Koni reseptörlerinin genetik olarak bozuk ya da eksik olması renk körlüğü hastalığına neden olur.
Not: Gözümüzün önüne yandan yaklaştırılan bir cisim olarak şeklini sonra rengini ayırt ederiz. Çünkü ilk olarak sarı beneğin çevresindeki çubuk reseptörleriyle alınır. Çubuklar cisimlerin şeklini algılarlar. Renklerden de sadece siyah ve beyazı algılarlar.
Not: Çubuk reseptörlerde az ışıklı ortamlarda ışığa duyarlılığı artıran ve ışığı tutan protein içeren rodopsin bulunur.
Rodopsin ışıkta parçalanır, karanlıkta ise çubuk hücrelerinde tekrar sentezlenir. Bu nedenle aydınlık bir ortamdan karanlık bir ortama geçildiğinde ilk anda net görme gerçekleşmez. Bir süre sonra yeterli rodopsin sentezlendiğinde görüntü netleşir. Bu duruma gözün karanlığa adaptasyonu denir. Rodopsin pigmentinin sentezi için A vitamini gereklidir. A vitamini eksikliğinde gece körlüğü ortaya çıkar.
Not: Beyne giden sinirler reseptörlere sahip olmayan kör nokta denilen bölgelerden geçerler.
Göze Yardımcı Organlar
Kaşlar, kirpikler, göz kapakları, göz yaşı bezleri ve göz kasları göze yardımcı organlardır. Kaşlar ve kirpikler, gözü terden, aşırı güneş ışıklarından korur. Ayrıca bu yapılar göze yabancı cisimlerin girmesini engeller. Göz yaşı bezleri, gözün mikroplara karşı korunmasında son derece önemli olan gözyaşını üretirler.
Göz yaşının görevleri:
- gözdeki yabancı cisimlerin gözden atılması,
- sahip olduğu lizozomal antibakteriyal enzimler sayesinde bakterilerin öldürülmesi,
- göz küresinin nemli ve temiz tutulması,
- kornea ve göz merceğine besin ve su sağlanması
gibi görevleri vardır.
Görme Olayı
Güneşten gelen ışınların cisme çarpıp göze yansıması sonucu görme olayı gerçekleşir. Görme olayında;
- Kaynaktan gelen ışınlar, sırasıyla kornea ve göz bebeğinden geçip göz merceğinde kırılır ve retinaya ters olarak düşer.
- Işık dalgaları, koni ve çubuk reseptörlerinde impulslara dönüştürülür.
- İmpulslar optik sinirler aracılığı ile gözden çıkar ve beyne iletilir.
- İmpulslar beyinde işlenir ve görüntü algılanır.
Göz Kusurları
Normal sağlıklı insanların gözlerinde cisimden gelen ışınlar mercekte kırıldıktan sonra retinaya düşer. Ancak bazı doğuştan ya da sonradan gelişen durumlarda görüntü retinanın üzerine tam olarak düşemez ve görme problemleri yaşanır.
1. Hipermetrop
Uzağı iyi görüp, yakını iyi görememe durumudur. Göz yuvarlağı, optik eksene dik uzamıştır ya da göz merceği normalden incedir. Bu yüzden gözün optik eksen doğrultusundaki çapı normalden kısadır. Görüntü retinanın arkasına düşer. İnce kenarlı mercekle düzeltilebilir.
2. Miyop
Yakını iyi görüp, uzağı iyi görememe durumudur. Göz yuvarlağı, optik eksene paralel uzamıştır ya da göz merceği normalden şişkindir. Bu yüzden gözün optik eksen doğrultusundaki çapı uzundur. Mercek normalden kalındır. Görüntü retinanın önüne düşer. Kalın kenarlı mercekle düzeltilebilir.
3. Astigmatlık (kornea çarpılması)
Göz merceği ya da korneada oluşan düzensiz kavisler yüzünden gelen ışınlar bir noktada toplanamaz. Bireyler cisimleri bulanık görürler. Silindirik mercek ile düzeltilebilir.
4. Prespitlik
Yaşlandıkça ortaya çıkar. Merceğin esnekliğini kaybetmesiyle oluşur. Bu kişiler 40 cm’den yakını iyi göremezler. İnce kenarlı mercek ile düzeltilebilir.
5. Şaşılık
Göz küresini hareket ettiren kasların birbiri ile uyumlu çalışmaması sonucunda gözler aynı noktaya yönelemez. Şaşılık ancak ameliyat ile düzeltilebilir.
6. Katarakt
Göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşması durumudur. Genellikle orta yaş üstü kişilerde görülen katarakt hastalığında kişi buğulu bir camdan bakıyor gibi görür. Göz merceği ameliyat ile çıkarılıp yerine yeni mercek konulup düzeltilir.