FIKRA
Fıkra sözcüğü Türkçede iki farklı türü karşılayan bir sözcüktür: Düşünce yazısı olan fıkra, mizahi fıkra.
Gazete ve dergilerin belirli sütun ya da köşelerinde yayımlanan, güncel, siyasal, toplumsal sorunları ele alan, bunları
ayrıntılara inmeden işleyen, başlıklı ve yazarı belirli yazı türüdür.
Günümüzde fıkra, “köşe yazısı” olarak adlandırılmaktadır.
Özellikleri
- Gazete ile birlikte ortaya çıkan türlerden biridir.
- Gazetelerin belirli köşelerinde genel bir başlık altında yazılan kısa, yoğun, günübirlik yazılardır.
- Kısa oylumlu yazılardır. Fıkra, bir bakıma makalenin küçük kardeşi gibidir
- Güncel konuları işler; bu nedenle kalıcılığı yoktur.
- Çoğu, yayımlanmasından sonra bir-iki gün içinde unutulup gider.
- Yazar, metni oluştururken kanıtlama ve doğrulama yoluna gitmez.
- Kişisel düşünceler yani öznellik ağır basar.
- Herkesin anlayabileceği, yalın ve sade bir dil, samimi bir üslup kullanılır.
- Yalın, yalın olduğu kadar da yoğun bir anlatımı vardır.
- Kısa yazılardır, konunun ayrıntılarına girilmez; konular değişik açılardan işlenmez.
- Toplumsal, siyasal, kültürel gerçekleri ortaya dökme, bu yolla kamuoyunu oluşturma ve yönlendirmeyi amaçlar.
- Yer yer nükteli sözlere yer verilir.
- Yazarın zengin bir kültür ve bilgi birikimi olmalıdır.
- Fıkra yazarları ele aldıkları konuları değişik açılardan işleme, ayrıntılara inerek kanıtlama yolunu seçmez.
- Makaleler gibi fıkralar da düşünsel planla yazılır. Üzerinde durulacak, hakkında söz söylenecek olay, olgu, durum ya da sorun yazının girişinde ortaya atılır. Sonra bu yazar, kendi kişisel g’ açısından geliştirir. Fıkra da makale gibi planlı yazılardır, önce belli bir sorun ortaya konulur, sonra çeşitli görüş ve düşünceler serilir, sonuçta da sorunun çözümü için öneriler getirilir.
- Son yıllarda fıkra türünde hem içerik hem dil ve anlatım yönünden büyük bir açılım ve gelişme görülmektedir. Öğretici yazılar içerisinde yer alan denemenin, makalenin yanı sıra öykünün, kimileyin mizah, kimileyin de yerginin fıkranın yapısı içerisinde yer almaktadır.
Fıkra Türleri
- Edebî Fıkra: Günlük olaylardan yola çıkan ancak günlük köşe yazısı olmaktan çıkıp kalıcı olan fıkralardır. Ahmet Haşim, Yusuf Ziya Ortaç, Falih Rıfkı Atay, Haldun Taner, Oktay Akbal bu tür fıkralara örnek olacak yazılar kaleme almışlardır.
- Klasik Gazete Fıkraları: Bu tür fıkralar yazıldığı günlerde etkili olurlar ancak aradan zaman geçince etkilerini kaybederler.
- Makale Tarzı Fıkra: Bu tür fıkralarda makale havası ağır basar. Yazar, günlük olaylardan yola çıkar yeri geldikçe düşüncelerini kanıtlama yoluna gider.
Fıkra | Makale |
---|---|
Yazar, kişisel düşüncelerini savunmakla yetinir. | Ortaya atılan düşünce kanıt gösterilerek savunulur. |
Samimi, konuşma havası içinde yazılır. | Resmi, ciddi ve ağırbaşlı bir havası vardır. |
Güncel konular ağırlıklı olarak işlenir. | Bilimsellik ön plandadır. |
Öznellik hâkimdir. | Nesnellik hâkimdir. |
Kısa bir türdür. | Bazı makaleler uzun olabilir. |
Konu, yüzeysel şekilde ele alınır. | Konu, derinlemesine ele alınır. |
Gazete ve dergi yazısıdır. | Gazete ve dergi yazısıdır. |
Fıkranın Gelişimi
- Fıkranın ilk örnekleri Tanzimat döneminde gazetenin ortaya çıkmasıyla verilmiştir. Bu dönemdeki fıkralar, gazete makalelerine benzemektedir. Fıkranın bir tür olarak belirginleşmesi 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında gerçekleşmiştir.
- Ahmet Rasim, Refik Halit Karay, Ahmet Haşim Cumhuriyet öncesinin fıkra yazarlarındadır.
- İlk tanınmış, büyük fıkra yazarı Ahmet Rasim kabul edilir. Ahmet Rasim’in “Şehir Mektupları”, ”Muharrir Bu Ya”,
”Muharrir-Şair—Edip” fıkra türünün önemli örnekleri arasındadır. - Cumhuriyet sonrası tanınmış fıkra yazarları arasında Yusuf Ziya Ortaç, Falih Rıfkı Atay, Peyami Safa, Burhan Felek, Şevket Rado, Ahmet Kabaklı, Haldun Taner, Oktay Akbal, Selim İleri, Çetin Altan, Mehmet Barlas, Emre Kongar, Uğurî Mumcu, Yavuz Donat, İlhan Selçuk, Aziz Nesin, Burhan Felek, Abdi İpekçi, Hasan Pulur, Bekir Coşkun… gibi isimler yer alır.