Felsefi Düşüncenin Nitelikleri
Felsefi Düşüncenin Özellikleri
Temellendirilmiş olmak: Temellendirilmemiş görüşlerin felsefede bir değeri yoktur. Peki öyleyse temellendirme nedir? Bilimin aksine felsefede bir önermeyi doğrulama ya da yanlışlama imkânı yoktur. Çünkü doğrulama ve yanlışlama gözlem, deney veya ölçüme dayalı olarak yapılabilir. Hâlbuki felsefe konuları gözlem, deney ve ölçüm alanında yer almaz. Bu nedenle felsefede bir önermenin kanıtlanması temellendirmekle mümkündür. Temellendirme, ileri sürülen bir iddia için makul dayanak ve gerekçe göstermektir. Kısaca bilimde kanıt göstermek ne ise felsefede de temellendirme odur.
Tutarlı olmak: Felsefede temellendirme kadar tutarlılık da önemlidir.’ Tutarlılık, bir düşüncenin kendi içinde mantıksal bir uyum sergilemesidir. Başka bir ifadeyle, bir felsefi öğretinin kendi içinde çelişkisiz olması demektir. Kendi kendisiyle çelişen bir öğreti kendi kendini çürütüyor demektir.
Sorgulayıcı olmak: Felsefe ile uğraşanlar eleştirel olmak durumundadır. Bu bakımdan felsefe, ele aldığı her bilgiyi aklın eleştiri süzgecinden geçirir. Eleştirel düşünmede kişi, kendisinin veya başkasının ileri sürdüğü önermeleri kabul etmeden önce doğru olup olmadıklarını denetleyip, yanlış çıkanları reddetmek ister. Eleştirel düşünmenin bir yolu sorgulamadır. Gerçek filozof, edindiği bilgileri yetersiz bulan, tedirginlik duyan, ama yine de arayan ve sürekli olarak eleştiren bir kimsedir. İnançların, törelerin ve alışılagelmiş düşünce biçimlerinin dışına çıkamayan; bunlara körü körüne yani bilinçsizce bağlı olan kimse, doğrunun ve bilginin ne olduğunu kesinlikle bildiğine inanır; bunlardan kuşku duymaz.
Kuşkucu olmak: Eleştirel düşünme, şüpheci olmayı gerektirir. Kant bu tavrı, “gerekçeleri, temelleri olmadığı sürece herhangi bir görüşü, iddiayı kabul etmeme” olarak tanımlamaktadır. Eleştirel olmak veya kuşkucu olmak felsefede kritik öneme sahiptir. Ancak bu demek değildir ki filozof, her koşulda eleştirel ve kuşkucu olacaktır. Örneğin; gündelik yaşamın akışını eleştiri ve kuşku temelinde sürdürmek mümkün değildir. Ancak filozof, bir konuyu felsefe bağlamında ele alıyorsa bu konudaki mevcut bütün bilgileri eleştirel bir biçimde ele almak, doğruluğunu sorgulamak durumundadır. Bir dedektif gibi olmalıdır filozof. Filozof gibi dedektif için de hiçbir şey ilk göründüğü gibi olmayabilir. Bunun için dedektif ince eleyip sık dokuyarak, doğruları ve yanlışları ayırt ederek suçluyu bulmalıdır. Yanlış bilginin doğru bilgi muamelesi görmesi de, yanlış bilginin doğru bilgiyi toplumdan kovması da istenecek bir durum değildir elbette. Bu bakımdan Bertrand Russell “Doğru olduğuna dair bir kanıt bulunmayan bir önermeye inanmak sakıncalıdır.” demiştir.
Öznel olmak: Felsefe sistemleri öznel olduğu için birinin diğerinden daha üstün olduğunu ya da birinin doğru diğerinin yanlış olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle yetkili zihinler tarafından oy birliği ile kabul edilmiş hiçbir felsefe sistemi yoktur. Örneğin, Platon ile Aristoteles büyük filozoflardır ama onların “sistemler”i birbirinden tamamen farklıdır. Her sanatçı -ressam, müzisyen veya şair gibi her filozofun dünyayı kendine özgü bir görme ve ifade etme tarzı, kendi “dünya görüşü” vardır. Nasıl ki, “Suç ve Ceza”yı Dostoyevski’den başkası yazamadıysa “Pratik Aklın Eleştirisi”ni de Kant’tan başkası yazamazdı. Bu bakımdan sanat eseriyle felsefi eserin sahip olduğu bireysellik veya subjektiflik durumları arasında fark yoktur.
Mantıksal olmak: Felsefeyi tüm diğer disiplinlerden ayıran en önemli özelliği, felsefenin mantıksal akıl yürütmeye dayanmasıdır. Buna göre, filozoflar, bu mantıksal akıl yürütmeleri ya kendileri yaratırlar ya da başkalarının akıl yürütmelerini eleştirirler. Filozoflar, aynı zamanda bu akıl yürütmelerin temelinde bulunan kavramları analiz eder ve açıklığa kavuştururlar.
Düşünme etkinliği olarak felsefe: Felsefe yapmak bir düşünme etkinliği olduğu için felsefe öğretimi sadece yapılan felsefeleri öğretmek ve öğrenmek olmamalı, felsefe yapmayı öğretmek ve öğrenmek olmalıdır. Nitekim ünlü filozof Kant`ın ifadesi ile “Öğrenilecek felsefe yoktur. Ancak felsefe yapmak öğrenilir.” Nasıl spor eleştirmeni olmak ile spor yapmak aynı şey değilse başkalarına ait düşünceleri açıklamak da felsefe yapmak değildir. Ne zaman ki kendi düşüncelerimizi üretmeye başlarız, işte o zaman felsefe yapmaya başlamış oluruz.
Derin düşünme: Sadece filozoflar düşünmez elbette. Felsefi düşünmeyi diğerlerinden ayırt eden bir özelliği “derin bir düşünme” (refleksiyon) olmasıdır. Derin düşünme (refleksiyon), sahip olduğu bilgileri soruşturma konusu yapan zihnin bir çeşit kendi üzerine dönme hareketidir. Başka bir deyişle felsefe, düşünme üzerine düşünmedir. Felsefi bilgi -sadece o olmasa da- her zaman insanın kendine bakışıdır. Çünkü felsefe derin bir düşünme, düşüncenin kendi üzerine dönmesidir.
teşekkürler çok güzel bi şekilde yazılmış elinize sağlık