Empirizm (Deneycilik)
- Doğru bilgi, deneye (tecrübeye, gündelik yaşantılara) dayanan bilgidir.
- Genelgeçer, kesin ve zorunlu bilginin kaynağı deneydir.
- Zihnimizde doğuştan gelen hiçbir bilgi yoktur.
- Tüm bilgiler, deney ve gözlemle sonradan edinilir.
- Rasyonalizm (akılcılık) ile taban tabana zıt yaklaşımdır.
Temsilcileri : J. Locke, Berkeley, Hume, Condillac
John Locke (1632 – 1704)
Felsefesini, bilgilerin doğuştan var olmadığı iddiasıyla başlatır. Locke’a göre, yeni doğmuş bir çocuğun zihni beyaz bir kâğıt gibidir, yani bomboştur. Çocuk bütün fikirlerini, deneyimle kazanır. Deneyimler iki türlüdür:
Duyum fikirleri : Görme, işitme, tat alma gibi fikirlerdir.
Düşünce fikirleri : Düşünme, inanma gibi fikirlerdir.
Locke, fikrini temellendirmek için şu ünlü soruyu sorar: “Doğuştan kör biri, küreyle küpü birbirinden ayırt edebilir mi?” Locke, bu soruya “Başlangıçta hayır, ancak bu kişi öğrenme sonucunda bu ayırt etmeyi gerçekleştirebilir.” yanıtını vermiştir.
David Hume (1711 – 1776)
Bilincin içindekileri, düşünceler ve izlenimler diye ikiye ayırmıştır. Ona göre izlenimler, duyumlara denk gelir. Tüm düşüncelerimiz, duyumların temeli üzerinde şekillenir. Şu hâlde insanda bulunan her şeyin kökü, mutlaka deneydedir. Doğada zorunlu bir nedensellik (neden – sonuç) bağı yoktur. Sadece olaylar birbirlerini takip ettiklerinden dolayı bunların aralarındaki bağ, insanlardaki algılamayla ilgili bir alışkanlıktan ibarettir.
Etienne Condillac (1715 – 1780)
Ruhtaki bütün olayları, duyumların sağladığını savunmuştur. Ona göre, bilgimizin kaynağı duyum ve deneyimlerimizdir. Bu düşünceye sensualizm (duyumculuk) adı verilmiştir. Bilgilerin kaynağının deney olduğunu söylemek yerine, deneyin biraz daha sadeleştirilmiş hâli olan duymlardır demek gerekir.