Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar 12. Sınıf İnk.Tarihi
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Medreselerin Kapatılması
- Cumhuriyet’in ilanından sonra TBMM’de 3 Mart 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretimin birleştirilmesi) ile ülkedeki bütün eğitim kurumları Millî Eğitim Bakanlığına bağlandı. Böylece ülkede uygulanan farklı eğitim sistemlerine son verilerek, eğitimde birlik sağlandı.
- Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabul edilmesiyle, medreseler kapatıldı. Yabancı ve azınlık okullarının ders programlarına Türkçe kültür dersleri konuldu. Bu derslerin Türk öğretmenleri tarafından verilmesi sağlandı. Bu okullar, Türk hükümetinin kontrol ve denetimi altına alındı. Ayrıca Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra kapatılan okulların yerine, toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek binlerce ilköğretim okulu, lise, meslek lisesi ve üniversite açıldı.
- 2 Mart 1926’da Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun çıkarılarak eğitim hizmetleri ve ders müfredatları yeniden düzenlendi. İlköğretimin zorunluluğu ilk kez doğrudan doğruya devlet tarafından ciddi bir şekilde ele alındı.
- Atatürk’ün bilimsel gelişmeye verdiği önem sonucunda 1933’te üniversite reformu gerçekleştirildi.
Yeni Türk Harflerinin Kabulü
- Osmanlı Devleti’nde Arap alfabesi kullanılıyordu. Ancak, Arap alfabesi Türkçenin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamıyordu. Ayrıca yazımı da okuması da çok zordu. Bu durum okuma yazma bilenlerin sayısının çoğalmasını engelliyordu.
- Cumhuriyetin ilanından sonra buna bir son vermek gerekti. Bu amaçla Türk dilinin özelliklerine uygun bir alfabenin hazırlanması için çalışmalar başlatıldı. 1927 yılında yeni Türk alfabesini hazırlamak için bir komisyon kuruldu.
- Mustafa Kemal Paşa, bu komisyonun çalışmalarıyla bizzat ilgilendi. Hatta komisyon çalışmalarına zaman zaman katılarak görüşlerini açıkladı. Bu komisyon, yoğun bir çalışmayla Latin harflerinden faydalanarak, Türk dilinin özelliklerine uygun yeni Türk alfabesini hazırladı. 1 Kasım 1928’de yeni Türk alfabesi TBMM’de kabul edildi.
- Yeni harfleri halkın öğrenmesi için Millet Mektepleri açılmış (1929) ve Atatürk’e Millet Mektepleri Başöğretmeni unvanı verilmiştir.
Türk Tarih Kurumu’nun Açılması (1931)
- Türk milleti aleyhindeki görüşlere cevap vermek,
- Milli bilinç ve ulusal kültürü geliştirmek,
- Türk tarihini araştırmak, elde edilen sonuçları yayımlamak,
- Türklerin eski ve köklü bir geçmişe sahip olduklarını belge ve bulgularla gün ışığına çıkarmak,
- Asya uygarlığını yaratanların arasında Türklerin de olduğunu kanıtlamak gibi amaçlarla 1930’da Türk Ocağı çatısı altında yapılanan kurum, 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti adıyla kurulmuş ve daha sonra Türk Tarih Kurumu adını almıştır.
Türk Dil Kurumu’nun Açılması (1932)
- Türk dilinin korunmasına ve geliştirilmesine büyük önem veren Atatürk, milletimizin birbiriyle iyi İletişim kurmasının Türk dilinin korunmasına ve geliştirilmesine bağlı olarak mümkün olacağı inancı ile 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Tetkik Cemiyeti kurulmuştur.
- Dönemin önemli edebiyatçıları ve milletvekilleri olan Semih Rifat, Ruşen Eşref, Celal Sahir ve Yakup Kadri kurucuları olup kurumun ilk başkanı Semih Rifat’tır.
- Türk Dil Tetkik Cemiyeti’nin amacı, “Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onun yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek” olarak tespit edilmiştir. 1936’da Türk Dil Kurumu adını almıştır.
Üniversite Reformu (1933)
Çağdaş uygarlık seviyesine çıkmak için bilim ve teknolojide de ilerlenmesini gerekli gören Atatürk, 1932’de üniversite reformu için İsviçreli Malche’yi İstanbul’a davet etti. Malohe’nin hazırladığı rapor doğrultusunda yükseköğretim kurumlarındaki eğitim, öğretim ve araştırma çalışmalarının Batı’daki üniversitelerin düzeyine çıkarılması ve bu ülkelerde uygulanan üniversite yönetim sisteminin Türkiye’de uygulanması hedeflendi. Malche Raporu, üniversite reformunun başlamasında etkili olmuştur. 1933’te Darülfünun kaldırılarak İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. Bu ilk adımdan sonra Gazi Eğitim Enstit Yüksek Ziraat Enstitüsü, Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi gibi okullar açılarak yüksek öğrenimin yaygınlaştırılması amaçlanmıştır.
Güzel Sanatlar Alanındaki Çalışmalar
- Bir ulusun duygusu, düşüncesi ve inceliği güzel sanatlar yolu ile anlatılır, kültür seviyesi de meydana getirdiği sanat eserleriyle ölçülür. Sanat alanında yapılan bazı önemli çalışmalar şunlardır:
- Osmanlı Dönemi’nde kurulmuş olan Sanayi-i Nefise Mektebi, Güzel Sanatlar Akademisine dönüştürülmüştür.
- Güzel sanatlar eğitimi için çok sayıda öğrenci Almanya, Avusturya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerine gönderilmiştir.
- Avusturyalı Krippel tarafından yapılan Atatürk’ün ilk heykeli 1926’da Sarayburnu’na konmuştur.
- Millî Mücadeleyi ve İnkılapları konu alan resimler 1933’te Onuncu Yıl İnkılap Sergisi adıyla sergilenmiştir.
- 1924’de Topkapı Sarayı’nın bazı bölümleri müzeye dönüştürülmüş, 1925’te Ankara’da Etnografya Müzesi’nin temeli atılmış, 1927’de Konya Mevlana Müzesi açılmış, 1937’de Dolmabahçe Sarayındaki Veliahd Dairesi, Resim ve Heykel Müzesi’ne dönüştürülmüştür.
- 1924’te Musiki Muallim Mektebi açılmıştır. Ankara, İstanbul ve İzmir’de bale, opera ve tiyatro sanatçısı yetiştirmek amacıyla Devlet Konservatuarları kurulmuştur.
- Türkiye’de çok sesli müziği yayma, Türk bestecilerin eserlerini yurt dışında seslendirme gibi amaçlarla Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası kurulmuştur (1932).
- 1933 yılında da bazı ressamlar D Grubu’nu kurarak Türk resminde modern bir atılımı gerçekleştirmeyi amaçlamışlardır.
Bilgi: Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun Cumhuriyet Dönemi’nin önemli bestekarlarındandır. Ali Talat Bey, Mimar Kemaleddin Bey, Vedat Tek ile Anıtkabir’i inşa eden Emin Onat ve Orhan Arda Cumhuriyet Dönemi’nin önemli mimarlarındandır. Henri Krippel, Pietro Kanonika, Ratip Aşir Acuduoğlu, Ali Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu Cumhuriyet Dönemi’nin ünlü heykeltraşlarındandır.