Dünya’nın Yedi Harikası Ayt Coğrafya
Dünya’nın Yedi Harikası
Dünya’nın Yedi Harikası, tamamı insanoğlu tarafından inşa edilmiş, olağanüstü antik yapı ve yapıtlardır. Ayrıca Antik Dönemin Yedi Harikası adıyla da anılırlar. İlk olarak MÖ 5. yüzyılda tarihçi Heredot tarafından ortaya atılan bir kavramdır.
Günümüzde Dünya’nın Yedi Harikası’ndan sadece Keops Piramidi ayaktadır. Diğerleri yangın ya da deprem gibi nedenlerle yok olmuşlardır.
Keops Piramidi
Giza Piramitleri’nin üçü birden Dünya’nın Yedi Harikası listesine dahil değildir. Piramitlerden sadece Keops Piramidi bu listeye girmiştir. Keops Piramidi, 4. Hanedanlık zamanında MÖ 2560 yılında Firavun Khufu (Keops) tarafından yaptırılmıştır. Yapımının 20 yılı aştığı sanılmaktadır. Piramit yapıldığında 145 metre yüksekliğindeydi. Yapımından itibaren 43 yüzyıl boyunca dünyadaki en yüksek yapı olarak kayıtlara geçmiştir. Keops Piramidi ilk inşa edilen olmasına rağmen Dünya’nın Yedi Harikası arasında günümüzde ayakta duran tek yapıdır.
Artemis Tapınağı
Efes’te yapılmış olan Artemis Tapınağı’nın temelleri MÖ 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis’e ithafen yapılmıştır. Tamamıyla mermerden oluşan yapı pazar yeri ve ibadethane olarak kullanılmaktaydı. Günümüzde tapınaktan geriye sadece mermer parçaları kalmıştır.
Kral Mausollas’un Mezarı
Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollas için eşi ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış bir mezardır. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı MÖ 350 yılında tamamlanmıştır. Tabanın üstünde kenarları heykellerle süslenmiş basamaklı bir podyum bulunuyordu. Süslü su mermerinden yapılmış lahit ve mezar odası, podyumun üstünde bulunuyordu ve İyon tarzı kolonlarla çevrilmişti. Sıra sütunlar, heykellerle süslenmiş bir piramit çatıyı destekliyordu. Dört tane savaş atıyla çekilen bir savaş arabası heykeli ise piramidin tavanını donatıyordu. Halikarnas Mozolesi’nin toplam yüksekliği 45 m idi ve dört tarafındaki 4 heykelin her birini ayrı bir heykeltıraş yapmıştı. Bu heykeller, tanrıların değil de insan ve hayvanların heykelleri olması tarihte özel bir yer tutarlar.
6. yüzyıl boyunca Halikarnas Mausollas iyi bir durumda korundu. 15. yüzyılda Haçlı Seferleri sırasında St. John şövalyeleri bölgeye geldiler ve bugün Bodrum Kalesi olarak geçen büyük bir kale yaptılar. Bu kalenin yapımında Halikarnas Mausollas’nin neredeyse bütün taşları kullanıldı.
İskenderiye Feneri
MÖ 3. yüzyılda Mısır’da tehlikeli kıyı şeridi boyunca gemicileri yönlendirmek amacıyla İskenderiye kenti kıyısındaki Faros (Pharos) Adası’nda yapılmıştır. Proje Büyük İskender’in komutanları Ptolemy Soter zamanında MÖ 290 yılları sonunda başlamış, ölümünden sonra oğlunun hükümdarlığı zamanında bitirilmiştir. Şehrin batı limanında bulunan fener yaklaşık 166 m yüksekliğindedir. Bugüne kadar yapılmış fenerlerin de en yükseğidir.
Gemicilik için güvenli bir ortam sağlamak isteyen Yunanlı tüccar Sostratus tarafından finanse edilmiştir. Fenerin en gizemli yanı, gündüzleri bile Güneş ışığını denize yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı bronz aynalarıydı. Geceleri ise aynaların önünde ateşler yakılıyor, böylece aynanın yansıttığı ışık, gece yaklaşık 50 km mesafeden görülebiliyordu. Yapı, bir dizi depreme kadar bozulmadan kaldı. Fakat depremler ve doğal şartlar sonunda çöktü. Üst kısmı 955 yılında bir depremde ve fırtınada kopan fenerin, gövde kısmı da 1302’de başka bir depremde çökmüştür.
Rodos Heykeli
MÖ 282 yılında 32 m yüksekliğinde, demirle ve taşla desteklenmiş bronzdan yapılmış bir heykeldir. Rodoslular tarafından Güneş Tanrısı Helios’a ithafen Rodos Adası’nda yapılmıştır.
Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 59 yıl geçmesine rağmen, Rodos Heykeli Dünya’nın Yedi Harikası’ndan biri olmayı başarmıştır. Bunun en büyük sebebi devasa bir heykel olmasının yanı sıra Rodos Adası’ndaki insanlar için beraberliğin simgesi olmasıydı. Liman girişinde bulunan heykel MÖ 223 yılında bir deprem sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı.
Zeus Heykeli
Zeus Heykeli MÖ 450 yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen Tanrıların Kralı Zeus için olimpiyatlara ismini veren Yunanistan’daki Olimpos’ta yapılmıştır.
Zeus Heykeli, bir tahta iskelet üzerine altın, fildişi ve metal parçalar yerleştirilerek içinde yapılmıştır. Büyük bir yangın sonucunda yok olmuştur. Günümüzde birkaç kalıntısı bulunmaktadır.
Babil’in Asma Bahçeleri
MÖ 7. yüzyılda Babil Kralı Nebukadnezar tarafından bugünkü Irak’ın güneyinde yaptırılmıştır. Babil’in çorak Mezopotamya Çölü’nün ortasında ağaçlar, akan sular ve egzotik bitkilerin bulunduğu çok katlı bir bahçedir.
Coğrafyacı Strabon’un 1. yüzyıldaki tanımına göre; “Bahçeler birbiri üzerinde yükselen büyük direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu. Büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat Nehri’nden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru akıyordu. Semiramis Medes kralının kızıdır. Söylentiye göre Mezopotamya’nın düz ve sıcak ortamı onu bunalıma itmiş, kral da karısının hasretini sona erdirmek için yapay dağların olduğu, suların aktığı yemyeşil bir bahçe yaptırmıştır.”
Babil’in Asma Bahçelerinin günümüze gelen kesin izleri yoktur. Fakat bölgede araştırma yapan arkeologlar, Babil’deki sarayın kuzeydoğusunda görünüşü garip olan temel ve tonozlar buldular. Bunların Babil’in Asma Bahçelerine ait olup olmadığı düşünülmektedir. Babil’in Asma Bahçeleri, klasik yazarlar tarafından ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Günümüzde bu tanımlara göre çizilen resimler bulunmaktadır. Sanılanın aksine efsanevi bahçeler bir yerlere asılı değil, sadece sütunlarla desteklenen taraçalar üzerinde kurulmuştur.