DÜNYA’NIN TEKTONİK OLUŞUMU VE DEĞİŞİMİ
Evren, Güneş Sistemi ve Dünya Nasıl Oluştu?
Bilim insanları evrenin oluşumuyla ilgili çeşitli fikirler ileri sürmüşlerdir. Bu görüşler içinde önemli bir teori Big Bang (Büyük Patlama) teorisidir. Buna göre, evren 13.7 milyar yıl önce sıcak ve yoğun bir maddenin patlamasıyla oluştu. Bu büyük patlama sonucu evren genişlemeye başladı. 1929 yılında Edwin Huble (Edvin Habıl) adlı bilim insanı, evrenin genişleyerek galaksilerin birbirinden uzaklaştığını
keşfetti. Tersinden düşünürsek bu galaksiler geçmişte ya birbirlerine çok yakın veya birleşik idi. Big Bang teorisinin oluşumunda katkı sağlayan büyük bilim insanlarından biri de Stephan Hawking (Stefan Havking)’dir.
Güneş sisteminin oluşumu, evrenin oluşumundan çok sonradır. Yaklaşık olarak evrenin oluşumundan 8-10 milyar yıl sonra oluştuğu fikri ile 4 – 5 milyarlık bir geçmişi olduğu düşünülüyor. Güneş sistemi başta oksijen olmak üzere gaz ve bulutsuların dönmesiyle oluştu. Merkezde toplanan yoğun gazlar Güneş’i, diğer gaz küreleri gezegenleri oluşturdu. “Uyduların da oluşumu böyle olmuştur” görüşü hâkimdir.
Dünyanın Oluşumu Nasıl Oldu?
Yukarıda anlattığımız sistem baz alındığında; Dünya çeşitli aşamalardan geçerek böyle oluşmuştur.
- Güneş sisteminin gaz, toz parçalarının sıkışıp patlamasıyla birbirinden ayrılan kütlelerin biri olarak oluşmaya başlar.
- Dünya meteor yağmurlarıyla beslenerek büyüdü.
- Önceleri iç kısmı gibi dış yüzeyinin sıcaklığı yaklaşık 1200oC’yi buluyordu. Ancak karalar ve su kütleleri yoktu. Gaz ve lav akıntıları vardı. Daha sonra dış kabuğu soğurken yoğun olan iç çekirdeği oluştu.
- Sıcaklığın azalmasıyla dış kabuğunu saran bir gaz katmanı oluştu ki buna atmosfer diyoruz.
Başta tek kıta “Pangea” vardı. Daha sonra tek kıta parçalanarak kıtalar oluştu. O sırada atmosferin oluşumu ile yağışlar kıtaların alçak veya boşluk alanlarını doldurarak okyanusları oluşturdu. Kıtalar birbirine yaklaştı, uzaklaştı ve hâlâ bazı yerlerde yaklaşma, bazılarında uzaklaşma devam ediyor.
A. Yerin İç Yapısı ve Katmanları
Oluşumu yaklaşık 4.5 – 5 milyar yıl süren yerkürenin kendi etrafında dönerek soğuması sonucu dış kabuğu katılaşmıştır. İç kısmı ise sıvı
hâldeki kıvamlı bir hamur şeklindeki magma, daha içte daha ağır elementlerin yoğunlukta olduğu çekirdek kısmı vardır. Buna göre yerküre; yer kabuğu, manto ve çekirdek gibi üç bölümden oluşur.
Yer Kürenin Katmanları;
B. Levha Hareketleri
Dünya’daki Kıtalar Hep Böyle Ayrı Mıydı?
Çok uzun zaman boyunca insanlar, yer kabuğunun sabit olduğunu düşünüyordu. Bilim insanlarının yaptığı çalışmalar sonucunda yer kabuğunun günümüzde tek parça olmadığı tespit edildi.
Buna göre, yer kabuğu tıpkı bir yap bozun parçaları gibi birbirine geçmiş hâldedir.
Bu parçalardan bir kısmı kıtasal, bir kısmı ise okyanusal kabuk parçalarıdır. Buna göre, karalarda ve okyanus tabanlarında devam eden yer kabuğu parçalarına levha denilmektedir. Yer kabuğunun günümüzdeki şeklini almasıyla ilgili en çok kabul gören görüş “Kıtaların Kayma Teorisi” denilen levha tektoniğidir. 1915 yılında Alman bilim insanı Alfred Wegener’in ileri sürdüğü teoriye göre, kıtalar önceleri tek parça kıta hâlindeki “Pangea“nın parçalanması sonucu irili ufaklı plaka veya levhalara dönüşmüştür. Levhaların bir kısmını kıtalar, bir kısmını okyanus tabanlarındaki bölümleri oluşturmaktadır. Mesozoyik ve Senozoyik zamanda birbirinden uzaklaşan kıtalar bugüne yakın görünümünü almıştır.
Konveksiyonel Akımlar Nasıl Oluşur?
Yer kabuğunun altındaki magmada maksimum sıcaklık 5000oC civarında iken lavların üst kısmında sıcaklık azaldıkça magmanın alt kısmına dalmakta, alttaki daha yüksek sıcaklıktaki lavlar yukarı çıkmaktadır. Bu şekilde aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya doğru bir dönme hareketi oluşur. Lav akıntısı şeklindeki bu harekete konveksiyonel akımlar denir.
Konveksiyon akımları sırasında üstündeki yer kabuğu hareket etmektedir. Levhalar sağa — sola, yukarı – aşağı hareket etmektedir. Levhaların hafif olanları üste doğru hareket ederken ağır levhalar alta dalmaktadır. Karşılaşan levhalarda dalma batma hareketleri oluşurken levha aralarından çıkan lavlar yükselerek soğur ve kayaların arasına yerleşir. Zayıf olan yerlerde ise yer kabuğunu çatlatarak (faylar boyunca) yer üstüne çıkar.
Tektonik Hareket Nedir?
Magmadaki konveksiyon akıntıları sonucu sıkışan, yükselen, alçalan yer kabuğu kütleleri kırılma, kıvrılma ile yükselme, alçalma ve çökmeler şeklindeki olayları oluşturur. Bu hareketlerin tamamına tektonik hareketler denir.
Kıtaların Bugünkü Konumu Nasıl Oluştu?
Levha tektoniğine göre karalar yaklaşık 250 milyon yıl önce Pangea (Panje) adı verilen tek parça kıta hâlindeydi. Bu kıtayı çevreleyen okyanus ise; Panthalassa (Pıntalasa) olarak isimlendirilir. Magmadaki konveksiyon akıntıları sonucu bu kıta parçalara ayrılmaya başlar.
Kuzeyde Lavrasya ve güneyde Gondwana isimli iki kıta oluşur. Bu iki kıta arasında Tethys (Tetis) Denizi ortaya çıkar. Levha hareketlerinin
devam etmesiyle kara kütleleri daha da parçalanarak günümüzdeki kıtalar ve okyanuslar oluştu.
Pangea’nın Varlığını Kanıtlayan Bilgiler Nelerdir?
- Aynı canlı fosillerine binlerce kilometre uzaklıktaki kıtalar üzerinde rastlanması; örneğin Orta Afrika’nın batısı ile Brezilya’nın doğusunda aynı canlı fosillerinin bulunması
- Güney Amerika’nın doğu kıyılarının girinti ve çıkıntılarının Orta ve Güney Afrika’nın batı kıyılarının girinti ve çıkıntılarına bir yap boz gibi uyması
- Kuzey Atlantik’in iki yakasındaki sıradağların (Kaledoniyen Orojenizi sonucu); Apalaş, Grönland’ın doğusu ile Atlas Dağları, İngiltere ve İskandinav dağlarının birbirinin devamı olması
- Paleozoyik döneme ait buzul izlerinin Güney Afrika, Arjantin ve Antarktika’da rastlanması bu kıtaların Güney Kutbu’na yakın ve birleşik hâlde olduğunu kanıtlamaktadır.
Levhaların Hareketleri Nasıl Gerçekleşir?
Levhaların sınırları kıtaların sınırlarıyla birebir uyuşmaz. Bazıları okyanus tabanlarına doğru uzanır. Kaldı ki okyanusal levhaların hareketleri de önemlidir. Bundan başka bir kıta kütlesi örneğin, Asya birçok levhadan oluşmaktadır. (Arabistan, Hint levhası, Avrasya levhası gibi).
Üzerinde kara kütlesi olan levhalara kıtasal levha, okyanus altlarındaki levhalara ise okyanusal levhalar denir.
Levhalar sağa – sola, kuzeye – güneye, yukarı – aşağı hareket ederken çeşitli sonuçlar ortaya çıkmaktadır.