Dünyanın Güneş Sistemindeki Yeri 9.Sınıf Coğrafya

Gök cisimlerinin tamamını (yıldız, gezegen, asteroit, meteor) içinde bulunduran sonsuz boşluğa uzay denir. Dünya, uzay boşluğu ve diğer gök cisimleri ile birlikte evrende yer alır. Evrenin boyutları bilinmemektedir. Evrende sayısı bilinmeyen gök ada (galaksi) sistemleri yer alır. Galaksilerin içinde çok sayıda yıldız sistemleri bulunur. Dünyamız Samanyolu Galaksisi içinde yer alır.

Güneş sistemini oluşturan gezegenler yapıları bakımından iki gruba ayrılır. Bir kısmı karasal, bir kısmı ise gaz yapılıdır. Dünya karasal yapılı gezegenler içinde yer alır. Dünya’nın Güneş’e uzaklığı yaklaşık 150 milyon km’dir ve Güneş’e en yakın 3. gezegendir. Büyüklüğü bakımından ise Güneş sistemindeki 5. gezegendir.

Bilgi: Plüton 2006 yılında Uluslararası Astronomi Birliği’nin belirlediği bazı kriterlere göre gezegen sınıfından çıkarılmış olmasına rağmen bir çok kaynak tarafından hala gezegen olarak kabul edilmektedir.

Bilgi:

Tan (Şafak) Vakti: Güneş doğmadan hemen öncesinde beliren ali karanlık aşamasıdır.

Grup Vakti: Güneş’in ufuk çizgisi altına inmesiyle beliren alaca karanlık aşamasıdır.

Alaca Karanlık Vakti: Güneş doğmadan önceki veya battıktan hemen sonraki yarı aydınlık veya yarı karanlık aşamalardır. Alaca karanlık süresi çizgisel hızla ters orantılıdır. Ekvator’da çizgisel hız fazla olduğundan alaca karanlık süresi kısadır. Bu süre kutuplara doğru artış gösterir.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Dünyanın Güneş Sistemindeki Yeri 9.sınıf coğrafya konu anlatımı

Ortaçağ'da Hristiyan aleminde yaklaşık bin yıl kadar, İslam aleminde de uzun yıllar Dünya'nın durağan, Güneş, Ay ve gezegenlerle yıldızların onun etrafında dairesel hareketlerle döndüklerine inanıldı. Oysa Eski Yunan'da Aristarchus (İÖ 310-230 )daha o zaman Güneş merkezli sistemden söz etmiş, Dünya'nın ve gezegenlerin Güneş'in etrafında döndüklerini öne sürmüştü. Öyle ki Aristarchus'un bu görüşü yıllar sonra Galileo ve K0pernik'e esin kaynağı olmuştu. Ortaçağ'daki Güneş Sistemi ile ilgili bu düşünce esas itibarıyla Aristo'dan kaynaklanmaktaydı. Aristo Dünya'yı durağan ve evrenin merkezi olarak düşünüyor. Güneş, Ay, gezegenler ve yıldızların Dünya'yı çevreleyen saydam küreler üzerinde yer aldıklarını ve Dünya'nın etrafında dairesel hareketlerle döndüklerini sanıyordu. Aristo'nun bu modeli MS ikinci yüzyılda Batlamyus tarafından geliştirildi ve merkezde duran Dünya, yine Güneş'i, Ay'ı ve o zaman bilinen Merkür, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenleriyle yıldızlar taşıyan iç içe sekiz eş merkezli saydam küre tarafından çevrelenmekteydi.