Dünyada Doğal Kaynak – Ekonomi İlişkisi Ayt Coğrafya
Dünyada Doğal Kaynak – Ekonomi İlişkisi
Doğal kaynaklar, ülkelerin büyüme ve kalkınma süreci üzerinde etkili olan önemli bir faktördür. Ülkelerin sahip oldukları doğal kaynakları verimli ve etkin bir şekilde kullanmaları ekonomik kalkınmalarına büyük katkı sağlar. Ancak doğal kaynaklarla birlikte sermeye, nitelikli iş gücü, teknolojik altyapı ve AR – GE çalışmaları gibi unsurlarda hem doğal kaynakların etkin kullanımı hem de ekonomik kalkınma süreci üzerinde büyük öneme sahiptir.
Günümüzde ülkelerin ekonomik kalkınmaları üzerinde; sahip oldukları doğal kaynaklar, teknoloji, iş gücü ve sermaye birikimi etkili olmaktadır. Ancak bütün ülkeler belirtilen unsurların hepsi bakımından aynı düzeyde zenginliğe sahip değildir. ABD, Kanada, Rusya ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkeler hem doğal kaynaklar hem diğer beşerî unsurlara sahip olmaları nedeniyle mevcut kaynaklarını bilinçli bir şekilde kullanarak ekonomik açıdan gelişmişlerdir. Ancak Katar, Bahreyn, Kuveyt ve BAE gibi bazı ülkeler ise sadece sahip oldukları petrol ve doğal gazı ihraç ederek kalkınmalarını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Ülkelerin ekonomik kalkınmaları ile doğal kaynakları arasındaki ilişki incelendiğinde başlıca dört ana grup ortaya çıkmaktadır.
Zengin doğal kaynakların yanı sıra sermaye, iş gücü ve teknolojik altyapı bakımından zengin olan ülkeler:
Bu tür ülkeler sahip oldukları doğal kaynakları bilinçli ve planlı bir şekilde kullanarak ekonomik açıdan hızla kalkınmayı başarmışlardır. Sahip oldukları doğal kaynakları kurdukları sanayi tesislerinde işleyerek mamul maddelere dönüştürerek dünya ticaretinde önemli paya sahip olmuşlardır.
Kanada, ABD, Rusya, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkeler bu özelliktedir.
Zengin doğal kaynaklara sahip olmalarına rağmen sermaye ve teknolojik altyapının yetersiz olduğu ülkeler:
Bu ülkeler sermaye ve teknolojik altyapının yetersiz olması nedeniyle sahip oldukları doğal kaynaklardan verimli şekilde yararlanmaktadır. Bu nedenle doğal kaynaklar bakımından zengin olmalarına rağmen ekonomik açıdan yeterince gelişmemişlerdir. Bu tür ülkelerde sahip olunan doğal kaynaklar çoğunlukla işlenmeden veya yarı işlenmiş şekilde ihraç edilmektedir. Bu nedenle de doğal kaynaklardan elde edilen gelir düşüktür.
Nijerya, Türkmenistan, Venezuela, Irak, İran ve Cezayir bu tür ülkelere örnek gösterilebilir. Bu tür ülkelerde genellikle gelir dağılımında eşitsizlik, işsizlik, refah düzeyinin düşük olması gibi sorunlar yaşanmaktadır.
Hem doğal kaynaklar hem de sermaye ve teknolojik altyapı bakımından yetersiz olan ülkeler:
Bu tür ülkeler zaten kısıtlı olan doğal kaynaklarından sermaye ve teknolojik altyapı yetersizliği nedeniyle yeterince yararlanamamakla beraber dışardan doğal kaynak temin ederek onları işleyip mamul maddelere dönüştürebilecek güçten de yoksundurlar. Bu tür ülkelerde refah seviyesi genellikle çok düşüktür.
Afrika Kıtası’ndaki bazı ülkelerle Asya Kıtası’nda yer alan Moğolistan bu tür ülkelere örnek gösterilebilir.
Doğal kaynaklar bakımından fakir ancak sermaye ve teknolojik altyapı bakımından zengin olan ülkeler:
Doğal kaynaklar bakımından fakir olan bazı ülkeler, zengin kaynaklara sahip bazı ülkelere göre ekonomik açıdan daha fazla gelişmiş olabilmektedir. Örneğin, Japonya doğal kaynaklar bakımından oldukça fakir bir ülke olmasına rağmen zengin doğal kaynaklara sahip pek çok ülkeye göre ekonomik açıdan daha fazla gelişmiştir. Bu tür ülkeler doğal kaynaklar bakımından fakir olmalarına rağmen, sermaye ve teknolojik altyapı bakımından gelişmiş olmaları nedeniyle ihtiyaç duydukları ham maddeleri dışardan temin ederek kendi ülkelerinde kurdukları tesislerde işleyerek mamul maddelere dönüştürmekte ve ekonomik gelişimlerini sağlamaktadır.
Japonya, Güney Kore, Hong Kong, Singapur gibi ülkeler bu özelliktedir.