Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Kullanımı
Yeryüzündeki doğal kaynaklar tükenebilirlik özelliklerine göre yenilenebilir kaynaklar ve yenilenmeyen kaynaklar olarak iki gruba ayrılır.
Dünya nüfusunun artışına bağlı olarak ekonomik faaliyetlerin hacmi de artmaktadır. Bu duruma bağlı olarak üretimin en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin başında olan doğal kaynaklara ve özellikle enerjiye olan talep giderek artış göstermektedir.
Yeryüzündeki doğal kaynakların çok büyük kısmı sınırlıdır. Bazı kaynakların yenilenebildiğini, bazılarının belli şartlar dahilinde yenilenebildiğini, bazılarının ise yenilenemediğini bilmekteyiz.
Ama kötü olan nokta insanların gelişen teknoloji ile birlikte daha çok yenilenemeyen kaynaklara yönelmesidir. Bazı kaynakların rezervleri her geçen gün azalmaktadır. Örneğin, petrol tüketimi bu şekilde giderse 42 yıl sonra bitmiş olacak, doğal gazın ise 60 yıl sonra biteceği tahmin edilmektedir. Bu durumda insanlar geç de olsa yenilenemeyen kaynaklara alternatif olarak ortaya çıkarılan yenilenebilir kaynaklara yönelmeye başlamıştır.
Yenilenemeyen (Tükenebilen) Enerji Kaynakları
Yeryüzündeki rezervleri sınırlı olan enerji kaynakları yenilenemeyen kaynaklar denir. Günümüzde teknolojik gelişmelere bağlı olarak enerji kaynaklarının kullanımı hızla artmaktadır. Bu durum yenilenemeyen enerji kaynaklarının rezervlerinin hızla tükenmesine neden olmaktadır.
Kömür
Kömür yeryüzünde kullanımı en yaygın ve oldukça eski olan bir enerji kaynağıdır. Taş kömürü, antrasit, linyit ve turba gibi çeşitli türleri bulunan kömürün kullanım alanları yanma kalitesine göre farklılık gösterir. Ancak günümüzde kömürün en yaygın kullanım alanı enerji üretimidir. Dünya’daki kömür kaynaklarının çok büyük bir bölümü termik santrallerde enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır.
Kömürün enerji kaynağı olarak kullanılması pek çok çevre sorunun ortaya çıkmasına neden olmasında rağmen dünyada enerji üretimi amacıyla en fazla yararlanılan ikinci kaynaktır. Kömürün dünyadaki birincil enerji kaynakları içindeki oranı %29’dur.
Dünyadaki kömür rezervleri sınırlı ve gelecek 100 yıl içinde yeryüzündeki kömür rezervlerinin bitme noktasına yaklaşacağı tahmin edilmektedir. Günümüzde dünya üzerindeki kömür rezervleri açısından en zengin ülke yaklaşık 237 milyar ton ile ABD’dir. Yaklaşık 157 milyar ton rezerve sahip olan Rusya Federasyonu dünyanın en zengin kömür rezervinde sahip ikinci ülkesi, Çin ise yaklaşık 114,5 milyar ton rezervle en zengin kömür rezervine sahip olan üçüncü ülkedir. Kömür rezervleri bakımından zengin olan diğer başlıca ülkeler ise şunlardır:
- Avustralya (76,4 milyar ton)
- Hindistan (60,6 milyar ton)
- Almanya (40,5 milyar ton)
- Ukrayna (33,9 milyar ton)
- Kazakistan (33,6 milyar ton)
- Güney Afrika Cumhuriyeti (30,2 milyar ton)
Petrol
Petrol, temel enerji kaynaklarından biri olmasının yanı sıra birçok sanayi ürününün ham maddesi olması nedeniyle günümüzün en değerli enerji kaynaklarından biridir. Günümüzde birincil enerji kaynakları içinde tüketim oranı en yüksek olan kaynak %38,2 ile petroldür. Yeryüzündeki sınırlı rezerve sahip kaynaklardan biri olan petrolün günümüzde dünyadaki toplam rezervinin 1,7 trilyon varil olduğu düşünülmektedir. Sınırlı olan bu rezervler enerji ihtiyacının artmasına bağlı olarak hızla tüketilmektedir. Bu nedenle petrol yeryüzündeki petrol rezervlerinin yakın gelecekte bitme noktasına gelmesi beklenmektedir.
Sınırlı rezerve sahip olan petrol rezervlerinin yeryüzündeki dağılışı bölgelere göre farklılık göstermektedir. Dünyadaki petrol rezervlerinin coğrafi bölgelere göre dağılımı şöyledir;
Doğal Gaz
Diğer fosil kaynaklara göre çevreye olumsuz etkisi daha az olan doğal gaz konutların ısıtılması, elektrik enerjisi üretimi ve ulaşım gibi alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yeryüzündeki sınırlı rezerve sahip enerji kaynaklarından olan doğal gazın dünya birincil kaynaklar içindeki tüketim oranı %24,2’tür. Doğal gaz birincil enerji kaynakları içindeki bu oran ile yeryüzünde en fazla tüketilen üçüncü enerji kaynağı durumundadır.
Doğal gazın dünyadaki toplam rezervinin yaklaşık 187,1 trilyon m3 olduğu tahmin edilmektedir. Ancak diğer fosil kaynaklara göre çevre kirliliği üzerindeki etkisinin daha az olması nedeniyle doğal gazın tüketilme hızı büyük artış göstermektedir. Tüketim hızındaki bu artış dikkate alındığında yeryüzündeki doğal gaz rezervlerinin de gelecek 50 yıl içinde bitme noktasına geleceği öngörülmektedir.
Dünya doğal gaz rezervlerinin yaklaşık %42,7’si Orta Doğu’da yer almaktadır. Orta Doğu’yu sırasıyla Avrasya, Asya Pasifik, Afrika, Kuzey Amerika ve Avrupa bölgeleri izlemektedir.