Çevreyi hiçbir şekilde olumsuz etkilemeden kullanabileceğimiz bir enerji kaynağı yoktur. Yenilenebilir enerji kaynakları olarak ifade ettiğimiz hidroelektrik, Güneş, rüzgâr, jeotermal ve biyokütle enerjisi gibi enerji kaynaklarının çevresel etkileri, yenilenemez enerji kaynakları olan petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlara göre daha azdır. Bu nedenle yenilenebilir enerji kaynakları alternatif enerji kaynakları veya çevre dostu enerji kaynakları olarak da anılırlar.
- Hidroelektrik enerji santrallerinin kurulması esnasında tarihî ve kültürel yapılar ile yerleşim yerleri sular altında kalarak bölge halkının göç etmesine neden olur. Barajların yapılmasıyla arazi kayıpları, ormanların tahribi ve akarsu drenaj sisteminin de bozulması gibi çevre sorunları meydana gelir. Barajlar bölgenin klimatik özelliklerini değiştirdiği için ekosistem üzerinde de etkili olmaktadır.
- Jeotermal enerjinin kullanıldığı yerlerde etrafa yayılan sıcak su ve buhar biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır.
- Rüzgâr enerjisi santrallerinin geniş arazi kullanımı, görüntü ve gürültü gibi olumsuz etkileri olmakla beraber elektromanyetik alan oluşturarak çevreye zarar vermektedir.
- Güneş enerjisi elde etmek için kurulan Güneş panelleri geniş alanlar işgal etmekte ve görüntü kirliliği oluşmaktadır.
- Biyokütle enerjisi üretmek için yetiştirilen tarım ürünlerinde gübre kullanımı ve ortaya çıkan atıkların yakılması veya çevreye bırakılması çeşitli çevre sorunlarına neden olmaktadır.
Taş ocaklarının çevreye etkisi
- Taş ocakları, inşaatlarda ve sanayide gerekli olan taş, kum, mıcır, karayolu ve demir yolu dolgu malzemesi ile çimento ve beton üretmek amacıyla kurulmaktadır.
- Taş ocakları bitkiye, insana, suya, tarıma, canlıya, toprağa ve havaya zarar verir.
- Patlamalı yöntem ile ses gürültü ve hava kirliliği artar, yüzey ve yeraltı direnç problemleri kontrol edilemez.
Orman tahribatının çevresel etkileri
- Yeryüzünün 1/4’ünü ormanlar kaplar.
- Tropikal yağmur ormanları yeryüzündeki ormanların % 6’sını kaplar.
- Tropikal yağmur ormanları dünyadaki bitki ve hayvanların %50’sinden fazlasını barındırır.
- Atmosferdeki oksijenin %40’ını tropikal yağmur ormanları oluşturur.
Yağmur Ormanlarının Tahrip Edilmesinin Nedenleri:
- Ulaşım yolları yapmak
- Tarım ve mera alanlarının açılması
- Kereste ve kağıt üretimi
- Madenlerin işlenmesi
- Baraj inşaatları
- Yerleşim ve sanayileşme
- Turizme bağlı yapılaşma vb. dir
Yağmur Ormanlarının Tahrip Edilmesinin Sonuçları:
- Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri
- Biyolojik türlerin yok olması
- Kuraklık, erozyon
- Tarımsal Verimsizlik
- Sel ve taşkınların artması
- Yerel halkın sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan zarar görmesi vb.dir.
Yeraltı Suyunun Kullanımı ve Çevresel Sonuçları
- Yeraltı suyunun insanlar tarafından kullanılması sonucu taban suyu seviyesi azalır ve kıyı kesimlerde tatlı su ve tuzlu su birbirlerine karışır.
- Yeraltındaki boşluklar sonucu çökmeler ve toprağın tuzlanması sorunu görülür.
- Konya ve çevresinde yeraltı suyunun kullanılmasıyla göller kurumakta ve akarsular ile yeraltı suları giderek azalmaktadır.
- Günümüzde yeraltı sularının hızla kullanılması, yeraltı suyunu azaltmış ve kuraklığı daha da arttırmıştır.
- Konya ovasında yeraltı suyunun kullanımı artarsa Tuz Gölü giderek azalacaktır ve çoraklaşma yaşanacaktır.
- Yeraltı suyunun kullanımı artarsa yeraltında büyük obruklar oluşacak ve Türkiye’nin en büyük ovası delik deşik olacaktır.
- Yeraltı suyunun kullanımı ülkelere göre değişiklik göstermektedir.
Örneğin;
- Meksika’nın Mexico City şehri kurumuş bir göl tabakasında kurulmuş olmasından dolayı şehir alanı çökmektedir.
- İsrail’in Tel Aviv şehri yeraltı suyunun aşırı kullanımı sonucu belirli bir alanda yeraltı suyuna deniz suyu karışmıştır.
- Yeraltı sularına tatlı su enjekte edilerek tuzlu suyun iç kesimlerindeki yeraltı suyuna karışması önlenmiştir.