Doğal Kaynakların Sınıflandırılması
Doğada kendiliğinden oluşmuş, insandan önce de var olan, oluşumunda insan aklının ve teknolojinin etkili olmadığı zenginlik ve enerji kaynaklarına doğal kaynak denir. Doğal kaynakların sınıflandırılması birçok ölçüte göre yapılabilir. Bunların başlıcaları yenilenme durumuna göre; yenilenebilen, yenilenemeyen ve belirli koşullarda yenilenebilen doğal kaynaklardır. Canlılık durumuna göre de canlı ve cansız doğal kaynaklar olarak sınıflandırılabilir.
Yenilenme Durumuna Göre
Doğal kaynaklar içinde yenilenebilen ya da belirli koşullarda yenilenebilen doğal kaynakların kullanımının teşvik edilmesi gerekir. Yenilenemeyen kaynakların tüketimi, gelecekte sorun oluşturabilir. Yenilenemeyen doğal kaynaklar içinde olan fosil yakıtlardan kömür, petrol ve doğal gaz kullanımı havadaki karbon oranının artmasına da yol açar.
Not: Fosil yakıtlar içinde hava kirliliğine en az yol açan kaynak doğal gazdır.
Canlılık Durumuna Göre
Doğal Kaynakların Kullanım Alanı
Doğal kaynaklar insan dışında gelişen ancak insan yaşamının en önemli parçasıdır. Hava, tatlı su, tarım toprakları, bitki, hayvan ve güneş insanların yaşaması için gereken temel doğal kaynaklardır. Doğal kaynakların başlıca kullanım alanları ise şunlardır:
Doğal Kaynak ve Ekonomi İlişkisi
Bilgi birikimine ve doğal kaynaklara sahip gelişmiş ülkeler doğal kaynakları doğru ve etkili biçimde kullanır. Bu yüzden bu ülkelerin kalkınma hızı da yüksektir. Rusya, ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Fransa, Çin gibi ülkeler doğal kaynakları doğru şekilde kullandığı için gelişmiştir. Bazı ülkeler zengin doğal kaynaklara sahiptir. Ancak bilgi birikimi ve sermaye yetersizliğinden dolayı doğal kaynakları doğru kullanamadıkları için yeterince gelişememişlerdir. Bu ülkeler genellikle doğal kaynakları ham madde olarak ihraç eder. Nijer, Güney Afrika Cumhuriyeti, Irak gibi ülkeler örnektir.
Doğal kaynak yönünden fakir ancak teknoloji, sermaye ve iş gücü yönünden zengin olan ülkeler yurt dışından doğal kaynakları ham madde olarak alır, işler ve bu kaynakların bir bölümünü ihraç ederken bir bölümünü de kendileri kullanırlar. Örneğin, yer altı kaynakları bakımından fakir olan Japonya yurt dışından aldığı ham maddeyi işler. Güney Kore, Tayvan, Hong Kong, Singapur gibi ülkeler örnek verilebilir. Doğal kaynaklar bakımından fakir ve teknolojik gelişmeyi de sağlayamamış ülkeler doğal kaynakların çoğunluğunu yurt dışından alır. Moğolistan, Cad, Namibya gibi ülkeler örnek verilebilir.
Türkiye’de Doğal Kaynakların Kullanımı
Türkiye, yer altı ve yer üstü doğal kaynakları bakımından zengin bir ülkedir. Doğal kaynaklarımız tarım, hayvancılık, sanayi, turizm gibi ekonomik faaliyetlerde kullanılır.
Toprak
Ülkemizde düz araziler üzerinde bulunan topraklar tarımsal faaliyetlerde kullanılır. Özellikle kıyı kesimdeki verimli topraklarda tarımsal üretim daha fazladır. Ayrıca step ve çayır bölgeleri hayvancılık faaliyeti için uygundur. Bunun dışında topraklar; kiremit, tuğla, cam, porselen, seramik ve çimento sanayilerinde ham madde olarak kullanılır.
Bitki Örtüsü
Bitki örtüsü içinde yer alan otlar (step ve çayır) hayvancılık faaliyetlerinde kullanılır. Ormanlar ise sanayide ham madde olarak kullanılır. Bazı orman alanları rekreasyon alanı olarak da kullanılır.
Madenler
Demir, bakır, krom, boksit, bor gibi madenler sanayide ham madde olarak kullanılır. Taş kömürü, linyit, doğal gaz ise termik santrallerde enerji üretiminde ve konutların ısıtılmasında kullanılır. Petrol ise daha çok motorlu araçlarda kullanılır.
Sular
Türkiye’de akarsular daha çok tarımsal sulama, hidroelektrik enerji üretimi, içme ve kullanma suyu olarak kullanılır. Bunların dışında göl, deniz ve akarsular balıkçılık, spor ve turizm faaliyetlerinde de kullanılır. Yerin derinliklerinden çıkan sıcak sular ise jeotermal enerji üretiminde, ısınmada ve kaplıca turizminde kullanılır.
Rüzgâr
Türkiye’de rüzgâr hızının yüksek olduğu İzmir, Çanakkale, Aydın, Hatay gibi illerimizde rüzgâr santrali kullanılarak enerji elde edilir.
Güneş
Türkiye genelinde güneşli gün sayısı fazladır. Son zamanlarda güneşten elde edilen enerji artmıştır. Özellikle Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgeleri kıyılarında güneşten faydalanma giderek çoğalmaktadır. Ayrıca güneşli gün sayısı fazla olduğu için Akdeniz ve Ege Bölgeleri kıyılarında deniz turizmi de gelişmiştir.