Doğal Kaynak Kullanımının Çevresel Etkileri Ayt Coğrafya
Doğal Kaynak Kullanımının Çevresel Etkileri
Ülkelerin sahip oldukları doğal kaynaklardan yararlanma özellikleri üzerinde etkili olan temel faktördür. Bu nedenle gelişmişlik düzeyleri farklı olan ülkelerin doğal kaynaklardan yararlanma düzeyi ve doğal kaynak kullanımının doğal çevre üzerindeki etkileri de farklılık göstermektedir. Gelişmişlik düzeyinin yüksek olduğu ülkelerde doğal kaynakların kullanımı esnasında ileri teknolojilerin kullanılması, çevreye yönelik yasal düzenlemelerin ve toplumun çevre bilincinin daha yüksek olması nedeniyle doğal kaynak kullanımının çevre sorunlarının oluşmasındaki etkisi daha azdır. Gelişmişlik düzeyinin düşük olduğu ve gelişmekte olan ülkelerde ise genellikle doğal kaynakların kullanımının çevresel etkileri daha az dikkate alınmaktadır. Bu nedenle de bu tür ülkelerde doğal kaynak kullanımının yarattığı çevresel sorunlar daha fazladır.
Gelişmiş Ülkelerde Doğal Kaynak Kullanımının Sonuçları
Gelişmiş ülkelerde doğal kaynak kullanımında teknoloji kullanımı daha fazladır. Bu durum doğal kaynaklardan verimli bir şekilde yararlanılırken çevre tahribatının minimum düzeyde tutulmasını sağlar. Ayrıca gelişmiş ülkelerde genellikle doğal çevrenin korunmasına yönelik bilinç ve tutum daha yüksektir. Bu ülkelerde doğal kaynak kullanımı esnasında çevrenin korunmasını sağlayacak çeşitli yasal düzenlemeler bulunmaktadır.
Gelişmiş ülkelerdeki doğal kaynak kullanımına örnek verilebilecek ülkelerden biri İsveç’tir. Yüz ölçümünün yaklaşık %52’si ormanlarla kaplı olan İsveç kereste, kâğıt hamuru ve kâğıt sanayi sektörlerinde dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Ülkenin ihracat gelirleri içinde ormancılık faaliyetlerinin payı %12 civarındadır.
Ormancılık faaliyetlerinin yüksek teknolojinin kullanıldığı İsveç’te yürütülen ormancılık faaliyetlerinin temel ilkelerini sürdürülebilir üretim ve biyoçeşitliliğin korunması oluşturmaktadır. Ülkede yürütülen ormancılık faaliyetleri nedeniyle kesilen ağaçların yerine yenilerinin dikilmesi ve ağaç kesimi yapılan alanların yeniden ağaçlandırılması kanuni zorunluluktur. Bu durum hem ülkede yürütülen ormancılık faaliyetlerinin sürdürülebilir şekilde gerçekleştirilmesine olanak sağlamakta hem de doğal çevrenin korunmasına katkı sağlamaktadır.
Su kaynaklarının oldukça kısıtlı olduğu Orta Doğu bölgesinde yer alan İsrail gelişmiş altyapı ve teknolojik olanakları ile tarımsal faaliyetler açısından oldukça gelişmiştir. İsrail’de su kaynaklarının oldukça sınırlı olduğu Arava Çölü’n de çevresinde kurulmuş modern çiftliklerle bu bölge adeta çöl içinde yer alan bir vaha gibidir. Bölgedeki toprak ve iklim koşulları tarımsal faaliyetlere uygun olmamasına rağmen bölgedeki tuzlu sular arıtılarak sulamalı tarım yapılabilmektedir.
İsrail gibi modern tarımsal yöntemlerin kullanıldığı ülkelerde yürütülen tarımsal faaliyetlerde bitki köklerinin ihtiyaç duyduğu su ve sıcaklık gibi fiziksel koşulları kontrol altına alınarak tarımsal ürün çeşitliliği arttırılmakta ve sürekli ürün üretilebilmektedir. Böylece yapılan tarımsal faaliyetlerde hem yüksek verim elde edilmekte hem de mevcut kaynaklar sürdürülebilir şekilde kullanılmaktadır.
Türkiye’de özellikle son yıllarda geliştirilen çeşitli projeler ile doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasına yönelik önemli çalışmalar yapılmaktadır. Kanal Edirne Projesi ve Konya Ovası Sulama Projesi bu çalışmalara örnek gösterilebilir.
Gelişmemiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Doğal Kaynak Kullanımının Sonuçları
Bu tür ülkeler, mevcut kaynaklarını bir çevre planlaması gerçekleştirmeden tüketmektedir. Yasal düzenlemeler olmadığından sözgelimi, maden işletmek isteyen bir girişimci bunun için koca bir ormanı yok edebilmektedir. Daha önce ülkemizde de yaşandığı gibi, yanan bir orman ağaçlandırma yapılmadığı için boş kalıyor ve bu boş kalan yerler bazı kişiler tarafından işgal ediliyordu. Geri kalmış ülkelerde sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılmaz, arıtma tesisi bulunmaz. Bu yüzden gelişmemiş bu tür ülkelerde çevre sorunları daha büyük ölçeklerde yaşanmaktadır.
Gelişmekte olan çoğu ülkede, zengin doğal kaynakların var olması yeterli değildir. Çünkü teknolojik imkânsızlıklar sebebiyle maksimum verim almadan ve sürdürülebilir faydalanma olmadan geri kalmış yöntemlerle doğal kaynak kullanımını gerçekleştirmektedir. Bu durum hem kaynağın hızla tüketilmesine sebep olmakta hem de çevreye zarar vermektedir.
Gelişmemiş ülkelerdeki doğal kaynak kullanımına Endonezya örnek gösterilebilir. Ülkede son yıllarda uygulanan yanlış politikalar sonucunda ormanların büyük bölümü yok olmuştur. Ülkede çevresel etkiler dikkate alınmadan ve sadece kısa vadeli ekonomik getiriler göz önünde bulundurularak yapılan ormancılık faaliyetleri sonucunda orman arazilerinin büyük bölümü yok edilmiştir. Palm yağı üretimi amacıyla orman arazilerinin hızla tahrip edilmesi sonucunda ülkedeki bir çok bitki ve hayvan türü yok olma tehlikesi altına girmiştir.
Ayrıca ülkede bulunan yağmur ormanlarının tarımsal arazi ve yerleşim alanı açmak amacıyla tahribi büyük son dönemlerde büyük artış göstermektedir. Bu tahribat hem canlı ekosistemini olumsuz yönde etkilemekte hem de hava kir1iliği başta olmak üzere bir çok çevre sorununun yaşanmasına neden olmaktadır.
Kazakistan ve Özbekistan arasında yer alan Aral Gölü’nde oluşan olumsuzluklar son yüzyılın en önemli çevre felaketlerinden biridir. Aral Gölü 1960’lı yıllarda dünyanın en büyük 4. gölüyken 2000 li yıllara kadar hızla çölleşmiştir. Gölün can damarları olan Seyhun ve Ceyhun ırmakları üzerinde barajlar yapılmıştır. Büyük bir hırsla nehir suları pamuk tarlalarına pompalanmış, sonunda Aral Gölü büyük oranda kurumuştur. Günümüzde göldeki ulaşım ve balıkçılık faaliyetleri bitme noktasına gelmiştir.
Aral Gölü’de yaşanan kuruma sonucunda göl çevresindeki tarım arazileri de yok olmuştur. Ayrıca gölün kuruması bölgedeki iklim koşullarında da değişimlere neden olmuş bölgede kış mevsiminin daha erken başlayıp uzun sürmesine neden olmuştur.