1. DOĞAL DESTAN
- Eski çağlarda ulusun vicdanında derin izler bırakan tarihî ve toplumsal bir olay, yine (: çağlarda ozanlar tarafından parça parça söylenirdi.
- Her milletin destanı yoktur. Ancak tarihi ve büyük geçmişe ait milletler destana sahiptir.
- Ulusların vicdanında derin izler bırakan tarihsel ve toplumsal olaylar çeşitli ozanlarca parça parça söylenir. Halkın belleğinde yaşayan bu parça parça şiirleri bir folklorcu veya bir ozan kendisinden bir şey katmadan toplar. Örneğin, Finlerin “Kalevala” adlı ulusal destanı halk arasında “Runo” denen türkülerin bir araya toplanmasıyla meydana gelmiştir. Dr. Lönnrot bu türküleri köylüler ve saz şairlerinin ağzından derlemiştir.
- Ulusal bir şair halkın belleğinde yaşayan şiirlerden esinlenerek ulusal destanı bir bütün halinde söyler, burada hem ortak hem de bireysel yaratıcılık söz konusu olur. Örneğin, Eski Yunanlıların Troya Savaşı’na gidiş ve dönüşlerini anlatan İlyada ve Odise’yi Homeros adlı bir ozan bu şekilde derlemiştir.
Doğal destanlar, üç aşamada gelişir:
- a) Çekirdek (Doğuş / Oluşma) safhası: Toplumu derinden etkileyen önemli sosyal ve tarihî bir olay meydana gelir, bu olaylar içinde efsanevî kahramanlar görülür.
- b) Yayılma safhası: Bu safhada toplumu derinden etkileyen bu çekirdek olay, ı’destancı” adı verilen ozanlar tarafından efsanevi-mitolojik unsurlarla beslenip süslenerek sözlü gelenekte kuşaktan kuşağa aktarılır. Böylece bu olaylar millî ve anonim bir nitelik kazanır.
- c) Derleme (Tespit / Yazıya Geçirme / Toplama) safhası: Geleneği çok iyi bilen güçlü bir ozan ve araştırmacı sözlü gelenekte yaşayan bu şiirsel anlatımları birleştirerek destan formatında kurgular ve yazıya geçirir.
Dünyadaki başlıca doğal destanlar
Destanın Adı | Derleyeni | Ait Olduğu Ülke |
---|---|---|
Şehname | Firdevsi | İran |
Kalevala | Dr. Lönnrot | Fin |
Nibelungen | Lied | Alman |
Mahabarata-Ramayana | Valmiki | Hint |
İlyada-Odysseia | Homeros | Yunan |
Gilgamış | Sin-Leqi-Unninni (tahmin) | Sümer |
Şinto | Kojiki ve Nihon Shoki | Japon |
İgor | Bilinmiyor | Rus |
Le Cid | Bilinmiyor | İspanyol |
Chanson De Roland | Bilinmiyor | Fransız |
Beowulf | Bilinmiyor | İngiliz |
Dünya edebiyatının ilk destanlarından
İLYADA
Batı edebiyatının en eski örneği ve bütün zamanların en güzel şiirleri arasında sayılır. Truva Savaşı ve bu savaşta yer alan insanlarla ilgili söylenceleri dile getirir. Truva Savaşı, Akhalar ( Yunanlılar) ve Truvalılar arasında gerçekleşmiş, savaş on yıl sürmüştür. Yaklaşık olarak MÖ 8. yüzyılda yazılan 24 bölümlük İlyada Destanı altılı ölçüyle yazılmış toplam 15 bin dizeden oluşur.
Eserin Özeti: Tannça Eris (=kavga), tanrılar tarafından deniz tanrıçası Thetis ile evlendirilen Peleus’un (=Zeus’un torunu) düğününe çağrılmadığına gücenerek altın bir elmanın üzerine “En güzel kadına” sözlerini yazıp misafirler arasına atar Üç Tanrıça, Hera (=en ulu kadın tanrı, Zeus’un karısı), Athena (=savaş tanrıçası, Zeus’un kızı), Aphrodite (=sevgi ve güzellik tanrıçası), içlerinde hangisinin en güzel olduğu hakkında kavgaya tutuşurlar ve Zeus’un tavsiyesi üzerine Troia kralı Priamos’un oğlu güzel Paris’i (öbür adı Aleksandros) hakem yaparlar Hera ona iktidar ve egemenlik, Athena ün ve şeref, Aphrodite dünyanın en güzel kadınını vermeyi vadeden Paris, Aphrodite’yi seçer ve onun yardımıyla Isparta kralı Menelaos’un karısı güzel Helena’yı Trioa’ya kaçırır.
Bunun üzerine bütün Yunanlılar, Trioa’ya karşı bir öç alma seferine hazırlanırlar Ordu ve donanma Aulis Limanı’nda toplanır. Fakat tanrıça Artemis, rüzgâr vermez. Yunan ordusuna baş olarak seçilen Argos kralı ve Menelaos’un kardeşi Agamemnon, kâhinin tavsiyesi üzerine kızı İphigeneia ’yı, Artemis’e kurban eder. Artemis, lphigeneia’yı bir dişi geyikle değiştirerek kızı kurtarır, Tavris’teki tapınağa göt ün Yunanlılar yelkenleri açıp Troia kıyısına çıkarlar. On yıl süren bir dövüş başlar. Bu savaşta tanrıça Aphrodite ile tanrı Apollan (=ışık tanrısı) Troia’lılardan yana olurlar tanrıça Hera ile Athena ’da Yunanlılara yardım ederler. Savaşın son yılında, kral Agamemnon, kahraman Akhilleus savaştan çekilir Troialılar, krallarının büyük oğlu kahraman Hektor’un öncülüğü altında, Yunanlıları kıyıya kadar sürerler, onların ordugâhına ateş vermeye kalkarlar Bu sırada Akhilleus, kendi silahlarını en yakın dostu Patroklos’a verip onu savaşa yollar, fakat Hektor Patroklos’u öldürüp elindeki silahları alır. Bunun üzerine, arkadaşının ölümünün verdiği acı ile çileden çıkan Akhilleus, tanrı Heptaistos’un (:ateşin ve demircilerin tanrısı) yaptığı yeni silah/ada yeniden savaşa katılır, arkadaşının öcünü almak için Hektor’u tam üç defa Troia surları etrafında kovaladıktan sonra karşılıklı bir vuruşmada onu yere serer, ölüsünü savaş arabasına bağlayarak Patroklos’un mezarı etrafında dokuz gün toz toprak içinde sürükler fakat tanrıların emri üzerine ölüyü babasına teslim eder.