Divan Edebiyatında Nesir AYT
DİVAN EDEBİYATINDA NESİR
Divan edebiyatında düzyazıya “nesir”, nesir biçimindeki yazıya “ mensur ” veya “mensure”, nesir yazarlarına “nâsir” adı verilir.
Konudan çok konunun işlenişine yani söyleyiş güzelliğine önem verilmiştir.
Söz sanatlarına ve mecazlara yer verilmiştir.
Ağır ve süslü bir dil kullanılmıştır.
Arapça ve Farsça sözcük ile tamlamalar çokça kullanılmıştır.
Cümleler uzundur, paragraf düzeni yoktur.
Günümüzdeki anlamıyla noktalama işaretleri kullanılmamıştır.
Secilere, sıkça yer verilmiştir. Nesirde kullanılan kafiyelere seci adı verilir. Daha çok divan edebiyatı nesircileri tarafından kullanılmıştır. İfadeye canlılık, akıcılık ve hafiflik kazandırır. Dikkati yazı üzerinde toplamak, hünerli söz söylemek amacına yönelik olarak yapıldığı gibi amaçsız olarak da meydana getirilebilir.
Divan nesri süslü, sade, orta nesir olmak üzere üçe ayrılır.
a) Sade Nesir
Halkın konuşma diliyle yazılmış, sanat oyunlarına ve süslü ifadelere yer vermeyen, kolay anlaşılan nesirdir.
Geniş halk kitlelerine değişik konularda bilgi vermeyi amaçlayan, Kuran tercüme ve tefsirleri, hadis kitapları, evliyaların kerametlerine yer veren menakıpnameler, ilmihâl, vaaz kitapları, halka mahsus tasavvufî eserler, fütüvvetnameler, dinî-destanî halk hikâyeleri, anonim Osmanlı tarihleri, Giritli Ali Aziz’in Muhayyelat’ı, Seydi Ali Reis’in Mirafü’l Memalik’i sade nesirle kaleme alınmışlardır.
Sade nesre aşağıdaki parçayı örnek verebiliriz:
b) Orta Nesir
Süslü nesir ile sade nesir arasında yer alan bir nesir türüdür.
Hem halkın konuşma dilinden farklı bir kültür diline sahiptir hem de süslü nesrin sanatlı üslûbundan uzaktır.
Doğrudan doğruya anlatılmak istenen meram ortaya konmaya çalışılır.
Birçok dinî, ahlâkî, siyasî, coğrafî, tarihî eserler, biyografiler genellikle orta nesirle yazılmıştır. Naima’nın Tarihleri, Lütfi Paşa’nın Asafname’si, Kâtip Çelebi’nin Mizanü’l-Hak’kı, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si, Koçi Bey Risalesi orta nesir örnekleridir.
c) Sanatlı Nesir (Sanatkârane / Süslü Nesir)
Divan edebiyatındaki güzel yazma amacını taşıyan nesir süslü nesir ya da inşa, süslü nesir yazanlara münşî ve bu metinlerden oluşmuş eserlere de münşeat adı verilmiştir.
İnşa (süslü nesir) adı verilen divan nesirlerinin dili genellikle Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalarla dolu, secili; cümleler uzun ve sanatlıdır.
Süslü nesir türüyle yazılmış eserleri belli bir kültür ve eğitim düzeyine erişmiş olan kesim anlayabilir.
Sinan Paşa, süslü nesrin ilk temsilcisi sayılır. Sinan Paşa’nın Tazarruname’si, Meysî ‘nin Dürretü’t-Tac ve Münşeat’ı ve Nergisî ’nin Nihalistan’ı süslü nesrin diğer temsilcileridir.