- Bir ulusun hayatını yakından ilgilendiren savaş, göç vb. gibi tarih ve toplum olaylarını anlatan uzun ve çoğunlukla manzum veya manzum-mensur karışık anlatılardır.
- Destan, dilimize Farsça “dâstân” sözcüğünden gelmiştir.
- Eski Yunancada ve Batı dillerinde “epope”, Farsçada “dâsitan” sözcükleriyle karşılanan kahramanlık temalı epik anlatılar, Türkçede “destan” ve “epope” terimleriyle karşılanmaktadır. Farsça “name” terimi ile de özellikle mensur destanlar karşılanmaktadır. Örneğin, “Danişmentname”, “Saltukname”, “Battalname” gibi destan adlarında “name” sözcüğü “destan” anlamındadır.
- Destanlar evrensel değil ulusaldır. Ait olduğu toplumun milli ve kültürel özelliklerini yansıtır.
- Sözlü edebiyatın en eski ürünleri olup tarihi kaynak olarak yararlanılır bu türden.
- Destanlar milletlerin geçmişlerindeki diri ve canlı hedeflerin belli amaçlar doğrultusunda geleceğe aktarılmasını sağlayan birinci derecede öneme sahip sözlü veya yazılı belgelerdir. Bu sebeple milletler destanlarına her yönüyle milli bir unsur olarak bakarlar.
- Milletlerin tarihî nitelikleri, ırk özellikleri ve millî değerleri destanlarda açıkça belirir. Oğuz Kağan Destanı’nda cihangirlik ve devlet kurma tutkusu, Köroğlu Destanı’nda haksızlığa isyan ve devlete itaat yan yanadır.
Bütün Türk destanlarında iyiliğe, savaşçılığa, güce, sözde durmaya büyük değer verilmektedir. Buna karşılık Yunan destanları İlyada ve Odise’de hile ve yalanın adeta övüldüğü görülmektedir. Bu destanlarda şarap, kadın, eğlence ve dünya zevklerine düşkünlük yaygındır. Bazı destanlarda manevi inanışların kılıç gücüne üstün tutulduğu da görülür. Destanlar millî ahlak ve bilinci sağlamak, korumak ve derinleştirmek bakımından önemli bir hizmet görürler.
Destanlar “doğal” ve “yapma” destan olmak üzere iki gruba ayrılır.
Destan, âşık edebiyatı terimi olarak da kullanılır. Âşık edebiyatında koşma nazım şekliyle yazılmış ve sosyal, mizahî ve tarihî konuları işleyen nazım türü de “destan” kavramıyla karşılanmaktadır. Kayıkçı Kul Mustafa’nın “Genç Osman Destanı” ile Levni`nin “Atalar Sözü Destanı” bu türe örnektir. Türk halk şiirinin bir türü olan destan koşmaya benzeyen, dörtlük sayısı konuya göre çoğalan ve toplumu ilgilendiren önemli olaylar üzerine yazılmış şiirlerdir. Bu türün kim tarafından söylendiği bellidir. Oysaki edebiyat türü olarak bildiğimiz destan anonimdir. Yani kim tarafından söylendiği bilinmez.
Olay
- Destanlar, toplumda derin izler bırakmış olayları anlatır. Destanlarda olağanüstü olaylar ağırlıklı olarak işlenir. Destanlardaki olaylar ne masallardaki gibi olağanüstüdür ne de romandaki gibi gerçekçidir. Olayların tarihî bir zemini vardır. Örneğin, Yunanlıların İlyada Destanı Truva Savaşı’ndan, Uygurların Göç Destanı ise Asya’daki içdenizin kurumasından doğmuştur.
Kişiler
- Destan kişileri seçkindir. Ana karakterler lider, yol gösterici bir rol üstlenen bir destan tipini oluşturur. Kahramanlar, hem insanî hem olağanüstü nitelikleri kendilerinde toplamışlardır. Destan kişilerinin bazısı akıl almaz irilikte ve yenilmez güçtedir. Orduları tek başına yener, dağları kaldırıp yol açabilirler. Kırk günlük mesafeyi bir anda geçebilirler. Destan kahramanları asıl kahramanlar, hayali kahramanlar ve gerçek kahramanlar olmak üzere üçe ayrılır. Asıl destan kahramanlarının çoğu üst tabaka insanları, yani krallar, kraliçelerdir. Bazı destanlarda çobanlar, seyisler, çiftçiler de kahraman olarak seçilir.
Zaman
- Destanların zamanı, yani olayların ne zaman gerçekleştiği kesin olarak bilinmez. Ancak olayın aşağı yukarı hangi
yüzyılda geçtiği bilinebilir. Destanlardaki zaman, tarihin verdiği bilgilere dayanarak tahmin edilebilir. Oğuz Kağan
Destanı`ndaki Oğuz Kağan aslında tarihte yaşamış Mete Han`dır.
Mekân
- Destanlarda olayın geçtiği yer, kesin olarak belli değildir. Masallardaki gibi tamamen belirsiz değildir. Olayın geçtiği yer, aşağı yukarı belirlenebilir. Türk destanlardaki dağ, bozkır, av, orman bolluğu; Yunan destanlarındaki deniz, ada, gemi, evcil hayvan çokluğu; Fin destanlarındaki kar, buz, köy, el sanatlarının çokluğu coğrafi özelliklerin yansımasıdır.
- Destanlarda hem gerçek hem de gerçek dışı mekânlar iç içe bulunur. Bilinen ülke ve şehir isimlerinin yanında Kafdağı, Şah-ı Marân ülkesi, Cinnistan gibi masal ve efsane ülkelerine yer verilir.
Şekil Özellikleri
- Destanlar genel olarak manzum (ölçülü-kafiyeli) türlerdir. Ancak az da olsa nazım-nesir karışık destanlar da vardır. Destanlar aslında şiir halindedir ancak yazıya geçirilirken düzyazı haline getirilebilir.
Mitoloji ve Mit terimi
- Mitoloji, mitleri inceleyen bilim daldır. Mit, doğaüstü varlıkların, eylemlerinin öyküsünü oluşturur. Bu öykü kesinlikle gerçek ve kutsal olarak kabul edilir, her zaman bir yaratılış ile ilgilidir, bir şeyin yaşama nasıl geçtiğini ya da bir davranışın, bir çalışma biçiminin nasıl yaratılmış olduğunu anlatır. Mitlerin gerçek olduğuna inanılır.
- Mitler “insanların yaratılışıyla ilgili mitler” (antropogoni), “evrenin nasıl oluştuğu ile ilgili mitler” (kozmogoni), “tanrıların nereden geldiklerini anlatan mitler” (teogoni) ve “tufan, kıyamet ve dünyanın sonuyla ilgili mitler” (eskatoloji) olmak üzere dörde ayrılır.
- Mitler, destanla benzerlik gösterir. “Mit kutsal bir öyküyü anlatır; en eski zamanda, ‘başlangıçtaki’ masallara özgü zamanda olup bitmiş bir olayı anlatır. Mit, doğaüstü varlıkların eylemlerinin öyküsünden oluşur. Bu öykü kesinlikle gerçek ve kutsal olarak kabul edilir.
- Mit, her zaman için “yaratılışla” ilgilidir, her şeyin yaşama nasıl geçtiğini ya da bir davranışın, bir kurumun, bir çalışma biçiminin nasıl yaratılmış olduğunu anlatır.