Depremler (Seizma) Tyt Coğrafya

Depremler (Seizma)

Yer kabuğunda doğal nedenlerden dolayı oluşan ani ve şiddetli sarsıntılara deprem denir. Halk dilinde zelzele olarak bilinen depremler saniyelerle ifade edilen sismik dalgalanmalar yaratır ve adeta bir göle atılan büyük taş parçalarının oluşturduğu halkalar gibi merkezden çevreye doğru yayılır. Levhaların sıkışması sonucu oluşan bu harekette enerji boşalımı çok büyük olduğundan şiddetli depremlerde yer kabuğu kırılır.

Depremler oluşumlarına göre üç bölüme ayrılır: Çöküntü depremleri, volkanik depremler ve tektonik depremler.

a) Göçme (Çöküntü) Depremleri

Bu depremler yer kabuğunun içinde, yerin yüzeyine yakın oluşmuş mağara ve galeri gibi yer altı boşluklarının tavanlarının zamanla aniden çökmesiyle oluşan sarsıntılardır. Etki alanları dardır. Daha çok kolay eriyebilen ve çözünebilen başta kalker, jips, ve kaya tuzu arazilerinde veya maden ocaklarının galerilerinde görülür.

b) Volkanik Depremler

Aktif volkanların bulunduğu arazilerde yanardağ püskürmesi sırasında büyük bir gürültü ve sarsıntı olur. Bu şiddetli sarsıntılar 4 – 6 şiddetinde depremin oluşmasına neden olabilir.

Volkanik depremler sonucunda küçük fay hatları, sıcak sular, gayzerler oluşmakta, kırılan yer kabuğu ve çatlaklar nedeniyle heyelanlar oluşmaktadır.

c) Tektonik Depremler

Levha hareketleri sonucunda oluşan ve kırık (fay) hatları boyunca etkisi çok olan, büyük miktarda can kayıplarına neden olan depremlerdir. Bu depremler sonucunda karşılıklı gerilmelerin, itilmelerin düşey yönde sıkıştırmaların neden olduğu yer kabuğu kırılmaları ve yırtılmaları oluşur.

Depremle ilgili bilim dalı sismolojidir. Bu konuda araştırmalar yapan bilim insanları sismolog olarak bilinir.

Tektonik depremler sırasında yer kabuğunun zayıf noktaları tekrar kırılarak faylar oluşur. Diri fay olarak bilinen bu bölgelerde başlıca dört tip kırılma (faylanma) hareketi vardır.

Fay Çeşitleri

1. Normal (Düşey) Fay

Yer kabuğundaki gerilmeler sonucunda fay bloklarının yukarı aşağı yönde hareketi sonucunda oluşan faylanmadır. Kırılıp çöken kısım bir basamak şeklinde aşağıda kalır. Kırılma yüzeyine fay aynası denir. Bir basamak şeklinde kırılma gerçekleşir.

2. Ters Fay

Yarı basınçların ve itilmelerin olduğu yer kabuğu bloklarında ağır ve güçlü blok kırıldığı yerden hafif olan bloğun altına doğru girinti yapar.

3. Doğru Atımlı (Transform) Fay

İki yer kabuğu bloğu veya levhanın yanal yönde birbirini sıyırarak hareket etmesi ve tıpkı bir kâğıt yırtılması sonucu oluşan kırılma hareketidir. Genelde uzun süreli depremler bu şekildeki faylar üzerinde (Kuzey Anadolu Fayı, ABD’nin batısında bulunan San Andreas Fayı) gerçekleşir.

4. Bindirme Fayı

Yanal sıkıştırmaların olduğu bloklarda şiddetli basınçların etkisiyle bir bloğun diğerinin üstüne doğru ilerlemesiyle temas yüzeyi boyunca üzerini örtmesiyle oluşan faylanmalardır.

Deprem Dalgaları ve Özellikleri Nelerdir?

Depremin oluştuğu yer altındaki noktaya iç merkez (hiposantr) denir. İç merkezin üstünde yer yüzeyinde en çok hissedildiği yere dış merkez (episantr) denir. Buraya aynı zamanda depremin merkez üssü de denir. İç merkez ile dış merkez arasındaki uzaklık odak derinliği olarak belirlenir.

Depremin oluştuğu bölgede meydana gelen titreşim ve salınım hareketleri dalgalanmalara sebep olur. Bu dalgalanmalara deprem dalgaları denir.

P ve S dalgaları: Cisim dalgaları şeklinde tanımlanan bu dalgalar yerin içinden yani depremin odağından yukarıya doğru tıpkı bir yayı çekip bıraktığımız anda oluşturduğu titreşim ve salınım hareketleridir. Geçiş hızları oldukça fazladır. (8 — 10 km/saniye)

R ve L dalgaları: Genliği daha büyük olan dalgalardır. Dairesel hareket eden R dalgaları ile yılan gibi kıvrılarak hareket eden L dalgalarıdır. Hareket hızları daha azdır. (6 – 8 km/saniye)

Depremin etkisi nelere bağlıdır?

  • Depremin büyüklüğüne,
  • Odak derinliğine (oluştuğu derinlik),
  • Merkez üssüne uzaklığa,
  • Fay hattına yakınlığı,
  • Arazinin yapısına (kaya özellikleri),
  • Binaların dayanıklılığına,
  • Alınan önlemlere bağlıdır.

Deprem Dalgalarının Ölçümü ve Etkisi Nasıldır?

Depremin şiddetini ölçen alet sismograftır. Bu alet üzerindeki kâğıda titreşimler kaydedilir ve incelenir. Depremin dinamiği ve değişimi incelenir.

Depremin büyüklüğü çeşitli kriterlere göre ölçeklendirilir Bunlardan en çok kullanılanları Richter (ML) ve Mercalli ölçekleridir. Son yıllarda Richter ölçeğinin yerini moment magnitüt ölçeği (Mw) almıştır.

Moment magnitüt ölçeği, depremi oluşturan enerjinin büyüklüğünü ölçer. Bu ölçek logaritmik olarak arttığından, ölçekteki 1 birim artış, yer hareketlerinde 101,5 (31,6) katlık artışa yol açar. Aynı şekilde 2 birimlik artış 103 (1000) katlık artışa yol açar.

Örneğin; 4,1 büyüklüğündeki bir deprem 3,1 şiddetindeki bir depremden 31,6 kat, 2,1 şiddetindeki depremden 1000 kat daha şiddetlidir. Bu ölçeğe göre MW 3,5 şiddetinden daha küçük depremler hissedilmez.

Mercalli ölçeği ise depremin yüzey ve cisimler üzerinde yaptığı etkiye göre göreceli bir ölçeklendirme yapar. Bu ölçekte depremin şiddeti 1 ile 12 arasında Roma rakamlarıyla ölçeklendirilir.

Depremin Olası Sonuçları Nelerdir?

  • Yer yarılmaları, çatlaması ve yıkılması
  • Tarım alanları ve yerleşim alanlarının zarar görmesi
  • Sarsıntı sırasında heyelan ve yer göçmeleri olması
  • Zemin sıvılaşmasıyla binaların çökmesi ve zemine batması
  • Yol, köprü, tünel, baraj çökmeleri
  • Nükleer santral patlamaları veya sızıntıları (Japonya’da Fukuşima Daiçi Nükleer Santrali)
  • Su boruları, doğal gaz boruları patlar, elektrik şebekesi zarar görür.
  • Yangınlar oluşur, tsunami oluşabilir. Baraj ve göletler yıkılıp sel baskınlarına sebep olabilir.

Dünya’da Depremlerin Dağılışı Nasıldır?

Deprem iç merkezden başlayarak çevreye doğru dalgalar hâlinde yayılır. Odak derinliğine göre; sığ, orta ve derin deprem şeklinde sınıflandırılır. Türkiye’deki depremler genelde (0 – 60 km arası) sığ depremlerdir. Onun için yıkıcı etkileri fazladır.

Dünya’da deprem alanları ile volkanik alanlar genç kıvrımlı ve kırıklı araziler paralellik gösterir. Yeryüzündeki en şiddetli sarsıntılara bu dağları izleyen kırık (fay) hatları boyunca rastlanır.

Bu bakımdan Büyük Okyanus, Akdeniz çevresi, Antil Adaları. Japonya Adaları çevresi, Güneydoğu Asya Adaları, Alp kıvrım kuşağındaki Türkiye gibi bölgeler en çok sarsılan yerlerdir.

Daha net olarak söylenecek olursak yeryüzünde üç deprem bölgesi vardır.

  • Büyük Okyanus’u çevreleyen levha sınırları boyunca Büyük Okyanus Deprem Kuşağı
  •  Akdeniz kıyılarında Büyük Okyanus’a kadar uzanan Alp – Himalaya Deprem Kuşağı
  • Dünya’da kesintisiz uzanan çöküntü sistemlerinin bulunduğu başta Atlas Okyanusu sırtları ile diğer okyanus sırtları

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Depremler (Seizma) Tyt Coğrafya Fay Çeşitleri Deprem oluşumları Konusu